• 10 February 2018, Saturday 19:00

Çocukluk Çağı Obezitesi / 1

Diyetisyen Bakışı ... / Elif AKTAŞ / Diyetisyen

Çocuklarda yanlış ve dengesiz beslenme alışkanlıkları sonucu ortaya çıkan en önemli sorun ‘Çocukluk Çağı Obezitesi’dir. Çabuk yorulma, nefes almada güçlük, hareket azlığı, bacaklarda ağrı gibi birçok sorunla kendini gösterebilir. Ayrıca kalp-damar hastalıkları, yüksek kan yağları, insülin direnci gibi endokrin sistem bozuklukları ve psikolojik sorunlara yol açabilir.

Obezite (şişmanlık), vücuttaki yağ miktarının artması olarak tanımlanır. Yaşam boyu süren kronik bir enerji metabolizması bozukluğu olup, vücuda harcanandan fazla enerji alınmasıdır. Obezitede vücutta yağ dokusunun yani yağ hücrelerinin çapının büyümesi (hipertrofi) ve yağ hücre sayısında artış (hiperplazi) görülür. Bu nedenle de çocuk ve gençlik dönemini aşırı kilolu geçiren bireyler, gelecekte de obezite ve buna bağlı gelişen sağlık sorunları açısından risk altında olacaktır. Araştırmalar, çocukluk çağı aşırı kilolu geçen bireylerin yaklaşık % 20 - 50’sinin ileride obez olacağını göstermektedir. Obezitede verilen kilolar çok hızlı geri alınabilir. Çocuklarda kilo kaybı yavaş ve büyümeyi olumsuz etkilemeyecek şekilde sağlanmalıdır ve bu süreç pediatri doktoru ve diyetisyen tarafından kontrol edilmelidir.

 

Obeziteye neden olan etmenler

Anne Karnındaki (Fetal) Dönem- Yaşam anne karnında başlar. Annenin sağlık durumu, beslenme alışkanlıkları, yaşam şekli ve metabolik özellikleri bebeği etkiler. Bebeğin bu dönemde aşırı glikozlu bir ortamda kalması (yüksek şeker) veya uzun ve ağır beslenme yetersizliği metabolizmayı etkileyerek obezite için risk oluşturur.

0 - 1 yaş dönemi- Obezite gelişiminde ikinci kritik dönem yaşamın ilk yılıdır. Bu dönemde, beslenmede büyük değişimler yaşanır. 0 - 1 yaş döneminde anne sütü verme süresi, verilen ek besinlerin türü ve ek besinlere başlama zamanları, ileriki yaşlarda obezite oluşumuna etki etmektedir. Yapılan çalışmalarda, anne sütü alma süresi arttıkça vücut yağ miktarının azaldığı görülmüştür. Bebeklerde aşırı ve dengesiz beslenme sonucunda yağ hücrelerinin sayısı normal ağırlıkta olanlara göre yaklaşık 3 kat artmaktadır. Sonrasında vücut ağırlığı azalsa bile yağ hücre sayısı azalmamaktadır. Bu nedenle çocukluk döneminde aşırı beslenmenin, yaşam boyu obeziteye neden olacağı unutulmamalıdır.

Genetik etmenler- Obezite oluşumunda genetik etmenlerin % 25 - 80 oranında rol oynadığı düşünülmektedir. Ailedeki şişmanlık, çocukluk çağı obezitesi için en güçlü risk etmenidir. Aile ilişkisi çocuğu hem genetik hem de çevresel olarak etkilemektedir. Bunun haricinde, son yıllarda üzerinde çok durulan leptin hormonu, vücut yağ dokusu ve obezitenin belirleyicilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Yetişkin obez bireylerde leptin düzeyi, normal ağırlıktaki kişilere göre yüksektir ve ağırlık kaybı ile leptin düzeyinde azalma görülebilmektedir. Ancak son 50 yıldır çocukluk çağı obezitesinin büyük bir hızla artışında çevresel etmenler, genetik etmenlerden çok daha etkilidir.

Yanlış beslenme alışkanlıkları- Çocukların günlük enerji ve besin öğesi gereksinimlerinin bilinmemesi, öğün atlama, yüksek kalorili ve besleyici değeri düşük okul yemekleri, ailelerin yoğun çalışması nedeniyle evde yemek düzeninin yeterli olmayışı, şeker ve yağ içeriği yüksek besinlere kolay ulaşma gibi çeşitli etmenler, çocuklara yanlış beslenme alışkanlıkları kazandırmaktadır. Besinlerin gün içerisine dengeli bir şekilde dağıtılması gerekmektedir. Ancak okulda veya dışarıda yemek yeme zorunluluğu, birçok çocuğun beslenmesini olumsuz etkilemektedir. Özellikle de bilinçsiz ve beslenmeye önem vermeyen okul idareleri, yemeğe ayrılan bütçedeki sınırlılıklar, menülerin çocuklara uygun şekilde ve uzman kişilerce planlanıp hazırlanmaması, çocukların okulda yemek yememesine veya aşırı miktarda ve dengesiz tüketimine neden olmaktadır.

Okulda yemek yemeyen çocuk, dışarıda enerji, yağ ve şekerden zengin fakat besleyici özelliği düşük yiyeceklere yönelmektedir.

Yetersiz Fiziksel Aktivite- Obezite oluşumunda önemli bir neden de enerji harcamasındaki azalmadır. Çok küçük yaşlardan itibaren hayatımıza giren akıllı telefonlarla zaman geçirme, uzun süre televizyon izleme, bilgisayar oyunları gibi hareketsiz gerçekleşen etkinliklerde oldukça fazla artış gözlenirken, fiziksel etkinlikler maalesef azalmaktadır. Birçok okulun şehir merkezine uzak olması nedeniyle okul servisi kullanımındaki artış, çocukların yapabileceği en basit ve sıradan aktivite olan yürüyüşü bile ortadan kaldırmaktadır. Bu da çocukların fiziksel gelişimini ve sağlık durumunu olumsuz etkilemektedir.

 

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, sağlıkla kalın …

(3S Diyet ve Beslenme Danışmanlığı / www.3sdiyet.com)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık