“Muğla da, Bodrum da, SİT alanlarının yapılandırılması ile ilgili çalışmaların dışında kalacak”

AKP Muğla Milletvekili Nihat Öztürk, AKP Bodrum ilçe binasında düzenlediği basın toplantısında, yerel sorunlardan 16 Nisan referandumuna kadar birçok konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Açıklamaları sırasında, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yürüttüğü sit alanlarının yapılandırılması çalışmasında yaptığımız girişimler neticesinde Muğla bölgesinin bu çalışmalardan çıkarılmasını sağladık” diyen Öztürk’ün, “Muğla da, Bodrum da SİT alanlarının yapılandırılması ile ilgili çalışmaların dışında kalacak. Ben zaten bu konuda birkaç defa açıklama yapmıştım, özellikle Kissebükü’nün Karaada’nın betonlaşmasını istemiyoruz” sözleri dikkat çekti.

Öztürk ayrıca, Bodrum’da arıtma tesislerinin çalıştırılamaması ve derin deşarj yoluyla atıkların denize boşaltılmasının çok önemli bir sorun olduğuna dikkat çekerek, “İlçe Başkanım ve arkadaşlarla, Bodrum Denizciler Derneği’ndeki arkadaşlarla konuştuk. Mavi Yolculuğun başladığı Bodrum’un Gökova Körfezi’nin daha fazla kirletilmemesi için gerçekten acil önlem alınması gereken birçok konu var. Denizin kirlenmesi artık bir şikayet konusunu geçmiş. Bu tip konulara özellikle dikkat çekmemiz gerekiyor. Bu konu hakkında altyapı çalışmaları yapması gerekenler belli. Bölgede çevrenin korunması için elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz” dedi.

 

“Bu bir rejim değişikliği

değildir, tam tersine bir

sistem değişikliğidir”

Nihat Öztürk, açıklamalarında daha sonra referanduma ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Biz milletimizin seçme hakkını arttırıyoruz. Milletimiz artık bir günde hem milletvekillerini hem de Cumhurbaşkanını seçecek. Referandumdan ‘evet’ çıkacaktır, bizim bu konuda şüphemiz yok. Vatandaşımız iki şeye evet diyecek. Birincisi yasamayı yapacak milletvekillerini, ikincisi kendi Cumhurbaşkanını ve dolayısıyla bakanlar kurulunu seçecek.

Tek adam vurgusu yapılıyor ama durum bu değil. Oylama tek millet tek devlet oylamasıdır. Vatandaşlarımız özellikle bu konuda yanlış bilgilendiriliyor. Meseleyi çok basite indirgeyenler doğru konuşmuyor. Her şeye Recep Tayyip Erdoğan üzerinden bakıyorlar. Bu sistemle 30-40 yıl başbakanlık yapabilirsiniz ama yeni sistemde 5+5 10 yıldan fazla yapamazsın. Zaten ilk beş yıl içinde millete hizmet edememişsen gidersin. Buradan nasıl diktatörlük çıkarıyorlar anlamak mümkün değil. Anayasa değişikliğinde Cumhurbaşkanının da yargılanmasının önü açılıyor. Şuanda ki sistemde vatana ihanet dışında yargılama yapılamıyor.

Bizim 80 milyon kardeşimiz var. Evet diyen de olacak Hayır diyenler de olacak. Bizim kimseye söz söyleme lüksümüz yok, başkalarının da yok. Bizim nasıl ‘hayır’ diyorlar diye toplumu bölme hakkımız yoksa, başkalarının da ‘evet’ diyorlar diye yanlış yapıyorlarmış gibi gösterilmesine tahammülümüz yok. 16 Nisan’da Allah izin verirse bir referandum yapacağız ve burada da milletimiz evet veya hayır oyunu kullanacak. Çıkan her sonuç bizim başımızın tacıdır. Başkalarının dediği gibi ‘Yüzde 99 çıksa da biz bunu tanımıyoruz’ demek çok yanlıştır. Bu bir rejim değişikliği değildir, tam tersine bir sistem değişikliğidir. Bizim ne Cumhuriyetle, ne Cumhuriyet değerleriyle ne de başkalarının sosyal yaşantılarıyla bir sorunumuz var. Muğla’da yaptığımız anketlerde, yüzde elliye yakın bir sonuç çıkacağını görüyoruz. Ben yüzde ellinin de üzerine çıkacağına inanıyorum.”