Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, yaptığı açıklamayla Eğitim Bir Sen Başkanı Ali Yalçın’a tepki gösterdi.
Eğitim Sen Milas Temsilciliği’nden edinilen “Gerçekleri çarpıtmak, sorumluları kurtaramaz!” başlıklı açıklama şöyle:
Eğitim Bir Sen Başkanı Ali Yalçın, BirGün gazetesine yazdığım yazıya değerlendirme yapmaya çalışmış, tıpkı siyasi hamileri gibi, Türkiye’de eğitim emekçileri mücadelesinin öncüsü olan Eğitim Sen’i hafife alan alaycı bir dil ve üslup kullanmıştır.
Bizim açıklamamızda, “10 Ekim sonrası Eğitim Sen’e taziyede bulunmasını beklerdik” yaklaşımı paylaşılmış olmasına rağmen, suçlayıcı bir dil kullanılması dikkat çekicidir.
Cinsel taciz, tecavüz gibi tüm toplumun hassas olduğu çirkin olaylarda sendikamızın başka bir sendikanın adı ve amblemini kullanmak, tek başına herhangi bir kurumu suçlamak gibi bir yöntemi hiçbir zaman olmamıştır.
Eğitim Sen’in Karaman’da ve ülkenin dört bir yanında yaşanan ve cinsel istismar vakalarına yaklaşımı, özellikle cinsel istismar ve cinsel taciz konularındaki hassasiyeti, çıkardığı yayınlar ve açıklamaları kamuoyu tarafından bilinmektedir. Tartışmayı sadece Karaman’da yaşananlarla ve tek bir vakıfla sınırlandırmamak gerektiği, çok daha yaygın ve organize bir cinsel istismar uygulaması ile karşı karşıya olduğumuz açıktır.
Eğitim kurumlarının son dönemde cinsel taciz ve istismar uygulamaları ile gündeme gelmesinde, MEB’in bu konudaki sorumluluğunun yanısıra, son olarak Kayseri örneğinde de görüldüğü gibi tacizcileri koruma ve olayın üzerini örtme refleksi göstermesinin payı büyüktür.
Bizim tepkimiz ülkenin dört bir yanında yasadışı bir şekilde açılan evlerde, yetkisi olmadığı halde çocuklara “dini eğitim” vermeye çalışan, pekçok ilde çocuklara yönelik cinsel istismarlarda adı geçen iktidar destekli bir vakfı korumak için gösterilen hassasiyetin, çocuklarımıza yönelik cinsel saldırı konusunda neden gösterilmediği konusundadır. Bizleri suçlayanların Karaman’da yaşanan cinsel istismar vakasına ilişkin “tek satır” açıklama yapmamış olmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
MEB, Diyanet başta olmak üzere, her türlü dini vakıf ve dernekle, iktidar destekli bütün kurumlarla yapmış olduğu ortak proje ve protokolleri iptal etmelidir. Adı şu ya da bu şekilde cinsel taciz, cinsel istismar vb iddialarla anılan hiçbir vakıf ya da dernek okullara ve çocuklara yaklaştırılmamalı, bakanlık kendi sorumluluklarını iktidara yakın vakıf ve derneklere devrederek kamusal eğitimin altını boşaltma girişimlerinden derhal vazgeçmelidir. Öğrenci ve velilerimizin çocuklarını okullara endişe ve korku içinde göndermesinin önüne ancak bu şekilde geçilebilir.
Eğitim Sen’i iktidar ağzıyla konuşup karalamaya çalışmak, iktidarın gölgesinde büyüyen ve attığı her adımda üyelerinin değil, hükümetin çıkarlarını gözetenlere söylenecek başka da sözümüz yoktur.





