“Yatağan’da işçilerin ölüm nedeni: Özelleştirme, Denetimsizlik, Kâr Hırsı”
ÖNDER Haber / Adem KANKAYNAR

Önceki hafta Yatağan’daki termik santralde kömür sevk kanalının çökmesi sonucu 2 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. Olay sonrası TMMOB’ye bağlı Elektrik, Kimya, Maden ve Makina Mühendisleri Odaları bir rapor hazırlarken, yapılan ihmallere vurgu yapıldı.
“Kaza” sonrası TMMOB tarafından hazırlanan raporda, olaya ilişkin ihmallere dikkat çekildi.
Özelleştirme, taşeronlaşma ve kâr hırsının kazalara neden olduğuna vurgu yapılan raporda, “Taşeronlaşma, rodövans (kiralama) gibi yanlış uygulamalarla kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan bilgi ve deneyim birikimi kaybedilmekte ve adeta bu tür iş kazalarına çağrı yapılmaktadır” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın devamında önemli bir diğer ihmale dikkat çekilirken, “Kazalarda, özelleştirilecekleri gerekçesi ile kamu elindeyken de uzun zamandır bakım/onarım/yenileme çalışmaları aksamış olan termik santralları devralan ve genellikle maden ve santral işletmeciliğinde yeterli bilgi ve deneyim sahibi olmayan özel şirketler de, bir an önce ve her ne pahasına olursa olsun üretimi arttırma tutkusu ve çalışanların hayatına mal olma pahasına da olsa İSG kurallarını dikkate almamakta, bakım/onarım/yenileme çalışmalarını yapmamaktadır. Yatağan Termik Santralında kömür taşıyıcı sistemde ve taşıma kolonlarında gerekli onarım ve yenilemenin yapılmamış olması, yalnızca bilgi yetersizliği ve tecrübesizlik olarak değerlendirilmemelidir.Teknik bilgiye dayalı bakım ve denetim mekanizmalarının olmadığı bir sistemde bu kazalar artarak devam edecektir” denildi.
Kazanın ‘teknik nedeni’ …
Kazanın teknik nedenine ilişkin ifadelerin de yer aldığı raporda, “Yapılan bilirkişilik incelemeleri ile kazanın nedeni netleşecektir. Ancak iş kazalarının/cinayetlerinin ortak nedeni, sermaye ve devletin, işçilerin canını önemsememesidir” denilirken, şu ifadeler kullanıldı:
Her kazanın teknik bir nedeni vardır, bu kazanın da olası teknik nedenleri vardır.
Ortam ve iklim şartlarının hızlandırıcı etkisiyle korozyon, metal yorgunluğu, mekanik arızalar gibi sebeplerle konveyör sisteminin çalışma kapasitesinde düşme ve aynı hatta daha fazla yük ile çalıştırılmaya devam edilmesi kazaya neden olmuş olabilir. Konveyör sisteminin taşıyıcı kolonları, oluşan korozyon ve metal yorgunluğu nedeniyle konveyör sistemini ve taşınan kömürün yükünü taşıyamaz hale gelerek çökmelere neden olmuş olabilir. Kaynaklı veya perçinli birleştirmelerde oluşan çatlaklar, yapılan iyileştirme ve tamiratların yetersiz olması veya yeterliliğinin tespit edilmemiş olması da diğer bir sebeptir.Yapılan bilirkişilik incelemeleri ile kazanın nedeni netleşecektir.Ancak iş kazalarının/cinayetlerinin ortak nedeni, sermaye ve devletin işçilerin canını önemsememesidir.
TMMOB’nden öneriler …
Rapor/ açıklamanın sonunda bir de öneriler bölümü yer aldı.
“Bakanlıklar ve ilgili tüm kamu kurumları, kamusal denetim yükümlülüklerini yerine getirmelidir. TMMOB’ye bağlı Meslek Odaları olarak bu konudaki çalışmalara katkı koymaya, destek vermeye hazır olduğumuzu önemle belirtmek isteriz” denilen bu bölümde TMMOB’nce getirilen öneriler ise şöyle:
•Yatağan santralında çöken konveyör sisteminin, periyodik kontrollerinin yapılması zorunlu ekipmanlar arasında bulunmadığı unutulmamalı, periyodik kontrollerinin yapılması zorunlu olan makina ekipman listesi genişletilmeli, tarım, maden, inşaat, enerji, imalat sanayi vb. bütün sektörlerde kullanılan makina ve ekipmanlarının düzenli periyodik kontrollerinin yapılması mevzuata eklenmelidir.
•İSG (İş Sağlığı ve Güvenliği) hizmetlerinin “piyasa koşullarında” verilmesi anlayışı dışlanmalı; toplum çıkarı, kamu hizmeti, kamu denetimi anlayışı hâkim olmalıdır.
•Örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalı; esnek, güvencesiz, taşeron çalışma biçimleri yasaklanmalıdır.
•İSG ile ilgili düzenleme ve uygulamalar, ayrımsız, kısıtlamasız bütün işyerlerini ve her statüdeki tüm çalışanları kapsamalıdır.Düzenlemeler “işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasının öncelikle işverenin görevi olduğu” ilkesinden hareketle yapılmalıdır.
•İşyerinde tutulan bakım-kontrol raporlarının İSG Kurulu tarafından takibinin yapılması sağlanmalıdır.
•Bakanlık eliyle işletmeler için hazırlanan risk değerlendirme raporlarında belirtilen eksikliklerin yerine getirilip getirilmediği kontrol edilmeli, giderilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
•İşyerlerinin denetimi sayıca artırılmalı, idari yaptırımlar ve para cezası da artırılmalı ve mutlaka uygulanmalıdır.
•Çalışan temsilcilerinin işyerlerinin büyüklüğüne göre belirlenecek süre ile işyerinin bütününde her gün gözlem yapması ve rapor etme olanağı yaratılmalı ve iş güvenceleri olmalıdır.





