“Şeker Halktır, Şeker Emektir, Şeker Sağlıktır Satılamaz!”
ÖNDER Haber / Adem KANKAYNAR -

Tüm Emekli Sen Milas Yetkili Temsilciliği’nden yapılan yazılı açıklamada, toplumun çok geniş bir bölümü gibi, sendika olarak Şeker Fabrikalarımızın satılmasına karşı oldukları belirtilerek, “Şeker özelleştirmeleri, halka ve Cumhuriyete, özellikle de Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ihanettir” denildi.
“Bu talana Tüm Emekli Sen
Sendikası olarak karşı çıkıyoruz”
Tüm Emekli Sen Milas Yetkili Temsilcisi Mustafa Ali Demirci imzalı açıklama şöyle …
Siyasi iktidar, yıllardır izlediği liberal ekonomi politikaları gereği üretim yapmadan ülkemizdeki yeraltı, yerüstü kaynakları ile kamu kurum ve kuruluşlarını uluslararası sermayeye yerli işbirlikçileri aracılığıyla özelleştirme adı altında ederinin çok altındaki fiyatlarla satıp peşkeş çekmektedir. Eline geçirdiği her fırsatta Cumhuriyete ve Cumhuriyet dönemine acımasızca saldırıp eleştiren, 17 yıldır bu ülkede bir dikili ağacı olmayan siyasi iktidar, yıllardır Cumhuriyet döneminin kazanımlarını sata sata bitiremedi. Bugüne kadar 60 milyar dolarlık özelleştirmekle yapmakla, yerli ve milli olmakla övünen siyasi iktidar bu ülkede yerli ve milli olan fabrika, tarla, liman, maden ve işletmeyi sattı. Bu satışlarla ülkemizdeki ulusal kurumlar ulusal özelliklerini yitirirken, doğrudan uluslararası sermaye gruplarının ve tarım tekellerinin eline geçti. Diğer yandan, satılan ve özelleştirme adı altında peşkeş çekilen bu kurumlarda çalışan emekçiler işsizliğe, aileleri de yoksulluğa ve açlığa terk edilmektedir. Çünkü özelleştirilen her kurum üretime devam etmiyor, işçileri sokağa atıyor, fabrika arazilerine AVM’ler dikiliyor. Siyasi iktidar, ülkemizde özelleştirme adı altında yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızın uluslararası sermayeye peşkeş çekilmesine “Yerli ve Millilik” diyor. Bu kaymaklı özelleştirmelere karşı çıkanları da “Yerli ve Milli olmamak”la suçluyor. AKP iktidarı şimdi de, elde kalan Cumhuriyet kazanımlarından 25 şeker fabrikasından 14 tanesini (kâr edenler; Ilgın şeker 33 milyon TL kârı var, satış bedeli ise 5 milyon TL) özelleştirme ve satma kararı aldı. Kendilerine “yerli ve milli” diyerek karşısındakileri “yerli ve milli olmamak”la suçlayan iktidar, Cumhuriyet Türkiye’sinin zor koşullar altında kurduğu yerli ve milli şeker fabrikalarını yabancılara, yandaşlara ve tarım tekellerine peşkeş çekmeye hazırlanıyor.
Bu talana “Üreten Biziz, Yöneten de Biz Olacağız”ı şiar edinen Tüm Emekli Sen Sendikası olarak karşı çıkıyoruz. Şeker fabrikalarının satılıp kapanmasından sadece çalışanlar zarar görmeyecektir. İşçinin dışında, ailesi, pancar ekimi yapan köylü, taşımacılık yapanlar, hayvancılık yapanlar ve bunlarla alışveriş yapan esnaf var. 14 fabrika satışından 10 milyon kişinin mağdur edilmesi söz konusudur. Satılmamaları için çalışan işçilerle birlikte yöre halkıyla, buradan yararlanan köylü, taşımacılar, esnaf, hayvancılıkla ilgilenenler hep birlikte mücadele edilmelidir.
“Şeker fabrikalarının bedeli ödenmiştir ve
halkın malıdır”
Tüm Emekli Sen, halkın ve haklının yanındadır, onlarla yürüyecektir. Şeker fabrikalarının bedeli ödenmiştir ve halkın malıdır. Halka rağmen halkın malı satılamaz. Bugüne kadar yapılan özelleştirmelerin gerekçesi olarak iktidar, “zarar ediyor, kamu giderlerini azaltıp kamunun yükünü hafifleteceğiz” diye açılıyordu. Şimdi ise “Kamuya kaynak aktarmak, gelir sağlamak” diyor. AKP iktidarı, ekonomide üretime değil tüketime yönelik rant ekonomisi uygulamaktadır. AKP döneminde devletin borcu 3.5 kat artarak 876 milyar oldu. Özel sektörün borcu ise 307 milyar oldu. Türkiye’de kişi başına düşen borç % 400 artarak 11.000 TL, cari açık ise son 52 yıllık dönemi 13’e katlayıp 56 milyar dolar oldu. AKP iktidarı döneminde 60 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. “Satışı kamuya gelir aktarmak için yapıyoruz” diyorsunuz, peki bu 60 milyar dolar nereye gitti? Borçlar artmış yatırım yok. Kaynaklarımızı satıp gelir elde ediyorsak, bu borçlar nerden geldi? Türkiye’nin yerüstü ve yeraltı kaynakları halkın malıdır, yoksa sezon sonu damping yapıp batan geminin malları diye elinde kalan son malları çıkaran esnaf malı değildir. AKP iktidarı, 2017’deki büyümeyi % 11 olarak açıkladı. Büyüyen ekonomi topluma yansımadı. Peki bu paralar nereye gitti? Bu kaynakları kim kullandı? Kamuya gelir gerekliyse daha önce kamu kaynaklarını yok pahasına sattığınız kişilerden alın. Örneğin, 2004’te TEKEL Mey içki grubuna 292 milyon dolara satıldı. 2006’da 810 milyon dolara ABD’lilere satıldı. 2011 yılında ise 2 milyar 100 milyon dolara Amerikalılardan İngiliz DİAGEO firmasına satıldı. 6 yılda zarar 1 milyar 800 milyon dolar.
Ey AKP, sana gelir gerekiyorsa önce devleti zarar ettirenlerden ve bu kaymakları götürenlerden, özelleştirmelerden yaralananlardan al. Yapılacak olan budur.
Şeker özelleştirmeleri, halka ve Cumhuriyete, özellikle de Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ihanettir. Bu satışlardan elde edilecek gelirler, daha önce olduğu gibi yatırıma dönüşmeyecektir. Siyasi iktidarın seçim için gereksinim duyduğu sıcak parayı sağlayacaktır. Siyasi iktidar ve yandaşları bu parayla seçim çalışması yapacaklardır. Bu yağmaya, bu talana izin verilmemelidir.
Sorunun bir de sağlık boyutu var …
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin ekonomik ve yağma boyutunun yanında bir de sağlık sorunu var. Şeker pancarından en sağlıklı şeker üretilmektedir. Bu fabrikalar satılırsa, zaten kotalı olan şeker üretimi de yapılmayacaktır. Bundan sonra doğal şeker yerine, tamamen sentetik, genetiği değiştirilmiş mısırdan üretilen Nişasta Bazlı Şeker ve tatlandırıcı üretilip dağıtıma ve tüketime sunulacaktır. Oysa tıbbi olarak doğruluğu kanıtlamıştır ki, nişasta bazlı şeker ve tatlandırıcılar Obeziteye, kansere, kalp ve damar hastalıklarına, diyabete neden olmaktadır.
Şeker fabrikalarının satılması halkın sağlığıyla oynanmasıdır. Bu yanlıştan derhal dönülmelidir. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile, pancar üreticisi, şeker tüketicisi, fabrika çalışanları, yöre halkı-esnaf, hayvancılık sektörü, alkol ve maya üreticileri, yani ülke kaybedecek. Kim kazanacak? Kentin en değerli yerindeki fabrikaları ve arsaları yok pahasına satın alarak ranta dönüştürenler ile Türkiye’ye genetiği değiştirilmiş mısırdan elde edilen mısır şurubu satacaklar kazanacak. Buna değer mi?
Türkiye’de özelleştirme, dünyadaki uygulamalarının aksine tarım kuruluşları ile başladı. Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu, Et ve Balık Kurumu, Yem Sanayi gibi hayvancılığı ayakta tutan kurumlar özelleştirildikten sonra hayvancılıkta nasıl dışa bağımlı hale geldiğimiz ortada. Milyarlarca dolarlık ithalata rağmen et fiyatı düşürülemiyor. Hayvan varlığı artırılamıyor. Milyarlarca liralık teşvik paketlerine, hibe ve desteklere, kredilere rağmen hayvancılıkta dışa bağımlılıktan kurtulamıyoruz. Bunun temelinde özelleştirme var. Özelleştirilen Süt fabrikaları, Yem fabrikaları, Et ve Balık Kurumu kombinalarının yerine alışveriş merkezleri yapıldı. Şeker fabrikalarının da sonu aynı olacak. Türkiye, şeker ihraç eden ülke olmaktan çıkıp şeker ithal eden ülke olacak.
Tüm bu gerekçelerden dolayı Tüm Emekli Sen sendikası olarak biz, toplumun, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceği ve sağlığı için her koşulda Cumhuriyetin kurucularından bize miras kalan, bedeli ödenmiş halkın malı şeker fabrikalarının satılmasına karşıyız. Kamuoyuna duyurulur.





