Datça Kent Konseyi Kıyılar Çalışma Grubu ile MUÇEP (Muğla Çevre Platformu) Datça Grubu’nun ortak çağrısıyla 12 Ocak Cuma günü Datça-Palamutbükü sahilinde düzenlenen toplantıda, Muğla Valiliği bünyesindeki Muğla’ya Hizmet Vakfı ve Çevre Şehircilik Bakanlığı (ÇŞB) Türkiye Çevre Koruma Vakfı’nın % 50’şer payla 2014 yılında kurdukları MUÇEV Turizm Ltd. Şti’nin (MUÇEV) Datça Mesudiye Mahallesi Kurubük Koyu’nu, işletme için kiralamak üzere açtığı ihalenin iptaline ilişkin mücadelede ‘yol haritası’ görüşülürken gelen “İhale iptal edildi” haberi sevindirdi.
Toplantıya ilgi büyüktü …
Toplantıya, Datça Merkez, Mesudiye ve Palamutbükü-Yakaköy’den yurttaşların da aralarında olduğu kalabalık bir topluluk katıldı.
Toplantı’da Datça Belediye Meclisi Üyesi ve Kent Konseyi Başkanı Hayriye Balkan, MUÇEV’in kiralamasının hukuka aykırı olduğunu, bunun idare mahkemesi kararlarıyla ortaya konulduğunu, son olarak Gökova -Akyaka’da Kadın Azmağı’nın kullanımını MUÇEV’e bırakan, ÇŞB ile imzalanan protokolün iptali talebiyle Muğla B.Ş. Belediyesi’nin açtığı davada Belediye lehine kabul kararı verildiğini,
Kıyılar Çalışma Grubu Üyesi - MUÇEP katılımcısı mimar Faruk Şahin, özellikle toplantıya halkın yoğun ilgi ve katılımının çok değerli olduğunu, Kurubük’ün kiralanmasının, Anayasa ve Kıyı Kanunu’na; koyun 1. Derece doğal SİT alanı statüsü, orman alanı niteliği ve yürürlükteki Çevre Düzeni Planı’nda Günübirlik Kullanım Alanı olarak belirlenmemiş olması karşısında, bu düzenlemelere ve ilgili mevzuata aykırı olduğunu; bunun, Datça kıyılarının işgali için bir ilk adım kabul edilerek, karşı durulmasının, kıyıların halkın kullanımına açık kalması açısından önemini; bu işgal süreci engellenmezse, Bodrum kıyılarında yaşanana benzer, halkın kıyıyı kullanmasının tümüyle imkansız hale geldiği bir felaket senaryosunun gerçek olacağını; yapılacak ihalenin kiralanacak yeri dahi açık-net tanımlamamak, eşit katılıma açık olmamak gibi ciddi hukuk ihlalleri içerdiğini,
Kıyılar Çalışma Grubu Üyesi-MUÇEP katılımcısı hukukçu Güngör Erçil de, Anayasa’da ve Kıyı Kanunu’nda kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında ve halkın serbestçe kullanmasına açık olduğunun ifade edildiğini; kıyıların özel mülkiyet konusu mallar gibi işleme tabi tutulup ticarileştirilemeyeceğini, kıyılar üzerindeki devlet hüküm ve tasarrufunun, halka ait ve devlet organları eliyle kullanılacağı anayasada ifade edilmiş egemenliğin bir sonucu ve somutlaşma biçimi olduğunu; kıyılar üzerindeki tasarrufun, kurucuları kim olursa olsun, kar amaçlı bir kuruluş olan bir şirkete devredilmesinin egemenliğin devri anlamına gelen bir anayasa ihlali olduğunu,
vurgulayan konuşmalar yaptılar.
‘Güzel Haber’i DHA Muhabiri verdi
Bu konuşmaların ardından, toplantıyı izleyen DHA Datça Muhabiri, kısa bir süre önce Muğla Valiliği’nden kendisine “ihalenin iptal edildiği”nin bildirildiğini duyurdu. Bu haber katılımcılar tarafından sevinç ve alkışlarla karşılandı. İhalenin iptal edilmesinin, bu konudaki duyarlılığın terk edilmesine yol açmaması gerektiği; uzun soluklu ve sürekli bir mücadelenin gerekli olduğu; Kıyılar Çalışma Grubu’nun çalışma ve etkinliklerine ilgi gösterilip takip edilmesi ve katılınmasının önemli olduğu vurgulandı.
Toplantıya katılanlar daha sonra topluca Kurubük Koyu’na gittiler ve koyun kirlendiği iddiasını yerinde belirleyip gerekiyorsa hep birlikte temizlik yapılması kararı alındı. Kurubük Koyu’na gidildiğinde, kiralamaya gerekçe gösterilen bir kirlilik içinde olmadığı belirlendi.
Katılımcılar, koyun tüm kıyısını kapsayan insan zinciri oluşturarak, bir kez daha kıyılara sahip çıktıklarını haykırdılar.





