Ünlü ‘Suçıkan’ kaynağı ve Hamzabey Çayı kurudu! Kuruttular!..
A. Coşkun EFENDİOĞLU -

Bölgemizin yaz-kış akan en ünlü deresi Hamzabey Çayı kurudu.
Halk arasında Koca Çay ya da Koca Dere olarak da bilinen ve Karacahisar’daki ünlü Suçıkan kaynaklarından beslenen dere, yaz-kış akmasıyla ünlüydü.
Zamanında, üstünde kurulu 4 değirmeni de çalıştıran dere, ünlü Uyku Vadisi’ndeki değirmenden akan ve insanların özellikle yaz aylarında altında serinlediği suyuyla da ünlüydü. Hamzabey Çayı, Gökçeler Köyü, Akyol üzerinden Güllük Dalyanı’na akıyordu.
Öyle ki, Kaymakamlık tarafından ışıklandırılarak turizime açılan “İncirli İn” Mağarasına gidilen Seyir Tepesi’ndeki tesisler yapılmadan önce, İncirli Mağara’ya gitmek isteyen herkes, yaz-kış, bu sudan geçmek zorundaydı. En az aktığı dönemlerde bile, özellikle dere üzerindeki bentlerin arkasında mutlaka bolca su olurdu ve mağaraya gitmek isteyenler, en azından dizlerine kadar suya girmek zorunda kalırdı.
Ancak şimdi bu dere, tamamen kurumuş durumda...
Kaymakamlığın İncirli İn tesislerine gittiğinizde, Gökçeler Kanyonu’nun dibinden akan Hamzabey Çayı’nın çevresinde yaşayan kaplumbağalar, oklu kirpiler vb. gibi canlılardan ve bitkilerden bahseden bilgilendirme tabelalarıyla karşılaşırdınız. Şimdi, Gökçeler Muhtarı’nın dediğine göre, bu su tosbağalarından bazıları, sadece onun alabalık havuzlarına sığınmış olarak varlar. Diğer türler neredeyse yok olmuş durumda. Yine muhtarın deyimiyle, Hamzabey Çayı, iki senedir sadece yoğun yağışların olduğu dönemde sel yatağına dönüşmüş durumda. O’nun dışında su yok!..
Hamzabey Çayı’nın yukarı kesimlerindeki köylüler ise, hem Çay sularının beslediği bitki ve hayvanların yokolmasından yakınıyorlar, hem de çevredeki tarlalarını sulayamıyorlar. Bu nedenle de büyük verim düşüşleri yaşanıyor. Çünkü, yöre köylülerinin adlandırmasıyla Koca Çay’ın kurumasına neden olan şey, onların kuyularını da vurmuş durumda. Kuyularda su yok!..
Oysa, Çamköy, Karacahisar bölgesi, yöremizin en önemli yeraltı su kaynaklarına sahipti. Ancak, önce Güllük ve Havaalanı için açılan kuyulardan çekilen sular, yetmezmiş gibi, şimdi bu bölgedeki yeni açılan derin kuyulardan Bodrum için su çekiliyor. Köylüler, MUSKİ’nin açtığı son kuyunun 250 metre derinden su aldığını belirtiyorlar ve daha yukarı kodlardan su alan kuyuların bu nedenlerle kuruduğunu belirtiyorlar.
Doğal olarak, eskilerin çok iyi bildiği Karacahisar’daki Suçıkan kaynağı da maalesef kurumuş durumda. Yaz aylarında bile bölgedeki pek çok kaynaktan fışkıran suların üzerine kurulu ahşap sahanlıklarda piknik yapmak da bir eski hikaye olmuş durumda. Hamzabey Deresi’nin ya da köylüler arasındaki adıyla Koca Çay ya da Koca Dere’nin de en büyük su kaynağı Suçıkan kaynaklarıydı..
DSİ mühendislerinin, Hamzabey Deresi’nin su rejimi hakkında söylediklerini yakından bilen biri olarak söyleyebilirim ki, yapılan yanlış uygulamalarla, Çamköy-Karacahisar bölgesindeki yeraltı su kaynakları, maalesef yokedilmiş durumda.
Üstelik, geçmiş yıllarda çeşitli vesilelerle, pek çok uzman tarafından dile getirilen, Ekinambarı’ndaki milyonlarca metreküplük kaynak suları herkesin gözü önünde denize akıp giderken..
Geçmişte, Alina adlı bir firma, boşa akan bu Ekinambarı kaynaklarının, membranlı arıtma sonrasında rahatlıkla hem Güllük hem de Bodrum’un su ihtiyacını karşılayabileceğini belirterek girişimlerde bulunmuştu. Ancak ne var ki, yetkililer bu kaynakların değerlendirilmesi yerine, Çamköy havzasındaki hazır yeraltı sularını çekerek Güllük ve Bodrum’un su ihtiyacını karşılamaya yönelmişlerdi. Hatta yetmemiş, arıtılması çok zor olmasına karşın, Geyik Barajı’ndan da Bodrum’a su verilmek üzere Güvercinlik’teki arıtmaya su tahsis edilmişti.
Bir arkadaşımız da, geçtiğimiz günlerde gittiği Türbe köyleri gezisi sırasında, Geyik Barajı’nın suyunun çok azalmış olduğunu gördüğünü belirtti. Çektiği fotoğrafı da bizimle paylaştı. Geyik Barajı’nın pek çok bölgesinde su neredeyse kalmamış. Ancak baraj gövdesi civarında bir miktar su var. Zaten, fotoğraftaki yamaçlar da, suyun seviyesinin ne kadar düştüğünü gösteriyor. Evet, kuraklık da var; ama bölgemizde akan sular hiç bu kadar azalmamış ya da yok olmamıştı şimdiye kadar.
Aradan ancak birkaç yıl geçti ve durum ortada.. Ben, pazar günü Gökçeler Köyü’ne gittiğimde, kupkuru dere yatağıyla karşılaştığımda şaşırdım. Yazın en sıcak günlerinde bile akan dere, tamamen kurumuştu. En küçük bir su birikintisi bile kalmamıştı. Hele, havalimanı inşaatı sırasında etrafından çok fazla toprak alındığı için, Hamzabey Çayı’nın Gökçeler-Akyol arasındaki bölgede oluşmuş olan büyük göletlerin de tamamen kurumuş olduğunu gördüm.
Kuşkusuz, biz, Milas’tan ya da başka yerlerden oraya, biraz nefes almak, akan suyun etrafında yürümek, o canlı doğayla başbaşa olmak için gidiyoruz ve bulamayınca sıkıntısını çekiyoruz. Ama yöre halkı bunu her gün yaşıyor. Hatta bu suyun kuruması, köylünün ürettiği ürünü yok ediyor. Bir köylü yurttaş, “Suyumuzu bitirdiler. Bu sene darıları sulayamadığımız için, neredeyse yok darı, ekinler kurudu gitti” diyerek haykırıyordu..
Bütün yetkilileri göreve çağırıyoruz. Bu kuraklığın nedeni, besbelli, su kaynaklarının yanlış kullanılmasıdır. Derhal tedbirler alınmalı, Güllük ve Bodrum’a başka kaynaklar, Ekinambarı suyu gibi, bulunmalı ve Çamköy bölgesinin yeraltı suları yeniden geri kazanılmalıdır.. Aksi takdirde, bölgemizdeki “çölleşme” giderek artacaktır..





