• 31 May 2017, Wednesday 19:52
Av. Ezgi EFENDİOĞLU

Av. Ezgi EFENDİOĞLU

Nişanlılığın sona ermesi nedeniyle maddi-manevi tazminat

HUKUK KÖŞESİ / Av. Ezgi EFENDİOĞLU ÇİÇEK / [email protected]

Nişanlılık, tarafların birbirlerine evlenme vaadinde bulundukları ve tıpkı evlilik birliğinde olduğu gibi, meydana gelmesi ve sonuçlanması birtakım hukuki şekil ve yükümlülüklere bağlanmış olan bir kurumdur.

Nişanlılığın var olması için tarafların evlilik vaadinde bulunmuş olmaları yeterlidir. Nişanlılık hükümlerini düzenleyen Türk Medeni Kanununda nişanlılığın kurulması için başkaca bir şekil şartı aranmamıştır. Bu bağlamda tarafların nişanlanma iradeleri açık olabileceği gibi örtülü de olabilir. Yargıtay kararlarına göre, evlenme vaadinin açık bir irade beyanıyla yapılmadığı durumlarda, hangi söz ve davranışların nişanlanma iradesini oluşturduğu, o çevrede hakim olan anlayışa, tarafların kişisel durumlarına, yaşadıkları sosyal çevreye, örf ve adete göre belirlenir.

Nişanlanmanın gerçekleşmesiyle taraflar birtakım hak ve yükümlülüklere sahip olurlar. Nişanlılık sonucu tarafların elde ettikleri haklar şunlardır: Destekten yoksun kalma tazminatı, Mal rejimi sözleşmesi yapma hakkı ve Tanıklık yapmaktan çekinme hakkı.

Buradaki en önemli haklardan olan ‘Destekten yoksun kalma tazminatı’, nişanlı taraflardan birinin iş kazası veya trafik kazası sonucu hayatını kaybetmesi halinde geride bıraktığı yakınlarına ödenen tazminat türüdür. Nişanlısının ölümü ile sağ kalan nişanlı eş, gelecekteki eşinin desteğinden yoksun kalmış sayılacağından, bu davayı açma yetkisi nişanlı taraflara da tanınmıştır.

Nişanlı tarafların yükümlülüklerinin en başında ise evlenme yükümlülüğü gelmektedir. Nişanlılığın en önemli sonucu da budur. Belirtmemiz gerekir ki, evlenme yükümlülüğü asla ve asla evlenmeye zorlama olarak algılanmamalıdır. Evlenme yükümlülüğüne uymayan nişanlı için diğer nişanlı onu dava yoluyla evlenmeye zorlayamaz. Ancak, nişanlılığın bozulmasında ve dolayısıyla evliliğin gerçekleşmemesinde ağır kusuru olan taraf, diğer tarafın uğramış olduğu maddi-manevi zararları tazmin etmekle yükümlüdür.

Nişanlılığın evlenme dışında, nişanlılardan birinin kusuruyla sona erdiği durumlarda diğer tarafın maddi-manevi tazminat talebi ile verilen hediyelerin geri verilmesini isteme hakkı doğar.

Türk Medeni Kanunu uyarınca, nişanı haksız yere bozan veya kusuru ile nişanın bozulmasına yol açan nişanlı taraf, şartları varsa, maddi tazminat ödeme yükümlülüğü altına girer. Nişanın bozulması sebebiyle maddi tazminat davası açılabilmesi için nişanın haklı bir sebep olmaksızın bozulması veya bozulmasına sebebiyet verilmesi gerekir. Talep edilecek tazminat, nişanlanma yapılmasaydı uğranılmayacak olan zararın tazminidir. Evlenmenin gerçekleşeceğine güvenerek, ev kiralama veya satın alma ve evlilik sebebiyle yapılan harcamalar, düğün salonu kiralama, gelinlik sipariş etme gibi eylemler maddi tazminatın konusunu oluşturabilir. Maddi tazminat talep edilebilmesi için nişanın bozulması ile uğranılan maddi zarar arasında nedensellik bağı olması gerekmektedir.

Maddi tazminat davasında davacı, nişanlının kendisi olabileceği gibi onun anne babası da olabilir.

Nişanın bozulması nedeniyle kişilik hakları ayrıca zarara uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat da isteyebilir. Manevi tazminat davasına davacı yalnızca kişilik hakları zarar gören nişanlı taraf olabilir.

Yargıtay, nişanlılığın sona ermesi nedeniyle manevi tazminatın kapsamını belirlerken yalnızca üzüntü duyulmuş olmasını tazminat için yeterli görmemektedir. Nişanın bozulması nedeniyle üzüntü duyulmasının yanı sıra nişanlı tarafın şeref ve namus duygularının zedelenmiş olması gereklidir. Örnek olarak, nişanlısıyla karı-koca hayatı yaşaması, nişanlısı hakkında dedikodular çıkararak isminin kirlenmesine neden olması, nişanlı tarafın başka bir kişiyle duygusal ilişki kurması gibi durumlar verilebilir.

Son olarak, nişanlılığın evlilik dışında bir nedenle sona ermesi nedeniyle hediyelerin geri verilmesi de söz konusu olacaktır. Buna göre, taraflar nişanlılık sebebiyle birbirlerine vermiş oldukları alışılmışın dışında, ekonomik bir değere sahip hediyelerin geri verilmesi için dava açabilirler. Maddi, manevi tazminat davalarının dışında hediyelerin geri verilmesi davasında kusur veya zarar aranmaz. Nişanlılığın herhangi bir nedenle sona ermesi, hediyelerin geri verilmesi için yeterlidir. Nişanlılık sebebiyle verilen hediye olağan ise bunlar geri istenemez. Örneğin, hediye verilen ayakkabı ve giyim eşyaları geri istenemez. Bunun dışında nişan yüzüğü, mücevher, otomobil, ev gibi ekonomik değeri olan eşyaların geri verilmesi için dava açılması mümkündür. Hediyelerin geri verilmesi için dava açma zamanaşımı, nişanlılığın sona erme tarihinden itibaren 1 yıldır. Nişanlılıktan doğan tüm dava ve işlerde görevli mahkeme Aile Mahkemeleri olarak belirlenmiştir.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık