TÜRK-İŞ: “2026 Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na Katılmayacağız”
TÜRK-İŞ Muğla İl Başkanı, TES-İŞ Sendikası Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik, asgari ücret sürecine ilişkin yazılı bir açıklama yaparak, TÜRK-İŞ’in 2026 yılı Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına katılmayacağını duyurdu.
Açıklamada, TÜRK-İŞ’in 1974 yılından bu yana Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçileri temsil ettiği hatırlatılarak, komisyonun mevcut yapısının işçilerin karar alma süreçlerinde etkili olmasına imkân tanımadığı vurgulandı. Kararların çoğunlukla hükümet ve işveren kesiminin oylarıyla alındığına dikkat çekilen açıklamada, bu nedenle TÜRK-İŞ’in 24 Aralık 2024 tarihinde aldığı kararla, komisyon gerçek anlamda adil ve demokratik bir yapıya kavuşturulana kadar çalışmalara katılmama yönünde tavır aldığı ifade edildi. Aradan geçen yaklaşık bir yıllık sürede komisyonun yapısı ve işleyişine ilişkin herhangi bir iyileştirme yapılmadığı belirtilerek, bu nedenle söz konusu kararın arkasında durulduğu ve 2026 yılı çalışmalarına katılım sağlanmayacağı bildirildi.
Asgari ücretin belirlenmesinde asıl belirleyici unsurun komisyonun üye sayısından ziyade ekonomik göstergelerin gerçeğe uygun değerlendirilmesi olduğu vurgulanan açıklamada, ücret tespitinin mutlaka veri temelli yapılması gerektiği ifade edildi. Geçtiğimiz yıl TÜİK tarafından açıklanan yüzde 44,38’lik enflasyona karşın asgari ücrete yalnızca yüzde 30 oranında zam yapıldığı hatırlatılarak, bunun enflasyonun altında kaldığına dikkat çekildi.
Açıklamada, son dönemde gıda, kira, eğitim ve ulaşım başta olmak üzere temel ihtiyaç kalemlerindeki fiyat artışlarının hane bütçesini ağır şekilde baskıladığı, elektrik, doğal gaz ve su zamlarının da bu yükü artırdığı belirtildi. Asgari ücretin düşük belirlenmesi nedeniyle işçilerin alım gücünün hızla eridiği, bu durumun yalnızca çalışanları değil, emeklileri de derinden etkilediği ifade edildi.
Türkiye ekonomisinin büyümesine rağmen bu büyümenin oluşturduğu refahın çalışanlara ve emeklilere yansımadığına işaret edilen açıklamada, gelir dağılımındaki adaletsizliğin her geçen gün arttığı vurgulandı. Dolar milyarderi sayısındaki artışın, zengin ile yoksul arasındaki uçurumun derinleştiğinin göstergesi olduğu kaydedildi.
Bu çerçevede, asgari ücret belirlenirken öncelikle geçtiğimiz yıl telafi edilmeyen yüzde 14,38’lik enflasyon kaybının karşılanması gerektiği belirtilen açıklamada, bunun yanı sıra gıda, kira, ulaşım, eğitim ve faturalardaki yüksek fiyat artışlarının yol açtığı kayıpların da eksiksiz biçimde giderilmesi gerektiği ifade edildi. Ayrıca ekonomik büyümenin oluşturduğu refahın işçiye yansıtılmasını sağlayacak ilave bir artışın zorunlu olduğu vurgulandı.
“Asgari ücret bir geçim ücreti değildir” yönündeki söylemlerin, asgari ücretin fiilen ortalama ücret seviyesine dönüşmesine yol açtığı belirtilen açıklamada, bugün çalışanların yarısından fazlasının asgari ücret ya da asgari ücrete yakın ücretlerle çalışmak zorunda kaldığı ifade edildi. Bu durumun ücret skalasını daralttığı, mesleki kıdem ve vasfın ücretlere yansımamasına neden olduğu kaydedildi.
“Asgari ücret artarsa enflasyon artar” iddiasının ekonomik verilerle örtüşmediği belirtilen açıklamada, 2025 yılının Temmuz ayında asgari ücrete artış yapılmamasına rağmen fiyatların yükselmeye devam etmesinin, enflasyonun kaynağının ücretler olmadığını açıkça gösterdiği ifade edildi. Ayrıca asgari ücret artışının istihdamı azaltacağı yönündeki söylemlerin de gerçeği yansıtmadığı vurgulandı.
Açıklamada, çocuk işçiliğinin hâlen yaygın olduğu, okulda olması gereken çocukların ağır koşullarda çalıştırıldığına dikkat çekilerek, Gebze Dilovası’nda meydana gelen yangında yaşamını yitiren çocuk işçilerin bu tablonun acı bir örneği olduğu ifade edildi.
Fatih Erçelik açıklamasında, yoksulluğu ve hayat pahalılığını en ağır biçimde yaşayan asgari ücretliler, işsizler ve emekliler için insan onuruna yaraşır bir gelir düzeyi sağlamanın devletin temel sorumluluğu olduğunu vurguladı. Sosyal devlet ilkesinin gereği olarak herkesin insanca yaşama hakkının güvence altına alınması gerektiğini belirten Erçelik, TÜRK-İŞ’in adil gelir ve yaşanabilir ücret mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğini ifade ederek, tüm kesimleri sorumluluk almaya ve gerçekçi adımlar atmaya davet etti.
0
0
0
0
0
0


