Muharrem orucunun anlamını bilmek

Gülçin ERŞEN -

Muharrem orucunun anlamını bilmek

İlahi bereket ve gelişmenin, bolluğun ayı sayılan Muharrem, aynı zamanda Alevilerin yas ayıdır. Aleviler, muharrem ayında kimi yerlerde Hz. Muhammed’in de bu ayda tuttuğu orucu esas alarak 10, kimi yerlerde Kerbela Olayı’ndan ötürü 12 gün oruç tutarlar. 10 Ekim 680’de Kerbela’da Yezit tarafından öldürülen İmam Hüseyin ve 71 kişi için tutulan oruç, aslında bir yas ibadetidir ve İmam Hüseyin şahsında bütün mazlumlara adanır. Muharrem orucunda, ramazan orucundan farklı ve çok sayıda kısıtlama varsa da, çağdaş yaşamın gereği olarak bunlardan bazıları uygulanmamakta. Örneğin, (Kerbela’da katledilmeden önce, susuzluk ve açlığa mahkum edilen müslümanların yaşadıklarını anmayı da amaçlayan) bu yasaklar arasında aynaya bakma, tıraş olma, çamaşır yıkama, banyo yapmaya ilişkin olanlar kalkmıştır. Yine de oruç dönemi boyunca su içilmez (sıvı gıdalar kaşıkla içilebilir), ağaç kesilmez, böcek bile öldürülmez, cinsel ilişkiye girilmez, sigara içilmez, et - yumurta- soğan - sarımsak yenmez, cem yapılmaz...

Alevilerde sahur olmadığı gibi oruç açarken belirlenmiş bir iftar vakti de yoktur. Saat gece yarısını geçince niyet edilir. Top sesi, ezan sesi gibi işaretler olmaksızın, güneş batınca oruç açılır. Sofralar gösterişsiz ve sadedir. Aşure de orucun sonunda yapılıp dağıtılır.

 

Alevi – Sünni, Hristiyan –

Müslüman birlikte

Muharrem ayının 6’sında ben de oruç tuttum. Oğlum, “Anne, sen ramazan orucunu tutmuş, tutamadıklarını da kaza etmiştin. Şimdi niye tutuyorsun?” diye sordu. Ben de ona, adak orucu tuttuğumu ve bunun ne demek olduğunu açıkladım. Gerçi orucun muharrem ayına rastlamasından da hoşnuttum. Yazın o aşırı sıcak günlerinde oruç tutarken pek susamayan ben, Ekim’in 6’ıncı gününün ilk saatlerinde susamaya başlamıştım. Bunu, Kerbela’da şehit olanların yaşadığı susuzluğu daha iyi anlayayım diye, Allah’ın bir hikmeti saydım. Tam da o gün, bir arkadaşım, muharrem nedeniyle, Güllük Alevi Kültür Derneği’nde akşamları oruç yemeği verildiğini söyleyerek beni çağırdı. Ertesi gün oruçlu değildim, ama oğlumu ve İngiliz arkadaşım Alexa’yı yanıma alarak, yemeğe gittim. Mercimek çorbası, bulgur pilavı, salata ve tatlıdan, su dışında alkolsüz içeceklerden oluşan bir sofrada, oruç tutan, tutmayan, alevi olan olmayan, müslüman, hristiyan birlikte paylaşarak yemek yemenin tadına vardık. Yemek sonrası, okunan dualara birlikte “Amin” ya da “Allah Allah” dedik.

Ben dilimin döndüğünce İngiliz arkadaşıma Alevilik, muharrem orucu ve aşure hakkında bilgi verdim. Alexa da benim gibi arkadaşları olduğu için kendisini şanslı saydığını, kültürümüzü ve halkımızı bu tür ortamlara katılarak yakından tanıyabildiğini, bundan ötürü çok mutlu olduğunu belirtti. Alevi arkadaşlar da yemeğe katıldığımız ve yabancı birini de getirdiğim için teşekkür ettiler.

10 Ekim 2016 / Güllük  

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık