Görülen ve gelinen nokta o ki, Hain Fetö Darbe Girişimiyle sivil siyaset de bir hayli yara almış ve adeta siyaset kurumları da askeri bir Darbe yemiş gibi felç olmuştur.
Zira; 18.12.2014 tarihi itibariyle Türkiye’de, 97 Siyasi Parti vardı. Evet bunların bir çoğu tabela partisiydi ve sayıları da her yıl değişmekteydi. Fakat, 7 Haziran 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne 31 Siyasi Parti katılmıştı. Bunlardan Meclis’e girebilenlerin dahi sesinin kısıldığı ve hezimete uğradığı şu dönemde, akla birçok soru işareti geliyor. Siyasi Partiler başta olmak üzere, Sivil Toplum Örgütleri Türkiye’de demokrasinin gelişmesi için yeterince gayret gösteriyorlar mı..?
HDP’li milletvekili ve siyasetçilerin tutuklanmalarına yeterli tepki gösterildi mi..? Yoksa, göz mü yumuldu..?
Bütün bunları yazarken ben, HDP’nin ‘’sütten çıkmış, ak bir kaşık’’ olduğu ve icraatları savunulsun falan demiyorum. Amacım ; HDP’yi yüceltmek, övmek veya yermek de değildir.
Benim amacım, çok açık. Demokrasi ve siyasetin işlemesi.
Anlatmak, yazmak zor da olsa, kafama takılanı yazacağım ve ifade etmeye çalışacağım..
Zira siyaseti marjinalleştirmeye, kriminalleştirmeye ve çağ dışı normlara göre keyfileştirmeye götürenlere fırsat verilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Siyasetçileri dışlamak ve muhalefetsiz bir siyaset yapmayı kabul etmek bir siyasetçiye yakışır mı..?
Muhalefetsiz demokrasiye demokrasi denilir mi..? Buna, tepkisiz kalınır mı..?
Mesela; AKP, CHP, MHP, HDP bu hususta ne yaptı..?
Şüphesiz her parti sorgulanmalı ve icraatları incelenmeli.
CHP’yi ele alırsak; tutuklamalar konusunda TEPKİSİ ne oldu ..? Ya da yeterli tepkiyi NEDEN göstermedi veya gösteremedi..?
Türkiye’deki Fetö Darbe Girişimi sonrası milletimiz hep birlikte darbecilere karşı demokratik tepkisini ortaya koyduğu halde, neden halâ OHAL devam ediyor..?
CHP, Ana Muhalefet Partisi olarak gerekeni yaptı mı..?
Evet CHP, Fetö Darbe girişimine karşı olağanüstü bir tepki gösterdi ve Hükümet’e derhal ve zamanında destek verdi. Fakat, sonuca gidemedi.
Zira; AKP- Hükümeti, bu Fetö Darbe Girişimini fırsata çevirerek, muhalefet partilerini izole etme, yok etme ve Yeni Anayasa ile Cumhurbaşkanı’nı Başkan yapma peşine düştü.
Hükümet, bir taraftan Fetöcüleri temizlemeye koyuldu, diğer taraftan da muhalefetlerini temizlemeye başladı. Bu durumu siyasi partilerimizin görememeleri, anlayamamaları mümkün değildi.
Herkes ne olup bittiğinin farkında olduğu halde; “Bana dokunmayan yılan, bin yıl yaşasın” misali bir çok parti ve Sivil Toplum Örgütleri bir kenara çekildi ve büzüldü.
Kirpiler gibi..!
AKP Hükümeti de, fırsattan istifade etti. Sanki, görevi demokrasiyi ortadan kaldırmakmış gibi, OHAL’i de uzattı. Böylece bizim güdük Demokrasi, darbe üstüne bir darbe daha yemiş oldu. Sanki hedefte, muhalefet ve demokrasi vardı :)
Çok geçmeden Hükümet, Cumhuriyet Savcılarını da bir şekilde harekete geçirerek mahkemeleri ve adaleti olabildiğince etkilemeye başladı ve bu tutumu, HDP’li vekillerin tutuklanmalarıyla iyice görülür hale geldi. Derken arkasından HDP’li Belediye Başkanları tutuklandı. Yerlerine, Kayyum Başkanlar atandı. Ve bunların ardından, vahşice cinayetler işlendi. Tepkiler, teröristlerin kullandığı metotlara dönüştü. Tepkilerin ardı, arkası kesilmedi, arttı. At izi, it izi, kurt izi, tank izi birbirine karıştı. Şiddet şiddeti, nefret nefreti tırmandırdı. Cinayetler, terör saldırıları, savaş sürüp gitmekte; kuruların yanında yaşlar da yanmaktadır.
Ülkemize şöyle kaba taslak bir baktığımızda;
-Doğu ve Güneydoğu illerimizde, Askeri bir Devlet, -Ankara’da, AKP’li bir Devlet, -Türkiye’de, muhalefetsiz bir Siyaset olduğunu söylemek hiç de yalan değil..!
Tutuklamalar hakkında konuşan ve kınayanlar, neredeyse yok gibi.
Zira, siyasi düşüncelerini söyleyenler hep zan altındalar. Teröre ve teröriste yardım ve yataklık yapmayanlar da rahatlıkla suçlanabiliyor ve tepkiler bastırılıyor.
Halk korkuyor, korkutuluyor. Ana Muhalefet Partisine dahi göz açtırılmıyor, söz söyletilmiyor. Bir taraftan CHP’li vekillere gözdağı veriliyor, yapılan baskı ve yıldırma girişimleri kurşun sıkmalara kadar ciddi boyutlara ulaşıyor. Muhaliflerinin liderlerine varıncaya kadar tutuklatan ve millete yeterince gözdağı verip korkutan AKP iktidarı, savaş, şiddet ve kaotik durumlarının yaratılmasından ve devam etmesinden hiç de geri adım atmıyor. Sınır ötesi dahil her yerde baskı, şiddet ve çatışma siyasetini devam ettiriyor, tırmandırıyor ve halâ da bu yola devam ediyor.
Bizim de karşı olduğumuz terör ve terörist, bakıyorsun onların da ağzında, ama bir farkla. Onlar için terörist, sadece teröristler değil. Aynı zamanda AKP karşıtları da.. Oonlara ve icraatlarına muhalif olan herkes de terörist ..!
Evet, suçlamalar ağır ve korkunç. Son olarak Avrupa Birliği ülkelerine de, 2 yediliyle güzel bir rest çekildi. Ülke yönetmiyor da sanki poker oynar gibiyiz. Kısacası Yürütme; acılarımızı, yitirdiğimiz canlarımızı unutturdu. Doları uçurttu. Türk Lirasının değerini kaybettirdi. Esnaf siftah yapamaz, hale geldi. Halk, geçinemez oldu. Ama sayın başbakan, her ağzını açtıkça; “biz onlara göstereceğiz, şunu pişman edeceğiz, bunu pişman edeceğiz” … efendim, illa başkan seçtireceğiz..! Bir başkanlık tutturmuş gidiyor.
Şimdi sıra, son fasılda.
Darbe döneminde Evren’in yaptığı gibi, OHAL altındaki bir ülkede, Anayasa yapıp milletin önüne koymak. Sandığa gitmek. Planlarında başarılı olacaklar mı..?
Bu gidişle; Anayasa’ya Evet denileceğinden ve Başkanlık Sistemine geçileceğinden artık hiçbir kimsenin şüphe yok gibi. Muhalefeti her gün “salam misali” dilim dilim yok edilen bir ülkede, yürütmenin hangi dediği olmuyor ki..? Ülkemizde, Demokrasiye ve parlamenter Sisteme sahip çıkması gereken CHP de, maalesef siyasetçi meslektaşlarına, tam sahip çıkamadı. Seyirci de kalmadı ama, bekleneni de yapmadı veya yapamadı. Halbuki yapılması gereken çok şeyler vardı. Milletimizle ve Örgütlerimizle beraber demokratik tepkiler ortaya koymalıydı.
Şimdi, soruyorum sizlere:
-Benim, senin, onun ‘bunlar demokrattır’ diyerek yanlarına gideceğimiz, sokulacağımız, birlikte mücadele edeceğimiz, hangi demokratik parti, örgüt ya da güveneceğimiz kurumlar kaldı ki ..?
Fetöcülerin “FET” i gitti.. Yerine, “ÖCÜ”’leri geldi..!
Devlet, devletlikten çıktı. Adeta, AKP’nin bir örgütü haline geldi. Ben şahsen, teröre ve teröristlere yardım ve yataklık yapanlara kesin karşıyım. Fakat; adil yargılama süreci işletilmeden ve kesin mahkeme kararları olmadan siyasetçilerin tutuklanmasına ve hele hele siyasi muhaliflerince tutuklandırılmasına kesinlikle karşıyım..!
Ve bu nedenle de ben, yapılan uygulamaları ve bu siyasi tutuklamaları, KINIYORUM.
Bugünkü iktidar, muhalefetlerini tutuklasın, ceza evlerine tıksın, idam etsin.. Yarın başka bir parti iktidara gelsin, o da rövanşını alsın. Muhaliflerini yok etmeye kalksın.. Bu nasıl bir demokrasi böyle..?
Bu düşüncelerle ben; Tutuklamalara sessiz kalanları, TEPKİ GÖSTERMEYENLERİ ve hâlâ Siyaset Koltuklarında rahat rahat OTURANLARI, SİYASETÇİYİM deyip tepkisiz kalıp susanları AYIPLIYORUM..!
(Köyceğiz, 26 Kasım 2016)





