Akbelen Direnişçileri: “Zeytin Ağaçlarımızı Taşıma İştahıyla Şirketle İşbirliği Yapanları Unutmayacağız!”
Madenler için zeytinliklerin taşınabilmesine imkan sağlayan yasaya karşı, zeytinliklerini, bağ ve bahçelerini koruma mücadelesi veren Akbelen direnişçileri, YK Enerji'nin, zeytinliklerin taşınabilmesi için giriştiği kimi hamlelerle ilgili olarak bir basın açıklaması…
"Bizler zeytincilikle geçinen Muğla köylüleriyiz. Yıllardır zeytinlerimizi, köylerimizi korumak için canla başla mücadele ediyoruz. Geçtiğimiz Temmuz ayında meclisten geçirilen yeni maden yasası ile zeytinlerimizin taşınması gündeme getirildi. Başta YK Enerji şirketi olmak üzere, zeytin ağaçlarının taşınabileceğine dair bilim insanından derneğine, muhtarından vekiline yoğun bir propaganda ve ikna çabası söz konusu. Güya zeytin ağaçlarının taşınabileceği düşüncesini “satarak” bizleri ve toplumu ikna etme çabasındalar. Böylece topraklarımızı kamulaştırıp bizleri köyümüzden başka diyarlara göç ettirecekler. Biz tehlikenin farkındayız!
Maden yasasının mecliste görüşüldüğü günlerde bölge muhtarlarının şirket tarafından ikna faaliyetinin bir parçası haline getirildiğini biliyoruz. Muhtarlar özel seyahatlerle Ankara’ya taşınarak, sanki köylüleri de bu yasa çıksın istiyorlarmış gibi bir görüntü çizilmişti. Bu plan tutmadı. Milas kamuoyu şirketle işbirliği yapan muhtarları kendi nezdinde damgaladı. Hem kendi hem başka köylülerin topraklarının şirkete devredilmesi yönünde iştahla çalışan çabalayan bu kişileri biz de unutmayacağız. Üç kuruş avantaya köylerini, köylülerini satanlara, satılmış denir. Kamuoyuna yansıyan yeni bir habere göre bu muhtarlar şimdi de zeytinlerin taşınması konusunda şirkete danışmanlık yapacak.
Bugün yine basına yansıyan bir başka haberde yıllardır zeytinliklerin taşınmaması, madene kurban edilmemesi, korunması gerektiğini söyleyen Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin (TTKD) YK Enerji şirketi ile yaptığı protokol yer alıyor. Buna göre TTKD, üyesi olan bilim insanları aracılığıyla zeytinlerin taşındıktan sonraki gelişimlerinin sağlıklı olup olmadığını inceleyecek; YK Enerji şirketi de “bakın ne güzel taşınma öncesi ve sonrası durumları tüm açıklık ve şeffaflığıyla izliyor, izletiyor ve paylaşıyoruz” diyerek şeffaflık pazarlayacak! Halbuki aynı TTKD 2022’de, zeytinlerin madencilik faaliyeti için taşınması amacıyla çıkarılan yönetmeliğe dair yaptığı açıklamada şunları söylüyordu:
“Son yıllarda özellikle birileri, her gün ne yapsak da topraklarımıza, sularımıza, ormanlarımıza kısaca tüm doğal kaynaklarımıza, nasıl daha çok zarar versek diye düşünüyor, planlıyor ve sonra da pervasızca hayata geçiriyor! Üstelik bunlar, konunun uzmanı bilim insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının, doğaya duyarlı vatandaşların aklıyla dalga geçer nitelikte hükümler içeren, mevzuat düzenlemelerini yapmakta herhangi bir sakınca görmüyor. Peki, hangi gerekçenin arkasına sığınarak? Tabii ki son dönemlerde doğaya karşı işlenen tüm suçlarda ileri sürdükleri o meşhur gerekçeye; yani “kamu yararına”! Bu da doğal kaynak değerlerini yok etmenin “Beylik Lafı” oldu ne yazık ki! Soralım; “Hangi kamunun yararına? […] zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınması [….] gibi akla zarar, tipik “Zihni Sinir Projesi” olarak nitelendirebileceğimiz bir hüküm mevcut. Madencilik faaliyetinin bitiminde, o alanın tekrar zeytinciliğe uygun hale gelemeyeceği çok açıktır. Bu şart, kamuoyunu kandırmak dışında hiçbir işe yaramayacak ve yaptırımı bulunmayan bir şarttır. Bugüne kadar orman alanlarında binlerce maden işletildi ve hiçbirinde, bırakın başarıya ulaşmış bir rehabilitasyon projesini, uygulamaya geçilmiş proje yok! Zeytinlikler, madencilik ve enerji şirketlerinin çıkarlarına kurban edilmemelidir. Taşınmaları veya yok edilmeleri kabul edilemez. Zeytin ağaçları köylülerin yaşam kaynağıdır; planlanan projelerle bu ağaçlar yok edilmemelidir.”
O zaman TTKD net bir şekilde söylüyordu: Zeytinleri taşımak, yok etmek mümkün değil, kabul edilemez ve ihanettir. Ama bugün, aynı dernek, zeytin ağaçlarının taşınması için bir enerji şirketiyle protokol imzalıyor. Üstelik, yeni çıkan torba yasa ile bu taşımayı ve yok etmeyi kolaylaştırma planı yapılırken, TTKD bu hamleyi meşrulaştırmak için şirketle işbirliği yapıyor. Bu, açıkça köylülerin emeğine, yaşamına karşı bir ihanettir. TTKD’nin protokolü, şirketin zeytinlerimizi taşımak ve yok etmek için toplumu ikna etme stratejisinin bir parçasıdır.
Zeytin ağacı masa başında taşınacak bir şey değildir, yaşam kaynağımızdır. İstediğiniz kadar “şeffaflık” deyin, istediğiniz kadar rapor hazırlayın; bu laflar bizi ikna etmeye, bu ihaneti örtmeye yetmeyecek.
Bu ikiyüzlü ortaklıkların içine giren siyasi parti temsilcilerine, sivil toplum kuruluşlarına, muhtarlara ve kim varsa hepsine sesleniyoruz: toplumu kandırmanıza izin vermeyeceğiz! Zeytinlerimizi ne taşıyabileceksiniz ne de yok edebileceksiniz! Biz bu mücadeleden bir adım geri çekilmeyeceğiz. Baskıyla, torba yasayla, protokollerle kurmaya çalıştığınız, bütünüyle bir şirketin çıkarlarına dayalı olan faaliyetiniz, biz köylülerin, Milas’ın ve bu ülkenin geleceğine yapılmış bir ihanettir. Bu ihanet içinde olan muhtarlara, derneklere, ve herkese çağrımızdır: yol yakınken geri dönün! YK Enerji şirketinin bu yalanlar ve ihanetlerle dolu oyununa alet olmayın. Şirketin değil köylünün yanında olun!
Zeytinlerimizden, topraklarımızdan ve köylerimizden asla vazgeçmeyeceğiz!
TTKD’nin kendi sitesindeki açıklaması: ZEYTİNLİKLER MADENCİLİĞE KURBAN EDİLMEMELİDİR, 08.03.2022
YK Enerji ile imzaladığı protokole dair haber: Taşınan Zeytin Ağaçlarının Sağlığı Raporlanacak, 10.09.2025