‘Sağıroğlu Sabun Fabrikası’nın bacası ve dolayısıyla önceleri o bacanın üstündeki, sonra da yere düşen S’leri yaklaşık iki yıldır gündemimde.
İlkin, Kasım 2014 tarihli ÖNDER’de, “Milas’ta ‘direnen’ ama günden güne gücü tükenen bir tarih daha var: ‘Sağıroğlu Sabun Fabrikası’nın bacası!” başlığıyla haberleştirmiştim konuyu.
Sonra, bacanın ucundaki ‘iki S harfinin düştüğünü haber vermiş ve:
(Hazır, Milas Kent Müzesi’nin oluşturulması sürecinde, hızlandırılmış ‘tarihe-kültüre saygı eğitimi’ görmeye başladığımız şu günlerde, bunun çok hoş ve bir o kadar da anlamlı bir ‘ev ödevi’ olacağını düşünüyorum ...)
‘Yapılacak bir şeyler’e, öncelikle, muhtemelen bacanın dibinde bir yerlerde olan-duran o ‘iki S’yi bulmak için ‘ilgi göstererek’ başlayabiliriz örneğin …
Benim için değişen bir şey yok:
“Bazıları tescillenmiş binaların da yer aldığı bu bölgenin, ilçemiz için ‘tarihsel’ önemine ve özgün dokusuna yakışır bir ilgi isteyen bu ‘direnen çok değerli bacası’na dikkat çekmek istedim” yine … diye bitirmişim o haberimi.
“S’leri buldum”
Çetin Sağıroğlu ile karşılaştık geçende.
“S’leri buldum” dedi ve ekledi: “Otların arasında ... Onları sanayide temizletip üstündeki duyları ve elektrik aksamını yenileteceğim...”
Çok mutlu oldum ve onları bir an önce görmek-görüntülemek istediğimi belirttim Çetin’e...
“Dükkanda duruyorlar, istediğin zaman gidip görebilir görüntüleyebilirsin” dedi.
Bu konuşmamızın hemen ertesi günü uğradım dükkana. Aralık duran kapıyı ittirirken seslendim içeriye doğru:
“Kimse yok mu?”
İçerden gelen ses Yaşar Altınkaya’nın: “Buyrun …”
Kendimi tanıtıyorum. Çetin’le konuşmamızı anlatıp ‘S’leri görüntülemek istediğimi belirtiyorum.
“Hemen şurda” diyor ve tezgahın arkasında yerde duran ‘S’leri kaldırıp tezgahın üzerine bırakıyor...
Altınkaya, ‘Sağıroğlu Sabun Fabrikası’nın ‘fabrika gibi fabrika’ olduğu dönemde, yani 1974 – 1987 yılları arasında ‘Usta’ olarak çalışmış:
“Askerden gelişim 1974 … Askerden dönüşümle birlikte çalışmaya başladım Sadık Beyin yanında …” diyor.
“O zaman bu S’lerin altın dönemini, yani ışıklarının yandığı günleri hatırlıyorsundur?”
“Tabii; bi birinin ışıkları yanardı bi öbürünün ... Sadık Sağıroğlu ... Sağıroğlu Sabunları ...”
O günlerden söz ederken yüzünde bir ‘hey gidi günler hey’ gülümsemesi ...
Soluk bir mutlulukla gülümsüyor Sabun Ustası Yaşar Altınkaya ...
Yıllar sonra, 2003’te bu kez ‘Torun Sağıroğlu Çetin’le beraber çalışmaya başlamış Yaşar Altınkaya ... Aralık kapıyı hafifçe ittirip içeriye doğru ‘kimse yok mu’ diye seslendiğim sıra, yıllarcadır hep yaptığı gibi yine ‘sabun kaynatıyormuş kazanda’ ...
Ve ‘S’lerle birlikte bir fotoğrafını çekiyorum O’nun ...
Önümüzdeki günlerde paslarından kurtarılmak ve üzerindeki ışıklandırma sistemi yenilenmek üzere Milas Küçük Sanayi Sitesi’ne doğru yola çıkmadan önce onu o haliyle son bir kez daha Milas’la paylaşmak istedim ...
(Gelişmeleri paylaşmayı sürdüreceğim ...)





