“Muğla’yı Barselona gibi marka şehir yapmak istiyoruz”

A.Coşkun EFENDİOĞLU -

“Muğla’yı Barselona gibi marka şehir yapmak istiyoruz”

2019 Mart ayında yapılacak olan yerel seçimler için, yaklaşık 1 yıldır çalışma yapan bir isim dikkati çekiyor. Kendisi Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri. Aslen Muğla Ula’lı, Karabörtlen’li..Yaptığı çeşitli ziyaretler, gönderdiği tebriklerle, kendini Muğla CHP’den aday adayı olarak hazırladığı anlaşılıyordu.Yerel siyaset içinde olmadığı, memur olduğu için memleketi Muğla’da çok tanınmıyordu, ama kısa süre içinde herkes onu tanımaya başladı.

Sayın Oral Karakaya önceki gün ve dün de Milas’taydı.Çeşitli sivil toplum kuruluşlarına ve meslek odalarına ziyaretler yaptı.Yanında Milaslı ve Muğlalı CHP’liler de vardı.Bizden de randevu istediler ve ziyaretimize geldiler.

 

 

Oral Karakaya, Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu, uzun yıllar kaymakamlık ve peşinden de Mülkiye Müfettişliği yapmış.Müfettişlik denetimleri dolayısıyla yerel yönetimlerin işleyişi konusunda bilgili.Son zamanlardaki yerel yönetim ağırlıklı yönetim modeli işleyişine doğru kayışı görerek, yüksek lisansını ve doktorasını yerel yönetimler üzerine yapmış.Daha sonra da, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı’nın talebi ve İçişleri Bakanlığı’nın oluruyla, Mülkiye Müfettişliğinden Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği görevine gelmiş.

“TECRÜBELERİMİ VE BİLGİMİ DOĞDUĞUM TOPRAKLAR İÇİN KULLANMA ZAMANI GELDİ”

 

Oral Karakaya, yanında altı CHP’liyle birlikte geldi büromuza. Milas ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi ve İmar Komisyonu Başkanı Enver Tuna, Son İl Genel Meclisi üyelerinden İbrahim Şimşek, Kafaca eski Belediye Başkanı ve şimdi Menteşe Belediye Başkan Yardımcısı Murat Gökalp, parti üyeleri Güray Çakır, Bilal Pala ve Özgür Tuna.

Öncelikle kendisini tanıttı ve yapmak istediklerinden bahsetti kısaca. Oral Karakaya, henüz memur olduğunu, ancak Mart 2016’da yapılacak olan Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde CHP’den aday adayı olduğunu, seçim döneminin başlamasıyla, istifa ederek seçim çalışmalarına başlayacaklarını belirtti ve şimdilik kısa tanışma ziyaretleri yaptığını vurguladı.

Sayın Karakaya, Muğla’yı marka bir şehir yapmak gerektiğini, bunun için her türlü imkanın ve materyalin mevcut olduğunu, ancak birçok noktalarda eksiklikler gördüğünü belirtti.Büyükşehir için 11 kişilik bir proje grubu kurduklarını ve geleceğin Muğlası için çok somut projelerin bu ekipçe hazırlanmakta olduğunu, seçim çalışmalarına başlayınca bunları teker teker açıklayacaklarını belirtti.

Ayrıca “her ilçede 5 - 6 kişilik ekiplerimiz var”, diyen Karakaya, “Şimdiye kadarki tecrübelerimizi memleketimize yansıtalım istiyoruz” dedi. Muğla’da turizmin, sadece kıyılarımızdaki büyük otellere getirilen ve otelden çıkmadan tatil yapan turistlerden yeterince faydalanamadığını belirten Karakaya, “Merkezi İstanbul Ankara olan büyük otellerde her şey dahil kalan turistten Muğla’ya çok fazla bir katkı olmuyor. Biz turizmi sahillere hapsetmekten kurtarıp Muğla’nın tarih, kültür, doğa turizmine doğru da çekersek, daha fazla kazanç elde ederiz. Örneğin bizim ünlü deve güreşlerimiz var zamanında..Genellikle de soğuk dönemlerde olur. Biz şimdiye kadar bu deve güreşlerine gidiyor, kamyon kasalarında yiyip-içiyoruz. Niye buralara turlar düzenlenip turist çekilemiyor.Barselona vb. gibi şehirler boğa güreşlerinden başlı başına bir turizm potansiyeli yaratmışlar.Biz de bunu yapacağız mesela, somut projelerimiz var ve açıklayacağız.Sonra yine, bizim Dalaman bölgemizde uçsuz bucaksız portakal bahçelerimiz var. Planlarımızdan biri de Portakal Çiçeği turizmi yapmak.Turistleri, portakal bahçeleri içindeki, çevresindeki yerlerde konaklatacağız.Turistler orada, portakal çiçeği kokuları içinde tatillerini geçirecekler gibi pek çok projemiz var. Muğla’yı Barselona gibi bir marka şehir haline getirmeyi hedefliyoruz.Eski Turizm Bakanlarımızdan Bahattin Yücel Bey de bizim turizm alanındaki projelerimiz için yol göstericilik yapıyor” dedi.

“Çok güzel projelerimiz var, ama henüz adaylığımız açıklanmadan projelerimizi açıklamıyoruz” diyen Oral Karakaya, “Önümüzdeki yerel seçimler sürecinde merkezden aday olmayı mı bekliyorsunuz, yoksa ön seçimle gelmeyi mi savunuyorsunuz” sorumuza “Yerel seçim süreci başlayınca, ben istifa edip geleceğim. Atama ya da ön seçim, her halûkarda adayım. Atama olacak diye düşünerek yola çıkmadım” cevabını verdi.

“Peki hangisi size göre daha doğru” sorumuza ise, “her ikisinin de artıları ve eksileri var. Bazen ön seçimle kazanmayı becerebilen biri, yerel yöneticilikte son derece başarısız olabilir. Kaldı ki, ön seçim sırasında parti içinde çok sıkıntılı sonuçlara yol açan gruplaşmalar oluyor ne yazık ki.Bunun yerine, gerçek ihtiyacı ve talebi ölçebilecek kamuoyu ölçümleri yapılarak, kademeli bir atama sistemi daha doğru da olabilir.Mevcut ön seçim sistemi, delege yapısı kamplaşma ve sıkıntılar ürettiğinden, belki bütün üyelerin görüşüne başvurabilecek yöntemler geliştirebilir.Ama ben her şeye hazırım.Ön seçim derlerse ön seçime de girerim.Bu durumda, memurluk yaptığım için yerel örgütlerce çok tanınmamış olmam benim için bir dezavantaj olabilir, ama bir de avantajım olur; çünkü ben mevcut ‘kavgaların’ da tarafı değilim.Ayrıca ben, bunca yıllık deneyimlerimden sonra, Belediye Başkanlarının ya da Belediye Başkanı olmak isteyen kişilerin basit siyasi kamplaşmalardan büyük ölçüde uzak kalması gerektiğini, enerjilerini kente hizmet noktasındaki projelere ve uygulamalara vermesi gerektiğini düşünüyorum.Bu, yerel yönetim konusuna bir felsefe değişikliği getirmek anlamına da gelir ki, ben bunu yapmak istiyorum” dedi.

Oral Karakaya, bundan sonra daha sık görüşeceğimizi ve haberleşeceğimizi belirterek, bir başka randevusu için büromuzdan ayrıldı.

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık
19mayis-acilis