Milletvekili Adayı Ergun: "Benim milletim FETÖ'ye oy vermedi, sana oy verdi"
ÖNDER Haber / Adem KANKAYNAR -

İYİ Parti Milas İlçe Teşkilatı, 24 Haziran Milletvekili Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için çalışmalarını sürdürüyor. İlçe teşkilatı ve partinin birinci sıra Muğla Milletvekili Adayı Prof. Dr. Metin Ergun, siyasi çalışmalar kapsamında Kafaca ve Çomakdağ-Kızılağaç mahallelerini ziyaret ederek, vatandaşlarla bir araya geldi…
İlk olarak Kafaca mahallesini ziyaret eden İYİ Parti Milas İlçe Teşkilatı ve Muğla Milletvekilli Adayı Prof. Dr. Metin Ergun,
mahalle kahvesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Mahalle sakinlerine seslenen Ergun, “16 yıldır kesintisiz iktidar olan bir partinin ülkemizi ekonomiden tutun da, adalet sistemi ve hukukta getirdiği nokta herkes tarafından bilinirken, şimdi çıkıp da ben adalet sistemi ve hukuk sistemini düzelteceğim demesi ne kadar inandırıcı olabilir? 16 yıldır bu ülkeyi tek başınıza siz yönetmediniz mi?” diye sordu.
Kafaca mahallesinde vatandaşlarla yapılan sohbetin ardından Çomakdağ-Kızılağaç’a giden İYİ Parti heyeti, kalabalık bir vatandaş topluluğu tarafından karşılandı. Burada mahalle sakinlerine hitaben ilk konuşmayı yapan İYİ Parti Milas İlçe Başkanı Mehmet Çayırlı, zorunluluk nedeniyle Ramazan ayı içinde seçim çalışmaları yaptıklarını ifade ederek, “Değerli hemşerilerim, bu kadar kısıtlı sürede ve Ramazan ayında seçim propagandası yapmak gerçekten çok zor. Ama sizler yine şanslısınız.Milas’ın 120 tane köyü var. 30 günlük bir sürede Milletvekili adayımızı her köye götürme imkânı yok.Milletvekili adayımız bu 30 günlük süreçte Milas’ta sadece 6 gün propaganda çalışması yapabilecek.Değerli hemşerilerim, İYİ Parti neden kuruldu?24 Haziran seçimlerinin önemi ve İYİ Parti iktidara geldiği takdirde sizlere neler vaat ediyor?gibi konularda milletvekilli adayımız Prof. Dr. Metin Ergun, sizlerin evladı, hemşeriniz anlatacak. Bizleri misafir ettiğiniz için sizlere teşekkür ediyor ve hepinize iyi akşamlar diliyorum” diyerek sözü Ergun’a devretti.
“Baskın seçimin sebebi ‘Meral Akşener’ korkusu …”
Ergun, yaklaşık 1,5 ay önce yine Çomakdağ-Kızılağaç mahallesini ziyaret ettiğini ve o gün konuştuklarından çok daha farklı şeyler söylemeyeceğini belirterek; “Taşıdığı öneme binaen farklı şeyler söylemeyeceğim. O gelişimde partimiz yeni kurulmuştu ve ortada seçim kararı yoktu. ‘Seçimler zamanında yapılacak’ diye hükümet kanadı bas bas bağırıyordu.Erken seçim istemek, vatana ihanettir diyorlardı. Mesela Bekir Bozdağ, mesela Mehmet Şimşek. Vatana ihanet kavramını o kadar ucuzlatmışlardı ki, ‘erken seçim vatana ihanettir’ dediler. Bahçeli’ye erken seçim istettiler.Kendileri baskın seçim yaptılar.Ramazan ayında insanlar doğru dürüst ibadetlerini bile yapamıyorlar.Bir aylık süreye sıkıştırılmış, olağanüstü hal şartlarında, baskının baskını bir erken seçimle karşı karşıyayız. Neden? Neden erken seçim istemek vatana ihanet iken, bugün baskın seçim yapıyorlar.Bunun tek bir sebebi var. Meral Akşener korkusu.Başka hiçbir sebep yok.Meral Akşener güçlenmesin. Seçimi zamanında yaparsak Meral Akşener toplumun her yerini ziyaret eder, İYİ Parti köylere kadar teşkilatlanır ve bizim işimiz biter diye baskının baskını bir seçime gittiler. Oysa işleri şimdi bitti.Çok değil 22 gün sonra bu iş bitiyor. Yeter artık. Nasıl 1950’de bu millet yeter dediyse şimdi de ‘yeter’ diyor. O zaman nasıl yeter deyip tek parti iktidarını Demokrat Parti’ye verdiyse, şimdi de vatandaş yeter diyerek, bunların iktidarını sona erdirecek. Bizim gördüğümüz bu. Erken seçim taleplerinin altında yatan en önemli neden ‘ülkenin beka sorunu var’ diyorlar. Eh be mübarek, ülkenin beka sorunu varsa bunun müsebbibi sizsiniz demek ki. 16 senedir bu ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Beka sorunu haline getirenlere devleti bir kez daha teslim edemeyiz” dedi.
İYİ Parti Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine inananların partisidir…
Konuşmasında daha sonra İYİ Parti’nin niçin kurulduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Metin Ergun; “Hepiniz biliyorsunuz biz Meral Akşener ile yeni bir mücadele başlattık. Gittiğimiz her yerde vatandaş bize ‘Bu çerçeve çok dar.Bu çerçeveyle ülkenin sorunlarını çözemezsiniz.Bu çerçeveyi genişletin. Öyle genişletin ki bütün siyasal kesimler, bu devletin vatandaşı olmaktan ve bu bayrağın altında yaşamaktan bir rahatsızlık duymayan bütün siyasal kesimler bu çatı altında temsil edilebilsin.’ İYİ Parti böyle bir parti… ‘Nasıl olacak dedik’ dediler ki ‘Milletimizi Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi altında bir araya getirin.’ İşte değerli hemşerilerim.İYİ Parti Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine inananların partisidir.İYİ Parti kurucu iradeye inananların partisidir.İYİ Parti Mustafa Kemal’in ideallerine ve fikirlerine inananların partisidir.İYİ Parti Cumhuriyetimizin kazanımlarını kaybetmek istemeyen insanların partisidir.İYİ Parti Cumhuriyetimizin kazanımları ile milletimizin değerlerini bütünleştirmek isteyen partinin adıdır.İYİ Parti bu felsefeyle kurulmuştur” dedi.
Ergun, konuşmasının devamında kadrolarının da aynı anlayışla ve tüm siyasi görüşleri kapsayacak şekilde kurulduğunu, geçtiğimiz dönemlerde ülkeye bakan veya milletvekili olarak hizmet etmiş kişiler ve yakınlarının da partinin bünyesinde yer aldıklarına vurgu yaparak, yeni bir yapı oluşturduklarını söyledi.
“AK Partili olmanın da anlamı kalmadı…”
Sözlerine “Bizler siyasi görüşlerimizi terk etmedik. Bizler gömleğimizi çıkarmadık. Sadece bu gömleğin üzerine vatanseverlik ceketini giydik ve yola çıktık” diyerek devam eden Prof. Dr. Metin Ergun; “Neden bu yola çıktık. Daha evvel ülkenin geldiği noktayı bu kahvede defalarca anlattım size.Keyfi bir yönetim başladı. Hukuk kalmadı. Hiç kimsenin iradesi kalmadı.81 milyonluk bir ülke bir kişinin iradesine kaldı. Hukuk sistemi paramparça edildi.Ekonomi güveni kaybetti.Türkiye neredeyse iflas noktasına geldi. Yönetemiyorlar. Artık kurumsal kültürümüz kalmadı.Bir kişinin iki dudağının arasında bıraktılar ülkeyi.Ne anayasamız ne de yasalarımız kaldı.Bir kişinin iki dudağının arasından çıkan bir söz kanun haline geldi. Size net bir şey söyleyeyim, AK Partili olmanın da anlamı kalmadı. Kadir Topbaş AK Partili değil miydi?Milyonlarca kişinin oyunu almıştı.‘İstemiyorum seni’ dedi, hoop gitti.Siyasi kişiliğini seversiniz sevmezsiniz.Melih Gökçek AK Partili değil miydi? Edip Uğur, Recep Alatepe AK Partili değil miydi? Bunlar belediye başkanı, hem de metropollerin belediye başkanı. İstanbul dünyanın en büyük şehirlerinden biri… ‘İstemiyorum seni’ gitti.Yetmedi, Ahmet Davutoğlu, AK Partili değil miydi?Yüzde 49,5 oy almıştı.‘İstemiyorum seni’ gitti.Ülke böyle yönetilmeye başlandı.
Eğer millet olarak 24 Haziran’ı da kaybedersek, Hukuk sistemi de tamamen siyasetin emrine girecek.Şimdi de girdi ama tamamen tescillenecek.8 yıl önce bu köye gelip, ‘referandumda evet oyu vermeyin, eğer evet derseniz hukuk sistemi belli bir gurubun eline geçebilir, yapmayın etmeyin’ dedik.Evet, çıkınca ne oldu sevgili hemşerilerim.Yargı o günkü adıyla ‘Hizmet Hareketi’ bugünkü adıyla FETÖ olan grubun eline geçti.Onlar ne yaptı? Ergenekon, Balyoz, Ayışığı, vs. davalarıyla Cumhuriyete bağlı Türk subaylarını tasfiye ettiler. Zekeriya Öz’ü hatırladınız mı?Bu davaların bir savcısı vardı.Altına zırhlı Mercedesler verdikleri.Biz bunlar yanlıştır derken, onlar beraber yol yürüyorlardı.Kimse bizi aptal yerine koymasın.Cumhuriyetçi subaylar tasfiye edildi.Yerine o günün cemaati, bugünün FETÖ’cülerinin yetiştirdiği subaylar yerleştirildi.Bunun getirdiği sonuç ise 15 Temmuz’dur. Bunların ufku işte bu kadar… Eğer 2010 referandumu kabul edilmemiş olsaydı 15 Temmuz olmazdı, olamazdı. Hatırlayın, kozmik odaya kadar girmediler mi? Bu ülkenin Genelkurmay Başkanını terörist diye tutuklamadılar mı? Hatırlamıyor musunuz? İlker Başbuğ paşayı… Bu ülkenin, Türk ordusunun Genel Kurmay Başkanlığını, komutanlığını yapan paşayı tutukladılar.Netice 15 Temmuz oldu.Öyle sağda solda şey aramasınlar.Beraber yaptılar, sonuç ortada.2010 referandumunu kastediyorum. Orada beraberlerdi. Şimdi belki düzelirler, devlet aklı ortaya çıkar dedik, 16 Nisan referandumunda.Yine buraya gelip anlattım. Evet demeyin. Hayır oyu verin diye.Sonuçta Evet çıkınca yargı sistemi siyasetçinin emrine girdi.Artık bu yargı sisteminde adalet dağıtan hukuk kalmadı. Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanı seçim beyannamesini açıkladı. Ne diyor biliyor musunuz?Bağımsız ve tarafsız yargı sistemi oluşturacağız.İki referandumda da bağımsız ve tarafsız yargı diyerek, yönetilemez bir ülke haline getirdiler Türkiye’yi.Liyakat ortadan kalktı. Ben bu köyü biliyorum, bu köy okumayı, okutmayı sever. Rızkınızdan, boğazınızdan keser çocuğunuzu okutmaya çalışırsınız.Ama biliyor musunuz?Çocuklarınız sınava girer.Sınav soruları çalınmış. Kim çalmış? FETÖ çalmış. Ellerini yıkayıp sıyırıp çıkıyorlar.Bana ne kardeşim?Dün FETÖ çaldı, bugün ÇETÖ çalar. Benim milletim FETÖ’ye oy vermedi, sana oy verdi. Çaldırma diye. Çaldırmaması gereken, buna engel olması gereken sensin. Sana oy verdi millet. Çocuklarınızın eşit şartlarda yarışma şansı bile elinizden alındı.Yıllarca bu sorular çalındı.Diyelim sınavı kazandı, mezun oldu.Son 1,5 yıldır AK Parti’den belge getirmeyen hiç kimse kadroya yerleşemiyor.Sözlü mülakat sistemini getirdiler.Yazılı sınavda isterseniz 100 puan alın, sözlüde eliyorlar.Temizlik işçisi bile olamıyorsunuz.Bakın ben yarı buralıyım.Bir dağ köyünde doğdum.60’lı yıllarda araba yok, yaya geldim gittim.Bırakın siyasetçi kimliğimi, Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden birinde profesörüm, elinizden alınan bu” dedi.
“Devlet 81 milyon vatandaşına eşit yaklaşacak …”
Ergun, bugüne kadar kaç sınava girdiğini hatırlamadığını, ancak hiçbir sınavda ne hocalarının, ne de devletin etnik kökenini merak etmediğini, mezhebini, inancını, siyasi düşüncesini sormadığını, bu işi yapıp, yapamayacağına baktıklarının altını çizdi. Şimdi kaybettiğiniz bu diyen Prof. Dr. Metin Ergun; “O zaman yönetimde Adalet Partisi vardı. Bana AP’den veya CHP’den belge getir demedi. Liyakate baktı. Şimdi kaybettiğiniz bu. Cumhuriyetin en büyük kazanımı, nimeti buydu.Paşa torunu, Ağa oğlu, Şeyh kızı anlayışını yıktı.Kimlik kartlarıyla bizi eşit hale getirdi.Şimdi bu eşitliği kaybediyorsunuz.İyi Parti olarak vaadimizdir.İltiması ortadan kaldıracağız.Bir kişi partici olduğu için değil, becerikli olduğu için, bilgili olduğu için bir kuruma yerleşecek. Cumhuriyet buydu. Bunu yeniden tesis etmeyi vaat ediyoruz.Devlet 81 milyon vatandaşına eşit yaklaşacak.Bir diğer vaadimiz Devleti yeniden güçlendirilmiş, eksikleri giderilmiş parlamenter sistemin içine alacağız. Tek adam rejimi, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gibi garip ismi olan sistem, bir kişinin sözünü kanun haline getirdi. TEOG Sistemi kalkıyor.Milli Eğitim Bakanının haberi yok.Televizyondan canlı yayında öğreniyor.Koskoca bir devlet, tek kişinin yönettiği bir yapı haline geldi” dedi.
“16 yıllık AKP iktidarında kurulan bir tek fabrika yok…”
“İYİ Parti olarak en büyük vaadimiz, üreten bir Türkiye” diyen Ergun, “Üretimden koptuk. Sanayi üretiminden koptuk.16 yıllık AKP iktidarında kurdukları bir tek fabrika yok. Yapılanları sattılar. Betona yatırdılar. Herhalde beton yiyeceğiz. Demokrat Parti’nin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin felsefesinin üreten Türkiye’sini inşa etmek istiyoruz.
Türkiye tarım üretiminden koptu.Hepimiz artık öğrendik.Türkiye sarımsak ithal ediyor. Soğan, kuru fasulye, nohut, saman, o samanı yiyen ineği ithal eder hale geldi. 16 yıl önce tarımda kendine yeten bir ülkeden, bu gün her şeyi ithal eden ülke haline geldik. Zeytinyağı ithal ettiler.Türkiye tarımdan yanlış uygulamalar nedeniyle koptu.Çiftçi tarlasına küstü.Çiftçiyi üretimle barıştırmak için girdileri ucuzlatacağız.İYİ Parti olarak çiftçinin üretimde kullandığı mazotun vergilerini kaldırıp, mazotu çiftçiye yüzde 50 ucuza vereceğiz.Üreticiyi destekleyip üretimi arttırırsanız, bir de ihracat kapısı açarsanız, ancak o zaman üretici rahatlar.Yoksa Türkiye’de tarım yapılmıyor.16 yıldan bu yana 22 milyon metrekare toprağı ekmez olduk. 22 milyon metrekare toprak üretimden koptu, ekilmiyor. Onun için mutlaka tarımın desteklenmesi gerekiyor.
İYİ Parti olarak bunu vaat ediyoruz.Asgari ücretten vergiyi kaldıracağız. Çünkü asgari ücret, açlık sınırının altında... Ülkenin geldiği nokta bu” diyerek sözlerini tamamladı.
Ziyaret, mahalle sakinleri ile yapılan sohbetin ardından son buldu.





