• 03 November 2018, Saturday 17:01

Mükemmel Vücut Takıntısından “Bigoreksiya”ya…

Bigoreksiya (kas dismorfisi), bireylerin daha az yağ kütlesine sahip olmayı istemenin yanında, kas kütlesini de arttırmayı takıntı haline getirmeleri olarak tanımlanan, bir tür vücut algısı bozukluğudur.
Burada bireyin kendi vücudunu beğenmemesi ve idealindeki vücuda ulaşma isteği ile başlayan ve zamanla hastalıklı bir durum haline gelen ciddi bir psikolojik bozukluk görülmektedir. Bigoreksiya, sahip olduğu kasların yeterli olmadığı düşüncesi ile ilgili endişelenme ve kas kütlelerini arttırmak için sürekli uğraş verme durumu olarak tanımlanmaktadır. Bu sendroma sahip kişiler, aşırı miktarda kas kütlesine sahip oldukları durumlarda bile kendilerini hâlâ yetersiz ve çelimsiz görebilmektedirler. Çoğunlukla vücut geliştiricilerde görülen bu durum, daha kaslı bir vücuda sahip olma idealleri üzerine yoğunlaştıkları için ortaya çıkmaktadır. Kişilerde görülen öncelikli bozukluk, bedenleri ile olan ilişkilerinden kaynaklanmakta ve yeme bozukluğu durumu da sonradan buna eşlik etmektedir.
Bigoreksiya’nın tanı kriterleri şunlardır:
A. Birey vücudunun yeterince kaslı ve güçlü olmadığına yönelik endişe içerisindedir. Uzun saatlerini spor salonunda harcama ve diyetine aşırı derecede dikkat etme gibi karakteristik davranışlar gösterir. B. Aşağıdaki dört kriterden en az ikisini gösterir;
a. Birey spor programı ve diyetine devam etmeye yönelik takıntılarından dolayı sıklıkla sosyal, mesleki veya rekreasyonel(serbest zaman) aktivitelerini bırakır.
b. Birey vücudunun başkaları tarafından görülebileceği yerlerden uzak durur veya böyle durumlarda endişelenir veya yoğun anksiyete gösterir.
c. Yeterince kas kütlesi veya vücut büyüklüğüne sahip olmadığına yönelik düşünce bireyin zihnini sürekli olarak meşgul eder, bireyin sosyal, mesleki veya hayatındaki diğer önemli alanlarda bozukluklara veya strese sebep olur.
d. Birey üzerinde oluşturacağı fiziksel veya psikolojik yan etkilerini bildiği halde antrenman, diyet veya ergojenik (performans arttırıcı vb.) yardım kullanmaya devam eder.
C. Bireyin davranışları ve endişelerindeki odak nota; anoreksiyanervozadaki şişmanlama korkusu ya da çok zayıf olma veya yeterince kas kütlesine sahip olamama gibi düşüncelerdir.
Bu dismorfik bozukluk yaygın olarak erkek halterciler ve erkek vücut geliştiricilerde görülmektedir. Kadınlara göre erkekleri daha ciddi derecede etkilemektedir. Bigoreksiya görülen bireyler kas kütlesini arttırma takıntısı nedeniyle anormal yeme davranışına rastlanmaktadır. Bigoreksiya görülen bireylerin takıntıları sebebiyle sık aralıklarla yüksek yoğunlukta egzersiz yapmaları ve yaptıkları egzersize uyacak şekilde beslenmeleri, çoğu yaşamsal faaliyetlerinden vazgeçmelerine veya ağır kısıtlamalar yapmalarına neden olmaktadır. Bigoreksiya görülen bireyler kendilerini zorunlu hissettikleri için egzersiz programlarını sıklaştırmaktadırlar. Bigoreksiyalı bireyler vücutlarının çelimsiz olduklarını düşündükleri için, başkalarının kendi bedenlerini görmelerini istemez ve genellikle daha iri ve kaslı görünmek için kat kat giyinirler. Bigoreksiyasemptomlarına sahip bireylerin egzersiz programları nedeniyle işlerini de aksattıkları saptanmıştır. Bigoreksiya nedeniyle vücut kas yüzdelerinden memnun olmayan bireyler yasal olmayan ilaçlar (androjeniksteroidler) veya ergojenik besin desteklerini kullanmakta, bu yüzdende ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabilmektedirler. Bireyler bu ilaç ve besin desteklerini daha kaslı olabilmek için bir araç olarak düşünmekte ve bu yöntemlerin zararlarını önemsememektedirler. Bigoreksiyada en sık görülen davranışlardan biri sürekli olarak vücudunu kontrol etmedir. Aynaya sık sık bakarak kaslarının gelişim durumunu ve mevcut kas kütlelerini kontrol etme, ayna karşısında özellikle kol ve bacak kaslarını kasarak nasıl göründüklerini irdeleme, kas kütlelerinin artışına yönelik gelişmeleri takip etme, bigoreksiya görülen bireylerin çoğunun tekrarladığı hareketlerdir. Bigoreksiyalı bireyler vücut kas kütlelerini arttırmak ve vücut yağ yüzdelerini azaltmak istedikleri için yüksek proteinli ve düşük yağlı bir beslenme programını çok katı bir biçimde uygulamaktadırlar. Vücutta kilogram başına alınması gereken protein miktarı ile hesaplanan diyeti düzenli olarak tüketmekte, her birkaç saatte bir acıkmış olmasalar da beslenmekte ve günlük beslenme programlarına uyamadıklarında anksiyete, suçluluk veya stresli olma gibi tavır ve davranışlar göstermektedirler.  Bu davranışlar zaman geçtikçe kişiyi sosyal yaşamından soyutlamakta, iş ve aile yaşantısına kadar olumsuz etkilemektedir.

Bigoreksiyalı bireylerin tedavisi için öncelikli olarak sorunu kabul etmelerinin sağlanması gerekmektedir. Bu aşamada ve tedavi sürecinde uzman bir psikolog desteği alınması oldukça önemlidir. Ayrıca yeme bozukluğu tedavisi için de bir diyetisyen tarafından besin tüketim öyküsü alınmalı, beslenme programı kişinin sağlık durumuna ve vücut bileşimine uygun olarak düzenlenmelidir.

(Diyetisyen Elif Zeybekoğlu - www.3sdiyet.com – 3S Diyet ve Beslenme Danışmanlığı)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık