“Milli Eğitim Bakanlığı, Torpil Bakanlığı’na dönmüştür!”

Türkiye Kamu Sen Muğla İl Temsilcisi ve Türk Eğitim Sen Muğla Şube Başkanı Mürsel Özata, “Proje Okulları uygulamasında yaşanan haksızlıklar”a ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

Açıklamasına, “Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği”nin 1 Eylül 2016 tarih ve 29818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girdiğini anımsatarak başlayan Özata, yönetmelikte, proje okullarına yönetici görevlendirmesi ve öğretmen ataması yapılırken hiçbir somut kriter getirilmediğine, idareye son derece geniş, keyfi ve sınırsız bir takdir yetkisi verildiğine dikkat çekerek, “Söz konusu düzenleme kariyer ve liyakat ilkeleri ile bağdaşmamaktadır. Ayrıca, bu kurumlarda görevli öğretmen ve yöneticilerin görev süreleri dört ve sekiz yıllık sürelerle sınırlandırılmış, mevcut öğretmen ve yöneticilerin hakları ise korunmayarak bu kişilere de zorunlu yer değişikliği getirilmiştir. Türk Eğitim-Sen olarak bahsi geçen yönetmelikte yeralan hukuka aykırı düzenlemelerin iptali talebiyle Danıştay nezdinde dava açmış bulunmaktayız” dedi ve bakanlık yetkililerine şu soruları yöneltti:

-Bakanlığın listelediği proje okulları nasıl belirlendi? Bu okullar hangi kriterlere göre seçildi?

-Bu okullara atayacağınız öğretmenler ile yöneticileri nasıl ve neye göre belirlediniz?

-Fen Lisesi gibi birçok güzide okulumuzda, okullar açılmış ve eğitim öğretim başlamışken böyle bir düzenlemenin alelacele gerçekleştirilerek hem velileri hem öğrencileri hem de öğretmenleri tedirgin etmeye, mağdur etmeye neden gerek duyulmuştur?

-MEB Bakan Yardımcısının, ‘uygulamanın durdurulduğu’ beyanına rağmen inatla ve ısrarla eğitim öğretimi olumsuz etkileyecek bu uygulama neden yapılmak istenmektedir?

-Yönetmelikte valilikçe atanan denmesine rağmen Bakanlıkça atanan arkadaşlarımız da bu kapsamda neden ısrarla değerlendirilmektedir?

-Keyfiyetin söz konusu olmayacağının, kariyer ve liyakat ilkelerinin yerle bir edilmeyeceğinin, hak eden ve alınteri dökenlerin yerine, sırtı sağlam ve torpilli olanların, sendikal tercihi nedeniyle ödüllendirilenlerin, ideolojisi ya da siyasi görüşü iktidara yakın olanların, yandaşların, sırdaşların atanmayacağının garantisini verebilecek misiniz? Yoksa bu makamlara yapılan atamalar gökten zembille inenlerin, birilerinin sırtına basarak yükselenlerin cenneti mi olacaktır?

Hem proje okullarından alınanların norm fazlası mağduriyeti, kazanılmış haklarının ellerinden alınması hem bu okullara, ‘aldım verdim, ben seni yendim’ mantığıyla seçilen öğretmenlerin ayrıldıkları okullarda oluşan boşlukların nasıl giderileceği, darmadağın olan ders programlarının tekrar nasıl düzenleneceği, okullar açılalı yaklaşık bir ay olmuşken hiçbir dersin doğru dürüst işlenmemiş olması Milli Eğitim Bakanlığın umurunda mıdır?

-MEB artık tamamen TORPİL BAKANLIĞINA dönmüştür. Siyasi iktidarın MEB’de kendi kadrosunu oluşturmak, çok sık dillendirdikleri paralel yapıyı tasfiye etmek uğruna yeni bir paralel yapı kurulmaktadır. MEB bunun farkında mıdır?

Açıklamasının son bölümünde, Türk Eğitim-Sen tarafından, “Bakan onayı ile yapılacak öğretmen atamaları ve yönetici görevlendirmelerine ilişkin düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu” iddiasıyla Danıştay nezdinde dava açıldığını da yineleyen Mürsel Özata, açıklamasını şu vurgularla tamamladı:

“MEB yetkililerini uyarıyoruz. Bu sevdadan vazgeçin. Bu atamaların, torpilli olanların atanması sonucunu doğuracağı açıktır. Bu durumda da öğretmen atamaları ve görevlendirmeleri yargıdan dönecektir.”