‘Sağıroğlu Sabunları’nın ‘S’leri!

Kasım 2014 tarihli ÖNDER’de, “Milas’ta ‘direnen’ ama günden güne gücü tükenen bir tarih daha var: ‘Sağıroğlu Sabun Fabrikası’nın bacası!” başlıklı haberimi kaç kişi okudu acaba?

O haberimi şu cümleyle tamamlamışım:

“Bazıları tescillenmiş binaların da yer aldığı bu bölgenin, ilçemiz için ‘tarihsel’ önemine ve özgün dokusuna yakışır bir ilgi isteyen bu ‘direnen çok değerli bacası’na dikkat çekmek istedim…”

…

Anlaşılan o ki, ‘hiç kimsenin dikkatini çekememişim’!

O kocaman ‘iki S’ yakın zaman önce düşüvermişler.

Yoklar!..

…

Malûm, hemşehrimiz leylekler geleli epey bir zaman oldu. (İyi ki varlar, iyi ki Milaslılar.)

Bir süredir ‘Leyleği havada gördük, çok gezeceğiz bu sene” gibi geleneksel muhabbetler eşliğinde leylekleri izleyip mutlu oluyoruz yine.

Eşim Ayşegül farkedip söyledi geçenlerde:

“Sağıroğlu’nun bacası üzerinde bir leylek var ... Aaaa, Sağıroğlu’nun ‘S’leri düşmüş! Baksana ...”

...

Bu ayıp benim ayıbım değil elbette.

Ben, bir gazeteci olarak görevimi yapmışım.

Yine yaparım.

Yani yine de yapılacak bir şeyler var. (Hazır, Milas Kent Müzesi’nin oluşturulması sürecinde, hızlandırılmış ‘tarihe-kültüre saygı eğitimi’ görmeye başladığımız şu günlerde, bunun çok hoş ve bir o kadar da anlamlı bir ‘ev ödevi’ olacağını düşünüyorum ...)

‘Yapılacak bir şeyler’e, öncelikle, muhtemelen bacanın dibinde bir yerlerde olan-duran o ‘iki S’yi bulmak için ‘ilgi göstererek’ başlayabiliriz örneğin …

Benim için değişen bir şey yok:

“Bazıları tescillenmiş binaların da yer aldığı bu bölgenin, ilçemiz için ‘tarihsel’ önemine ve özgün dokusuna yakışır bir ilgi isteyen bu ‘direnen çok değerli bacası’na dikkat çekmek istedim” yine …

Ve önceki ve şimdiki baca görüntüleri eşliğinde, Sağıroğlu Sabunları’nın S’leri ile ilgili o çok sevdiğim haberimi yinelemek istiyorum ...

...

Milas’ta ‘direnen’ ama günden güne gücü tükenen bir tarih daha var:

“Sağıroğlu Sabun Fabrikası”nın bacası!

 

Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemiz genelindeki ‘karma ekonomik sanayi hamlesi’ne ilçemiz Milas, Dörtyol mevkiindeki fabrikalarla katılmıştı.

Bölgede, bugün için birçoğu yıkılmış gitmiş ve ayakta kalabilenleri ise terkedilmiş yıkık hallerdeki bu fabrikalar arasında bir çırpıda, zeytinyağı, sabun, çırçır ve buz fabrikalarını sayabiliriz.

Bu fabrikalardan biri de, Milas’ta sabun denince ilk akla gelen ve ailenin son kuşak temsilcilerinden Çetin Sağıroğlu’nun, yıllardır büyük özverilerle yeniden ‘bilinir, tüketilir bir marka’ durumuna getirdiği Sağıroğlu Sabunları…

Elbette, eski günlerdeki gibi bir üretim faaliyetinin söz konusu olmadığı fabrika alanı, büyük ölçüde terkedilmiş durumda. Dolayısıyla yıkık-dökük görüntülerin hakim olduğu bu tarihsel tesisin şimdilerde, Kışla Caddesi ile İnönü Caddesinin buluştuğu köşede paketleme, sevk ve pazarlama için kullanılan bir bölümü yaşıyor sadece.

Buna bir tür ‘direniş’ de denilebilir…

Ama fabrikada bir başka direnişçi daha var.

Ucundan duman tütmeden çok uzun yıllardır öylece duruyor ayakta.

Sağıroğlu Sabun fabrikasının bacasından söz ediyorum.

Sağıroğlu Sabun fabrikasının çok değerli, saygıdeğer bacasından …

Peki ama neden yapıyorum bunu?

Hacıapti Mahallesinden bir sevgili komşumun uyarısından hareketle görüp görüntülediğim bu güzelim bacanın, desteğe-ilgiye muhtaç halini, ilgililerin, yetkililerin bilgisine sunmak için.

Fotoğraflarda da görüldüğü gibi, ucuna yakın bölümünde Sağıroğlu Sabunları markasının baş harfleri olan alt alta iki ‘S’ harfinin bulunduğu bu bacanın, üst bölümünde kırılmalar, dökülmeler başlamış…

Bazıları tescillenmiş binaların da yer aldığı bu bölgenin, ilçemiz için ‘tarihsel’ önemine ve özgün dokusuna yakışır bir ilgi isteyen bu ‘direnen çok değerli bacası’na dikkat çekmek istedim…