“95’nci doğum günün kutlu olsun cumhuriyetim”

ÖNDER Haber / Adem KANKAYNAR

“95’nci doğum günün kutlu olsun cumhuriyetim”
  • 31 October 2018, Wednesday 6:22

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 95’nci yıldönümü kutlamaları, önceki gece Milas Belediyesi’nce düzenlenen Fener Alayı yürüyüşü ile taçlandı. Geçmiş yıllarda olduğu gibi yine Milaslıların yoğun ilgi gösterdiği fener alayı yürüyüşü, Tolga Çandar konseriyle müzik ziyafetine dönüştü. Atapark’taki kalabalığa seslenen Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat; “Cumhuriyet, gökten zembille inmemiştir, yolda da bulunmamıştır. Ancak tarihimizin çok önemli bir kısmı cumhuriyetimizin içini boşaltma ve karşı devrim çabalarıyla doludur. Ulus olarak bu konuda çok hassas olmak zorundayız. Çünkü Büyük Atatürk, cumhuriyeti en büyük eseri olarak belirterek, O’nu yükseltme ve yaşatma görevini bize vermiştir” dedi ve ekledi:

Her yıl olduğu gibi bu sene de, Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Milas Belediyesi tarafından düzenlenen Fener Alayı Yürüyüşü, yine Milaslıların yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Önceki akşam saat: 19.30’da Atapark’ta başlayan fener alayı korteji; Atatürk Bulvarı, Altınışık Caddesi, Sanayi Caddesi, Ahmet Taner Kışlalı Caddesi, Şehir Parkı Döneri’nden devam edip, başladığı nokta olan Atapark’ta son buldu.

Fener Alayı Yürüyüşüne katılan topluluğu bir o kadar kalabalık da Atapark’ta beklerken, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Milaslılara seslenirken, kalabalığın coşkusuna vurgu yaptı.

Başkan Tokat, ilk Cumhurbaşkanı olan Atatürk’ün, cumhuriyetin ilk başbakanı olan İsmet İnönü’ye yazdığı mektubu okuyarak konuşmasına başladı ve şunları söyledi:

“Tarih sanki donmuştu, nefesler tutulmuştu. Büyük komutan o emin ve gür sesiyle atıldı. ‘Efendiler yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz’ dedi. Ertesi gün ilan ettiler de… 30 Ekim 1923, daha cumhuriyetin ilk günü, İsmet İnönü’ye şöyle bir mektup yazdı.

Sevgili paşam, Cumhuriyet’in ilk başbakanı olarak seni düşünüyorum. Dur, hiç itiraz etme. Niye seni seçtiğimi şimdi anlayacaksın. Bizi yine büyük bir savaş bekliyor. Durumumuzun bir bölümünü Cephe Komutanı ve Lozan Baş Delegesi olarak elbette biliyorsun. Büyük devletlerin bu sefil duruma bakarak, kısa zamanda pes edeceğimizi sandıklarını Lozan dönüşü sen bize anlattın. Ben sana şimdi bildiğinden daha da acıklı olan genel durumu özetleyeceğim. Bize geri, borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul bir köylü devletiyiz.

Dört mevsim kullanılabilir karayollarımız yok denecek kadar az. 4.000 km. kadar demiryolu var. Bir metresi bile bizim değil. Üstelik yetersiz. Ülkenin kuzeyini güneyine, batısını doğusuna bağlamamız, vatanın bütünlüğünü sağlamamız şart. Denizciliğimiz acınacak durumda.

Köylümüzü topraklandırmalı, ihtiyacı olan bir çift öküz ile bir saban vererek çiftçi yapmalıyız. Doğudaki aşiret, bey, ağa, şeyh düzeni Cumhuriyet’le de insanlıkla da bağdaşmaz. Bu durumu düzeltmeli, halkı kurtarmalıyız.

Her yerde tefeciler halkı eziyor. Güya tarım ülkesiyiz ama ekmeklik unumuzun çoğunu dışarıdan getirtiyoruz. Sığır vebası hayvancılığımızı öldürüyor.

Doktor sayımız 337, sağlık memuru 434, ebe sayısı 136. Pek az şehirde eczane var. Salgın hastalıklar insanlarımızı kırıyor. Üç milyon insanımız trahomlu. Sıtma, tifüs, verem, frengi, tifo salgın halinde. Bit ciddi sorun. Nüfusumuzun yarısı hasta. Bebek ölüm oranı %60’ı geçiyor.

Nüfusun yüzde 80’i kırsal bölgede yaşıyor. Bunun önemli bölümü göçebe.

Telefon, motor, makine yok. Sanayi ürünlerini dışarıdan alıyoruz. Kiremiti bile ithal ediyoruz. Elektrik yalnız İstanbul ve İzmir’in bazı semtlerinde var.

Düşmanın yaktığı köy sayısı 830. Yanan bina sayısı 114.408. Ülkeyi neredeyse yeniden kurmamız gerekiyor. Yunanistan’dan gelen göçmen sayısı da 400 bini geçecek. İktisadi hayatımız da, eğitim durumumuz da içler acısı. İktisatçımız da çok az. Zorunlu okuma yaşındaki çocukların ancak dörtte birini okutabiliyoruz. Halkın eğitimi hiç çözülmemiş. Oysa Cumhuriyet’in insan malzemesini hazırlamalı, namus cephesini güçlendirmeliyiz. Kültür eserleri kaçırılmış, kaçırılmaya devam ediliyor.

Raporlarda daha ayrıntılı, daha acı bilgiler var. Bunları Bakanlara ve parti yönetim kuruluna da ver. Genel durumu tam bilsinler.

Bütçemiz, gelirimiz yetersiz. İktisadi çıkmazdan kurtulmak için geliştirdiğim bir düşüncem var. Bu düşünceyi günü gelince konuşuruz. Hedefimiz milli iktisat; bağımsızlığın sürekli olması için iktisadi bağımsızlık temel ilkemiz olmalı.

Osmanlı bu gerçeği geç fark etti. Fark ettiği zaman çok geç kalmıştı.

Cumhuriyet’e uygun bir anayasaya gerek var. Bu zor durumdan nasıl çıkılabileceğini gösteren ne bir örnek var önümüzde, ne de bir deney ama yılmamak, ucuz, geçici çarelerle yetinmemek, halkı kurtarmak için sorunları çözmek, kalkınmak, ilerlemek, milli egemenliğe dayalı, uygar ve özgür bir toplum oluşturmak, yüzyılımızın düzeyine yetişmek, kısacası çağdaşlaşmak, bu büyük ideali tam olarak başarmak zorundayız.

Bu ana kadar bu ideali koruyarak geldik. Bundan sonra daha hızlı yürümek zorundayız. Bunun için gerekli yöntemi, yolu birlikte arayıp bulacağız. Yoksul ve esir ülkelere örnek olacağız. Kaderin bizim kuşağımıza yüklediği kutsal bir görev bu. Bu büyük görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim.

Allah yardımcımız olsun!”

İşte değerli hemşehrilerim, nasıl bir miras alındığını, yokluklar içerisinde nasıl bir zafer kazanıldığını, nasıl bir cumhuriyet kurulduğunu çok güzel özetlemiş Atamız.

Kurtuluş Savaşımız, tarihin en meşru savunma savaşlarından biridir. İşte cumhuriyet, bu zafer üstüne kurulmuş, dünyanın en büyük gelişme hamlelerinden ve devrimlerinden biridir. Gerek zaferimiz, gerekse cumhuriyetimiz tüm mazlum uluslara örnek olmuştur. Her ikisi de yokluk içindeki bir ulusun, Büyük Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde topyekun kalkışmasıyla başarılmıştır.

Cumhuriyet, en büyük bayramımızdır. Bir aydınlanma devrimidir. Kendi öz kaynaklarıyla başarılmış bir kalkınma hamlesidir. Bir çağdaşlaşma projesidir. Kimsesizlerin kimsesidir. Antiemperyalisttir, tam bağımsızlıkçıdır. Egemenliğin, ulusta olması esasına dayanır. Çağdaş demokrasiye yönelmiştir. Cumhuriyet bizim her şeyimizdir.

Cumhuriyet, gökten zembille inmemiştir, yolda da bulunmamıştır. Ancak tarihimizin çok önemli bir kısmı cumhuriyetimizin içini boşaltma ve karşı devrim çabalarıyla doludur. Ulus olarak bu konuda çok hassas olmak zorundayız. Çünkü Büyük Atatürk, cumhuriyeti en büyük eseri olarak belirterek onu yükseltme ve yaşatma görevini bize vermiştir.

Cumhuriyetimiz zor günler yaşamaktadır. Bu zor günleri aşma adına yeniden cumhuriyetin kurucu ayarlarına dönmek zorundayız. Emperyalizme karşı tam bağımsız ülke olmalıyız. Ulus egemenliğine dayalı çoğulcu parlamenter sisteme dönmeliyiz. Kendi öz kaynaklarıyla ekonomik kalkınma seferberliği başlatmalıyız. Fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür nesiller yetiştirmeliyiz. Kadını, eşit birey ve hayatın içine çeken bir anlayışı egemen kılmalıyız. Yurtta barış, dünyada barış temel felsefesiyle hareket etmeliyiz. Çoğulcu, özgürlükçü, hukuka saygılı, sosyal adaletçi yönetim anlayışını benimsemeliyiz. Tutarlı ve kişilikli bir dış siyaset gütmeliyiz.

İşte bu duygularla Cumhuriyet Bayramınızı yürekten kutluyorum. 95’nci doğum günün kutlu olsun cumhuriyetim.”

Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat’ın konuşmasının ardından, Cumhuriyet Konseri için sahneye, yöresel sanatçımız, eski dönem CHP Muğla Milletvekili Tolga Çandar çıktı. Seslendirdiği türküler ve aradaki mesajlarıyla Milaslılara keyifli ve müzik dolu bir gece yaşatan Çandar, konser sonunda uzun süre alkışlandı.

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık