13 Yerel Kurumdan COP 28 Açıklaması: “Yaşanabilir, iklim dostu bir Türkiye için Kömürden Adil Çıkış Talep Ediyoruz”
COP 28 (28. Taraflar Konferansı) geçtiğimiz hafta Dubai'de başladı. Yıllardır Anadolu’da yaşam alanlarımızı ve geleceğimizi kömürün ipoteğinden kurtarmak için mücadele eden ve Kömürden Adil Çıkış: Hedef 2030 kampanyasını sürdüren Türkiye’nin 11 şehrinden 13 yerel kurum İklim Zirvesi’ndeki gelişmeleri yakından takip ediyor.
Bu 13 kurum, yaptıkları ortak açıklamada şu görüşlere yer verdiler:
“Mücadelemizin dünyanın dört bir yanında yaşam alanlarını fosil yakıtlara karşı savunan yerel halklarla, demokratik kitle örgütleriyle, iklim aktivistleriyle ortak olduğunun bilincindeyiz ve küresel iklim hareketinin bir parçası olarak COP 28’de fosil yakıtların kullanımının sonlandırılmasına yönelik somut taahhütler verilmesini bekliyoruz. Zira bilim net olarak önümüze atmamız gereken adımları koymuş durumda: Küresel ortalama sıcaklık artışlarını 1,5 C° sınırında tutabilmek için emisyonların 2030 yılına kadar 2010 yılına göre %45 oranında azaltılması ve 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşılması gerekiyor. Sera gazı salımlarının mecburi sıfırlanmaya gideceği bir süreçte bu hedefin gerçekleşmesi ancak başta kömür olmak üzere fosil yakıtlardan çıkışla mümkün.
Bu bilimsel gerçeğe rağmen COP 28’de Türkiye’nin Küresel Durum Değerlendirmesi toplantısında “kömürden çıkış” karşısında tutum almasını kabul etmemiz mümkün değildir. Kömürü el üstünde tutan bu enerji politikası ne bilimle uyuşmaktadır ne de iklimi, doğayı, halk sağlığını önceleyen bir vizyon sunmaktadır. Unutulmamalıdır ki sıklığı ve şiddeti gün geçtikçe artan iklim krizinin faili başta kömür olmak üzere fosil yakıtlardır. Bugün 50’nin üzerinde ülke yaşanabilir sağlıklı bir gelecek için kömürden kademeli çıkış için adımlar atarken ülkemizin kömürden çıkmama konusunda diretmeye devam etmesi iklim krizi çağının gerçekleriyle örtüşmemektedir. Oysa ki bugüne kadar yapılan çalışmalar, Türkiye’de kömürden adil bir çıkışı merkezine alan ve toplumun gerçek enerji ihtiyacına yönelik bir enerji dönüşümünün 2030’a kadar mümkün olduğunu göstermektedir.
Tüm bunları göz önünde bulundurarak Kömürden Adil Çıkış Hedef 2030 imzacısı 13 kurum olarak taleplerimiz şunlardır
- Kimsenin işsiz, güvencesiz, sağlıksız, enerjisiz kalmadığı; planlı ve kademeli; ekolojik, ekonomik, sosyal açıdan adil bir kömürden çıkış planı hazırlansın.
- Türkiye’nin Ulusal İklim Eylem Planı kömürden çıkış planını da kapsayacak şekilde güncellensin.
Sıklığı ve şiddeti gün geçtikçe artan aşırı hava olaylarını ve afetleri, iklim krizinin daha da derinleşmesinin önüne geçerek durdurabiliriz. Bunun için her ülkenin üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmesi şartıyla hala bir fırsatımız bulunmakta. Yaşanabilir, iklim dostu bir Türkiye için bu fırsatı değerlendirelim, 2030’a kadar kömürden adil çıkışa yönelik politikaları daha geç olmadan bir an önce başlatalım.
Açıklamaya imzacı kurumlar
- Adana – Çevre ve Tüketici Koruma Derneği
- Adana – Doğu Akdeniz Çevre Platformu
- Antalya – Korkuteli Dereköy Köylüleri
- Balıkesir – Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
- Bursa – Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği
- Çanakkale – Çan Çevre Derneği
- Denizli – Avdan Platformu
- Hatay – Antakya Çevre Koruma Derneği
- İzmir – Ege Çevre ve Kültür Platformu
- İzmir – Foça Çevre ve Kültür Platformu
- Kahramanmaraş – Afşin / Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu
- Karaman – Karaman Ekoloji Derneği
- Muğla – İkizköy Çevre Komitesi
Kampanya Hakkında:
Kömürden Adil Çıkış Hedef 2030 kampanyası Anadolu’nun dört bir yanında kömürün tahribatına karşı mücadele eden yerel kurumların çağrıcılığında 3 Haziran 2023’te başlatılmıştır.
Kömürden Adil Çıkış Hedef 2030 kampanya talepleri:
- Mevcut kömürlü termik santraller bugünden başlayarak 2030 yılına kadar kademeli olarak kapatılsın.
- Yeni kömür santralleri ve kömür madenleri için verilmiş izinler istisnasız iptal edilsin.
- Kömür madeni genişletmeleri durdurulsun.
- Kömür arama çalışmaları durdurulsun.
- Kömür madenlerinde ve termik santrallerde çalışan tüm emekçiler özlük haklarını ve geleceklerini güvence altına alacak programlarla desteklensin.
- Kömür bölgelerinde yaşanan ağır ekolojik yıkım ve buna bağlı insan sağlığındaki ve yerel ekonomideki çöküşün onarılması için etkilenen tüm ekosistemleri ve halkı kapsayan iyileştirme programları hayata geçirilsin.
- Krizlere karşı dirençli bir toplumu inşa etmek için şirketlerin çıkarlarını değil, kamu yararını, bilimi önceleyen politikalar geliştirilsin.