• 07 June 2017, Wednesday 20:10
Av. Ezgi EFENDİOĞLU

Av. Ezgi EFENDİOĞLU

Acele Kamulaştırma Davaları

HUKUK KÖŞESİ / Av. Ezgi EFENDİOĞLU ÇİÇEK / [email protected]

Başta karayolları için kamulaştırmalar olmak üzere son zamanlarda enerji nakil hatları, HES, RES projeleri ve kentsel dönüşüm uygulamaları için ‘acele kamulaştırma’ yoluna başvurulmaktadır.

Acele Kamulaştırmanın hukuki dayanağını 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. Maddesi oluşturmaktadır. Buna göre; “3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyetleri Kanununun uygulanmasında, yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.”

 

Acele kamulaştırmanın normal kamulaştırma usulünden farkı ise acele kamulaştırmada, kıymet takdiri dışındaki işlemlerin taşınmaza idare tarafından “el konulduktan sonra” yapılmasıdır. Mahkemece idare lehine el koyma kararı verildikten sonra idare, kamu yararı olan işlemi o taşınmaz üzerinde yerine getirebilecektir. El koyma kararından sonra idare ile taşınmaz sahibi uzlaşma sağlayamaz ise idare tarafından taşınmaz malikine ayrıca kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılabilecektir. İdare tarafından bu dava makul sürede açılmaz ise taşınmaz malikleri “kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası” açma hakkını kazanacaklardır. (Bu konuyu sonraki yazılarımızda ayrıca ele alacağız.)

 

Danıştay 6. Dairesi 09.11.2004 tarihli, 2004/1179 Esas ve 2004/5503 sayılı kararında, acele kamulaştırmanın şartlarına değinmiş ve acele kamulaştırmanın uygulanabilmesi için sınırlandırılacak mülkiyet hakkının ne olduğunun ortaya konulmasını başlıca neden olarak kabul etmiştir. Bakanlar Kurulunun alacağı bu kararda sınırlandırılacak mülkiyetin hangi nedenlerle sınırlandırılacağını gerekçeleriyle birlikte açıklaması gerekmektedir. Danıştay’a göre ayrıca keyfi uygulamaların önüne geçebilmek için acele kamulaştırma kararının makul ve dayanağının kamu yararı olması yani gerçek bir ihtiyacın karşılanmasına yönelik olması gerekmektedir.

 

Acele kamulaştırma davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Acele kamulaştırma davalarında mahkemelerin görevi, Bakanlar Kurulu tarafından kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazın keşif yapılması suretiyle bedelini tespit etmek ve bu bedelin idare tarafından taşınmaz maliki hesabına ödenmesini sağlamaktır. Mahkeme, acele kamulaştırma kararının aksi yönünde bir karar veremeyecektir.

 

Bu davalar basit yargılama usulüne tabi olup, keşif ve bilirkişi aşamalarından sonra mahkemece bir karara varılır. Mahkeme esasen burada değer tespiti yapmaktadır. Bu nedenledir ki, mahkemece verilen karara karşı temyiz yolu kapalıdır. Yargılama sırasında davacı idare tarafından karşılanan yargılama giderleri ve harçların dava sonunda davalı taşınmaz malikine yükletilmesi mümkün değildir.

 

Son olarak, lehine acele kamulaştırma yapılan ve idare adına tapuda tescil edilen taşınmaz malda oturan var ise bu taşınmazın boşaltılması gerekmektedir. Taşınmazı kullananlar taşınmazı boşaltmazsa, idare cebri icra yoluyla taşınmazın boşaltılmasını sağlayabilir.

Mahkeme kararına itiraz edilmesi, icra işlemlerinin yürütülmesini de durdurmayacaktır.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık