2 Temmuz 1993!
Sivas Madımak Otelinde canlarımızın yakıldığı gün.
Tarihimizde ‘Sivas Katliamı’ olarak kapkara bir sayfa olarak yeralan bu acı günün 23. yılı dolayısıyla gazetemize iletilen mesajlar şöyle ...
Muğla Büyükşehir Belediye
Başkanı Dr. Osman Gürün
Türkiye, doğusundan batısına insanı, kültürü, örfü adetiyle, renkleriyle, farklı inançlarıyla mükemmel bir zenginliğe sahiptir. Anadolu’nun bu güzelliği, dayanışması, birlikteliği birçok tarihte ayrıştırıcı ve ötekileştiren politikalar ve olaylarla hep bozulmak istenmiştir. Bu olaylardan biri de; 2 Temmuz 1993 tarihinde Türkiye’nin farklı şehirlerinden aydınların, yazarların, sanatçıların katıldığı Halk Ozanı Pir Sultan Abdal’ı anma etkinliklerinde Sivas Madımak Oteli’nde yaşandı. Hiçbir sebep, hiçbir bahane 23 yıl önce Sivas’ta yaşanan bu insanlık suçu yüzünden yitirilen 37 canın tesellisi olamaz.
Sivas’ta yaşanan ve halâ aydınlatılamayan insanlık suçunun üzerinden 23 yıl geçti. Aydınlara, sanatçılara, bilim insanlarına ve çağdaş düşünceye saygısı, tahammülü olmayan karanlık zihniyetler ne yazık ki tarihin her evresinde kendini göstermiştir. Atatürk ilke ve inkılaplarının ışığında, çağdaş, demokratik anlayışla, aydınların, sanatçıların, düşüncenin özgür olduğu, sevgi, hoşgörü dolu, hiç kimseyi ötekileştirmeden kardeşçe, barış içinde yaşayabileceğimiz bir Türkiye için herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle 23 yıl önce Sivas’ta kaybettiğimiz canlarımızı rahmet ve saygıyla anıyor, Sivas Madımak Oteli’nde yaşanan insanlık suçunun bir an önce aydınlatılmasını ve bu tür insanlık suçlarının dünyanın hiçbir coğrafyasında yaşanmamasını diliyorum.
Eğitim-İş Milas Temsilciliği: “Cumhuriyeti Sivas’ta Kurduk, Sonsuza Kadar Yaşatacağız”
2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşanan ve tarihe “insanlık suçu” olarak geçen katliamın üzerinden 23 yıl geçti. Madımak Oteli’nde 35 aydın, sanatçı, yazar ve gencimiz yakılarak katledildi. 35 insanımızın yaşamına kıyan, ülkemizi faşizmin karanlık dehlizlerine çekmeye çalışan bu cumhuriyet karşıtı gerici eylemi bir kez daha şiddetle kınıyoruz.
Orada yakılan yalnızca masum insanlar değildi. Orada katledilmek istenen adaletti, çağdaşlıktı, bağımsızlıktı ve özgürlüktü. Orada katledilmek istenen insanlıktı. 12 Eylül faşizminin öncesi Kahramanmaraş’ta ve Çorum’da faşist güruhlar eliyle oynanan ve din, mezhep, etnik kimlik farklılıklarını bir yana bırakarak emperyalizme karşı omuz omuza savaşarak çağdaşlaşmanın kapısını aralayan bu halkı yeniden bölme oyunu Sivas’ta da denendi.
Eğitim-İş olarak diyoruz ki: Cumhuriyetin kazanımları, Atatürk ilke ve devrimleri için tehdit oluşturan emperyalist güçler, gerici girişimler ve etnik ayrımcılıklar, Türk ulusunun duyarlılığı sayesinde hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaktır. Türk Ulusu, kendisine bırakılan emanete sonsuza kadar sahip çıkacak, bu güzel coğrafyada barış ve kardeşlik içinde yaşamaya devam edecektir. Mutlaka bunun koşullarını yaratacaktır.
Aydınlarımızı yakanların ağzından “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta Yıkacağız” sloganının çıkması bir tesadüf değildi. İşte bu nedenle Eğitim-İş olarak, Atatürk’e ve Cumhuriyet Devrimlerine saldıranlara inat, Atatürk’e ve Cumhuriyet Devrimlerine sahip çıkmanın inancı ve azmiyle, bu acı günü “Cumhuriyeti Sivas’ta Kurduk, Sonsuza Kadar Yaşatacağız” sloganıyla anıyoruz.
Sivas katliamında yaşamını yitiren aydınlarımızı, sanatçılarımızı unutmadık, unutturmayacağız.





