“Sendikacılık ve sendikal eyleme katılmak suç değildir”
Oktay ÇAYIRLI -

Eğitim - Sen Milas İlçe Temsilcisi Mustafa Ali Demirci, geçen yıl 29 Aralık’ta yaptıkları 1 günlük iş bırakma eylemi nedeniyle sendikaya bağlı üyelerine yönelik başlatılan soruşturmanın ardından Milas’tan 34 olmak üzere Muğla genelinde 260 öğretmenin il dışı yer değiştirmeye tabi tutulduğunu belirterek, “Muğla’nın Atatürkçü aydın, ilerici, demokrat, laik, birikimi olan öğretmenleri sürgüne gönderiliyor” dedi…
Güneydoğu’daki öğrencilerin eğitim hakkının ellerinden alındığı gerekçesiyle geçtiğimiz yıl 29 Aralık’ta “Savaşa değil eğitime bütçe ayıralım” sloganıyla eylem yapıp, bir günlük iş bırakan Muğla merkez ve ilçelerinde görev yapan Eğitim Sen üyesi 260 öğretmen, grev gerekçe gösterilerek il dışına sürgün edilmeye çalışılıyor. Öğretmenlerin hepsinin de eğitimin döneminin başladığı ilçemizdeki, TEOG ve YGS hazırlıklarının sürdüğü önemli okulların branş öğretmenleri olduğu öğrenildi.
Milas’tan
34 öğretmen var…
Yaşanan gelişmelerin ardından açıklamalarda bulunan Eğitim Sen Milas İlçe Temsilcisi Mustafa Ali Demirci, Eğitim Sen Muğla Şubesi üyesi öğretmenlerin sendikalarının çağrısına uyarak 29 Aralık 2015 tarihinde bir günlük grev eylemine katıldıklarına dikkat çekerek, “Greve katılan bu öğretmenler hakkında 2016 yılı Şubat ayında Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından soruşturma yapılarak ifadeler alındı. Ekim ayı içinde İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından son savunmalar istendi. Disiplin soruşturması sonucunda öğretmenlere maaş kesim ve kıdem durdurma cezaları verildi. Bununla yetinmeyen İl Milli Eğitim Müdürlüğü 34 öğretmen Milas’tan olmak üzere Muğla genelinde 260 öğretmeni il dışı yer değiştirmeye tabi tuttu. Muğla’nın Atatürkçü aydın, ilerici, demokrat, laik, birikimi olan öğretmenlerini sürgüne gönderiyor. Bu sürgün Muğla’nın ilerici ve demokrat yapısına laiklik anlayışına, çağdaş yapısına yapılan bir saldırıdır. Bu sürgünler çocuklarımızın eğitim hakkının elinden alınması ve ilimizde eğitimin gerileşmesi yolunda atılan önemli bir adımdır. Sürgünle çocuklarımızın geleceği çalınmak istenmektedir” dedi.
Bilsinler ki boyun
eğmeyiz ve mutlaka
kazanacağız
“Bu sürgünler Eğitim Sen’i Muğla ilinde bitirmeye yönelik de bir girişimdir” diyerek açıklamasını sürdüren Demirci, “Sendikal hakkını kullanan, ayrıca bu güne kadar bu tür eylemlere ceza verilemeyeceğini belirten idari mahkeme, danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ortada dururken Muğla İl Milli Eğitim’in böyle bir karar alması Demirel’in söylemiyle ‘abesle iştigaldir’. İl milli eğitim müdürlüğü bu yanlış karardan bir an önce vazgeçmelidir. 2010 yılında sendikamız Eğitim Sen’in aldığı iş bırakma eylemine katılan öğretmenlere Avcılar Kaymakamlığı tarafından disiplin cezası verilmişti. Cezaya yaptığımız itirazlar sonuç vermeyince Eğitim Sen İstanbul 7 No’lu Şubemiz, süreci AİHM’ye taşıdı. Davayı görüşen AİHM, sendikal eyleme verilen cezayla eğitim emekçilerinin sendikal örgütlenme haklarının ihlal edildiği ve bu ihlal karşısında etkili iç hukuk yolları bulunmadığı sonucuna vardı. Mahkeme, ‘Türkiye - Yıldırım ve Diğerleri’ kararıyla devlet tarafından ceza verilen öğretmenlere toplam 153 bin TL tazminat ödenmesi gerektiğine karar verdi. Sendikacılık ve sendikal eyleme katılmak suç değildir. Dün olduğu gibi bugün de haklıyız. Dünü kazandık, şimdi sıra bugünü ve yarını kazanmakta. Ne kadar üstümüze gelirlerse gelsinler, bilsinler ki boyun eğmeyiz ve mutlaka kazanacağız” dedi.
Üyelerimizi yıldırmak ve
sindirmek istemektedir
Bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), özellikle temel hak ve özgürlükler konusunda, en temel sendikal hakların kullanılması ile ilgili olarak çok sayıda hukuk dışı girişimde bulunduğunu, hukukun en temel ilkelerini ayaklar altına alan kararlara imza attığını da belirten Demirci, “MEB’in yasakçı ve hukuk dışı karar ve cezaları mahkemelerden, yüksek yargıdan birer birer dönmesine karşın, bakanlık Eğitim Sen’e yönelik baskıcı ve ayrımcı uygulamalarına ısrarla devam etmekte, Eğitim Sen üyelerini korkutmak ve yıldırmak için olmadık yol ve yöntemler kullanarak açıkça suç teşkil eden tutumlar içine girmektedir. Eğitim Sen üyeleri hakkında, ülke çapında başlatılan soruşturmalar ve takipsizlik ile sonuçlanan dosyalar siyasi talimatlarla yeniden açılmıştır. Hukuk dışı bir şekilde ‘suç yaratma’ girişimlerinden sonuç alamayan mülki amirler yaptıklarının ‘sendikal faaliyeti engelleme’ suçu olduğunu bile bile Eğitim Sen üyelerini sürgün etmeye çalışarak üyelerimizi yıldırmak ve sindirmek istemektedir” dedi.
Bir gün mutlaka hukuk
önünde hesap
vereceklerdir
Yıllardır eğitimde yaşanan dinselleştirme karşısında laik, bilimsel eğitimi savunanların, eğitimde yaşanan ticarileştirmeye karşı herkes için eşit ve parasız eğitim için mücadele eden Eğitim Sen üyelerinin iktidar ve yandaşlarının hedefinde olduğunun bilindiğini de dile getiren Demirci, “Üye ve yöneticilerimizin hemen her faaliyeti baskı ve soruşturmalara konu yapılmakta, siyasi iktidarın anti demokratik uygulamalarına itiraz eden, baskıcı, otoriter uygulamaları karşısında diz çökmeyen herkese gözdağı verilmeye çalışılmaktadır. Devlet kurumları bütün kararlarını alırken ve uygularken hukuk ilkelerine bağlı olmak ve herhangi bir konuda soruşturma yürütürken tarafsız davranmak zorundadır. Ancak Türkiye’de yaşananlar, idarenin kararları ile hukukun nasıl katledildiği, temel sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılmasını bile ‘suç’ kapsamına almak ve bunun üzerinden siyasi talimatlarla cezalar verilmesinin sağlanmaya çalışıldığını göstermektedir. İktidarın ideolojik çizgisinde olan ve tamamı ‘siyasal kadro’ olarak atanan mülki amirlerin, idari makamların giderek artan yıldırma girişimleri, üyelerimize yönelik olarak açılan disiplin soruşturmaları, verilen cezalar ve sürgün kararları tamamen hukuk dışı ve anti demokratiktir. Kısa bir süre önce, Muğla’da yapılmaya çalışıldığı gibi üyelerimize sendikal eylemler nedeniyle verilen disiplin cezaları nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’yi mahkum etmiş ve Eğitim Sen üyesi 90 öğretmene 153 bin TL tazminat ödenmesine hükmetmiştir. Ortada sayısız mahkeme ve AİHM kararı olmasına karşın aynı tutumu sürdüren mülki amirler en temel sendikal hak ve özgürlükleri yok sayıp, hukuk dışı kararlar almaya çalışarak ‘sendikal faaliyeti engelleme’ ve ‘görevi kötüye kullanma suçu’ işlemektedir. İktidarın politikalarına itiraz eden herkesin hedef haline getirildiği bir dönemde Eğitim Sen’i hedef alarak örgütlü mücadelemizin engellenmeye çalışıldığı açıktır. Bizleri baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü hukuk dışı kararın alınmasında ve uygulanmasında rol alanlar, işledikleri suçlar nedeniyle bir gün mutlaka hukuk önünde hesap vereceklerdir. Eğitim Sen üye ve yöneticilerine yönelik her türlü baskı, soruşturma ve sürgünlerin durdurulması için örgütsel ve hukuksal mücadelemizi sürdüreceğimiz bilinmelidir! Üyelerimize yönelik baskı, sürgün ve soruşturmalara son verilmeli, ülke çapında başlatılan cadı avı derhal durdurulmalıdır” dedi.
Bir açıklama da ÖDP’den
Yaşanan süreçle ilgili olarak bir açıklama da ÖDP Milas İlçe Yürütme Kurulu’ndan yapıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Muğla’nın çağdaş, demokratik yapısına saldırı yapılmaktadır. Kurulduğundan bu yana dinselleşmeye, cemaate karşı laik, bilimsel eğitimi savunan Eğitim Sen’li öğretmenler hedeftedir. Darbeciler için çıkarılan OHAL torbasına konularak hukuksuz, keyfi, 260 öğretmen sürülmek istenmektedir.
Proje okullarına uygulanan niteliksizleştirme Muğla’ya tümden dayatılmaktadır. Çocuklarımızın nitelikli, laik, bilimsel eğitim hakları ellerinden alınmak istenmektedir. Yüzlerce öğretmen ve aileleri mağdur edilecektir.
Bu hukuksuz, keyfi sürgünlerin durdurulmasını, çalışma huzurunun sağlanmasını bekliyoruz.”





