- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
Bigoreksiya (kas dismorfisi), bireylerin daha az yağ kütlesine sahip olmayı istemenin yanında, kas kütlesini de arttırmayı takıntı haline getirmeleri olarak tanımlanan, bir tür vücut algısı bozukluğudur.
Burada bireyin kendi vücudunu beğenmemesi ve idealindeki vücuda ulaşma isteği ile başlayan ve zamanla hastalıklı bir durum haline gelen ciddi bir psikolojik bozukluk görülmektedir. Bigoreksiya, sahip olduğu kasların yeterli olmadığı düşüncesi ile ilgili endişelenme ve kas kütlelerini arttırmak için sürekli uğraş verme durumu olarak tanımlanmaktadır. Bu sendroma sahip kişiler, aşırı miktarda kas kütlesine sahip oldukları durumlarda bile kendilerini hâlâ yetersiz ve çelimsiz görebilmektedirler. Çoğunlukla vücut geliştiricilerde görülen bu durum, daha kaslı bir vücuda sahip olma idealleri üzerine yoğunlaştıkları için ortaya çıkmaktadır. Kişilerde görülen öncelikli bozukluk, bedenleri ile olan ilişkilerinden kaynaklanmakta ve yeme bozukluğu durumu da sonradan buna eşlik etmektedir.
Bigoreksiya’nın tanı kriterleri şunlardır:
A. Birey vücudunun yeterince kaslı ve güçlü olmadığına yönelik endişe içerisindedir. Uzun saatlerini spor salonunda harcama ve diyetine aşırı derecede dikkat etme gibi karakteristik davranışlar gösterir. B. Aşağıdaki dört kriterden en az ikisini gösterir;
a. Birey spor programı ve diyetine devam etmeye yönelik takıntılarından dolayı sıklıkla sosyal, mesleki veya rekreasyonel(serbest zaman) aktivitelerini bırakır.
b. Birey vücudunun başkaları tarafından görülebileceği yerlerden uzak durur veya böyle durumlarda endişelenir veya yoğun anksiyete gösterir.
c. Yeterince kas kütlesi veya vücut büyüklüğüne sahip olmadığına yönelik düşünce bireyin zihnini sürekli olarak meşgul eder, bireyin sosyal, mesleki veya hayatındaki diğer önemli alanlarda bozukluklara veya strese sebep olur.
d. Birey üzerinde oluşturacağı fiziksel veya psikolojik yan etkilerini bildiği halde antrenman, diyet veya ergojenik (performans arttırıcı vb.) yardım kullanmaya devam eder.
C. Bireyin davranışları ve endişelerindeki odak nota; anoreksiyanervozadaki şişmanlama korkusu ya da çok zayıf olma veya yeterince kas kütlesine sahip olamama gibi düşüncelerdir.
Bu dismorfik bozukluk yaygın olarak erkek halterciler ve erkek vücut geliştiricilerde görülmektedir. Kadınlara göre erkekleri daha ciddi derecede etkilemektedir. Bigoreksiya görülen bireyler kas kütlesini arttırma takıntısı nedeniyle anormal yeme davranışına rastlanmaktadır. Bigoreksiya görülen bireylerin takıntıları sebebiyle sık aralıklarla yüksek yoğunlukta egzersiz yapmaları ve yaptıkları egzersize uyacak şekilde beslenmeleri, çoğu yaşamsal faaliyetlerinden vazgeçmelerine veya ağır kısıtlamalar yapmalarına neden olmaktadır. Bigoreksiya görülen bireyler kendilerini zorunlu hissettikleri için egzersiz programlarını sıklaştırmaktadırlar. Bigoreksiyalı bireyler vücutlarının çelimsiz olduklarını düşündükleri için, başkalarının kendi bedenlerini görmelerini istemez ve genellikle daha iri ve kaslı görünmek için kat kat giyinirler. Bigoreksiyasemptomlarına sahip bireylerin egzersiz programları nedeniyle işlerini de aksattıkları saptanmıştır. Bigoreksiya nedeniyle vücut kas yüzdelerinden memnun olmayan bireyler yasal olmayan ilaçlar (androjeniksteroidler) veya ergojenik besin desteklerini kullanmakta, bu yüzdende ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabilmektedirler. Bireyler bu ilaç ve besin desteklerini daha kaslı olabilmek için bir araç olarak düşünmekte ve bu yöntemlerin zararlarını önemsememektedirler. Bigoreksiyada en sık görülen davranışlardan biri sürekli olarak vücudunu kontrol etmedir. Aynaya sık sık bakarak kaslarının gelişim durumunu ve mevcut kas kütlelerini kontrol etme, ayna karşısında özellikle kol ve bacak kaslarını kasarak nasıl göründüklerini irdeleme, kas kütlelerinin artışına yönelik gelişmeleri takip etme, bigoreksiya görülen bireylerin çoğunun tekrarladığı hareketlerdir. Bigoreksiyalı bireyler vücut kas kütlelerini arttırmak ve vücut yağ yüzdelerini azaltmak istedikleri için yüksek proteinli ve düşük yağlı bir beslenme programını çok katı bir biçimde uygulamaktadırlar. Vücutta kilogram başına alınması gereken protein miktarı ile hesaplanan diyeti düzenli olarak tüketmekte, her birkaç saatte bir acıkmış olmasalar da beslenmekte ve günlük beslenme programlarına uyamadıklarında anksiyete, suçluluk veya stresli olma gibi tavır ve davranışlar göstermektedirler. Bu davranışlar zaman geçtikçe kişiyi sosyal yaşamından soyutlamakta, iş ve aile yaşantısına kadar olumsuz etkilemektedir.
Bigoreksiyalı bireylerin tedavisi için öncelikli olarak sorunu kabul etmelerinin sağlanması gerekmektedir. Bu aşamada ve tedavi sürecinde uzman bir psikolog desteği alınması oldukça önemlidir. Ayrıca yeme bozukluğu tedavisi için de bir diyetisyen tarafından besin tüketim öyküsü alınmalı, beslenme programı kişinin sağlık durumuna ve vücut bileşimine uygun olarak düzenlenmelidir.
(Diyetisyen Elif Zeybekoğlu - www.3sdiyet.com – 3S Diyet ve Beslenme Danışmanlığı)
-
16.03.2019 Voleybol ve Beslenme
-
01.03.2019 Spor Diyetisyenliği
-
22.02.2019 Çocukluk Çağı Obezitesi Nasıl Önlenir?
-
16.02.2019 Vücudumuzdaki Dev Güç: Mikrobiyota
-
26.01.2019 Depresyon Tedavisi ve Beslenme
-
14.01.2019 Mis Kokulu Bir Baharat: Tarçın
-
05.01.2019 Geçmişten Günümüze Beslenme ve Diyetetik -2
-
29.12.2018 Geçmişten Günümüze Beslenme ve Diyetetik -1
-
22.12.2018 Tatlı Bir Tuzak: Şeker!
-
14.12.2018 Dağcılık ve Kampçılıkta Beslenme
-
10.12.2018 Kafkaslardan Gelen Sağlık: Kefir
-
01.12.2018 Tiroit HastalıklarındaBeslenme
-
26.11.2018 Tiroit Bezi ve Tiroit Hastalıkları
-
19.11.2018 Soğuk havaların sevilen lezzeti: Kestane
-
10.11.2018 C Vitamini (Askorbik Asit)
-
27.10.2018 Gece Yeme Sendromu
-
20.10.2018 Popüler Diyetlere Diyetisyen Bakışı / 2
-
13.10.2018 Popüler Diyetlere Diyetisyen Bakışı /1
-
06.10.2018 1-7 Ekim Emzirme Haftası
-
29.09.2018 Başlık: Bugün Dünya Kalp Günü!
-
22.09.2018 Bebeklerde İnek Sütü Alerjisi
-
16.09.2018 Türkiye Şampiyon! Ama Obezitede…
-
01.09.2018 Nedir Bu Glisemik İndeks?
-
18.08.2018 Yeme Bozuklukları: Anoreksiya Nervoza
-
12.08.2018 Yeme Bozuklukları ve Gelişim Nedenleri
-
04.08.2018 Gut Hastalığı ve Beslenme Tedavisi
-
28.07.2018 Sağlık için Yağlı Tohumlar
-
21.07.2018 Reflü ile yaşamak
-
14.07.2018 Obezite ve Hipertansiyon
-
07.07.2018 Vejetaryen Beslenme ve Çeşitleri
-
23.06.2018 Menopoz döneminde beslenme
-
09.06.2018 Tamamlayıcı Beslenme (Ek Besinler) / 2
-
02.06.2018 Tamamlayıcı Beslenme (Ek Besinler) / 1
-
26.05.2018 Obezite tedavisinde bilimsel yaklaşım
-
21.05.2018 Fonksiyonel Bir Besin: Sarımsak
-
12.05.2018 Ramazan’da Beslenmenin Püf Noktaları
-
05.05.2018 Çölyak Hastalığında Beslenme
-
28.04.2018 Küresel bir sorun:Metabolik Sendrom
-
21.04.2018 ‘Sağlığı BozanDiyetler’e dikkat!
-
14.04.2018 Zayıf olmak, sağlıklı olmak anlamına gelmiyor!
-
07.04.2018 Çağımızın Hastalığı Kanser ve Beslenme
-
31.03.2018 Geçmişten günümüze Ekmek...
-
24.03.2018 Yaşlılık Dönemi ve Beslenme İlişkisi
-
19.03.2018 Gizli Düşmanımız: Aşırı Tuz!
-
10.03.2018 ‘Sağlıklı Beslenme’ nedir? Nasıl sağlıklı beslenilir?
-
03.03.2018 ‘Mercimek Teyze’ Prof. Dr. Ayşe BAYSAL’a saygıyla …
-
24.02.2018 Osteoporoz (Kemik Erimesi) ve önleme yolları
-
17.02.2018 Çocukluk Çağı Obezitesi / 2
-
10.02.2018 Çocukluk Çağı Obezitesi / 1
-
03.02.2018 Gebelikte Diyabet (Şeker Hastalığı) ve Beslenme
-
27.01.2018 Diyete başlamadan önce hangi tahlilleri yaptırmalı?
-
20.01.2018 15 Adımda Hamilelik Döneminde Beslenme
-
13.01.2018 Sağlığa giden yol alışverişle başlar
-
06.01.2018 Mucize içecek: Su
-
30.12.2017 Diyette motivasyonu arttırmanın 5 altın kuralı
-
16.12.2017 İlk 6 ay sadece Anne Sütü!
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.