MUĞLA TURİZMCİLERİNİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Geçen yazımızda turizm sezonunun kış mevsimine girilmesiyle birlikte turizm emekçilerinin kaderine terk edildiğini ve güvencesiz bırakıldığını ve çözüm önerilerimizi paylaşmıştık.
Süleyman GİRGİN
Bu yazımızda bölge turizmcilerinin sıkıntılarını ve çözüm önerilerini sektör temsilcilerinin dilinden naçizane dile getireceğiz.
Türkiye’de gerek ekonomik ve gerekse; sosyal hayatı temelinden etkileyen sektörlerden biri olan Turizm, Uluslararası arenada sadece ülkemizin tanıtımını ve bilinirliğini sağlamakla kalmayıp, kültürler arası etkileşimi de düzenlemektedir.
Sağladığı döviz girdisi, İstihdama olan muazzam katkısı, diğer sektörlere olan doğrudan ve dolaylı bağlantısı ve etkileşimin yanısıra; bölge halkın tüm yaşam alanlarını ve koşullarını, hayat kalitesini de olumlu yönde etkilemektedir.
Bugün yaklaşık 1,5 milyon insanın Turizm sektöründe görev aldığı düşünüldüğünde, aileleri ve yakınları hesaba katılırsa yaklaşık 6-7 milyon kişinin yaşantısının Turizm ile şekillendiği görülecektir.
Üstelik Turizm Hareketinin yoğun olarak yaşandığı bölgelerde yaşayan halkın sürdürülebilir yaşam kalitesinin ve ekonomik refahın da arttığını gözlemlemek mümkündür.
Ayrıca Turizmin aktif rol oynadığı bölgelerde yaşayan insanların Eğitim, Sağlık, Kültürel ve Sosyal yaşama dair imkanlarının seviyelerinin artışının da göz ardı edilemeyeceği ortadadır.
ANTALYA’DAN SONRA EN FAZLA TURİST AĞIRLAYAN İL MUĞLA
Ülkemize gelen yabancı turist sayılarıyla istatistikler incelendiğinde (İstanbul’u ayrı bir kategoride değerlendirme üzere bir kenara koyduğumuzda) Antalya ilinden sonra en fazla Turist ağırlayan İlin Muğla olduğu görülecektir.
Bu denli önemli bir sektör olan turizmin yükünü omuzlayan Sektör temsilcilerimizin karşılaştığı sıkıntılar ve çözüm bekleyen problemleri mevcuttur.
Bazılarını şöyle sıralayabiliriz;
* Turizm Sektörünün Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, KDV, ÖTV, gibi ana vergi kalemlerinin dışında ödemekte olduğu Vergilerin çokluğu sektörün belini bükmektedir.
Özellikle;Konaklama vergisi, Turizm Katkı Payı / TGA bedeli,Şehir Vergisi gibi vergiler Konaklama sektörü için ciddi bir girdi maliyet kalemi olmuştur.
HARCAMA YÜKÜ YERELDE, GELİR MERKEZDE TOPLANIYOR.
Konaklama Vergisi, tıpkı KDV gibi işletmeler tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı’na beyan edilerek merkezi bütçeye aktarılmaktadır.Yani vergi kentte doğmasına rağmen, gelir doğrudan Hazine’ye girmekte; yerel bütçelere dönmemektedir. Bu durum yalnızca konaklama vergisiyle sınırlı değildir. Belediyeler hem turizmin getirdiği yoğunluk, altyapı yükü ve çevresel maliyetlerle uğraşmakta hem de bu yükü karşılayabilecek kaynaklardan yoksun bırakılmaktadır.
Bu konuyu bir çok kez Meclis’te dile getirmemize rağmen iktidar konaklama vergisinin gelirlerinin yerel yönetimlerde kalmasını maalesef kabul etmedi.
KDV İSTİSNALARINDA ADALET
Alkollü içeceklerde uygulanan KDV ve ÖTV de sektör tarafından muhasebeleştirilirken KDV indirimi olarak kullanılamamaktadır.
İçeceklerin fiyatına eklenen KDV ve ÖTV gibi vergilerden dolayı Alkollü içeceklerin fiyatını arttırmaktadır.
Deniz, hava ve demiryolu taşıma araçları ile yüzer tesis ve araçlarının tadili, onarımı ve bakımı şeklinde ortaya çıkan hizmetler KDV Kanunu'na göre katma değer vergisinden istisna edilmektedir.
Benzer uygulama Konaklama Tesislerinde tatil yapan Yerli ve Yabancı Misafirlerin tükettiği Alkollü içkilere de KDV ve ÖTV muafiyeti uygulanması ve bu kalemde ödenen vergilerin tamamının muhasebeleştirilebilmesi sektör temsilcilerinin talepleri arasında.
Sahile kenarı olsun veya olmasın sahili kullanmakta olan Konaklama tesisi işletmecilerinin ödediği Ecrimisil ücretlerinin sektör için yük olmaya başladığı ifade ediliyor.
Görüştüğümüz bir sektör temsilcisi, “Otel işletmecileri Sahile koyduğu şezlong ve şemsiyeleri Otelde konaklayan misafirlere zaten ücretsiz kullandırmaktadır. Ücretsiz verilen bu hizmet için anormal ücretleri ödemekte zorlanır hale gelinmiştir. Ecrimisil Bedellerinde yeniden değerlendirme yapılarak makul seviyelere indirilmeli, artışı da yasal düzenlemeyle minimum düzeyde tutulmalıdır” şeklinde konuşmakta.
TURİZM EMEKÇİLERİNİN KAPALI SEZONDA SGK PRİMİ VE BARINMA SORUNU
4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu’nun 12.maddesinde „‟Türk Uluslararası Gemi Sicilinde kayıtlı gemilerde ve yatlarda çalışan personele ödenen ücretler gelir vergisi ve fonlardan müstesnadır‟‟ denilmektedir.
Konaklama Tesislerinde çalışan Personeller için ödenen SGK Pirimi, Gelir vergisi ve fonlara da istisna sağlanması da sektörün talepleri arasında.
Veya tesislerin Turizm Sezonunun sona ermesiyle kapalı olduğu dönemde kalifiye elamanları tutmak için prim desteği verilmesi de talep edilmektir.
Turizmciler çalıştırdığı personelin barınma ihtiyacını karşılayamamasından dolayı da sıkıntıdalar.
Personel Lojmanı veya Konut bulamamak sektörü ciddi manada endişelendirmekte.
TGA tarafından Ulusal ve Uluslararası arenada yapılan tanıtım çalışmalarından bölgemiz turizmcileri beklenen verimi ve karşılığı alamamaktadır. Sektör temsilcileri, TGA’nın yaptığı çalışmaları önemsemekle birlikte bu çalışmalarda bölgemiz tanıtımına yeterli özenin ve desteğin verilmediği düşüncesindeler.
Ülkemize gelen Turistlerin %85-90’a yakını paket turla ve yabancı Tur Operatörleri aracılığı ile Ülkemize ve Bölgemize gelmekte, bu turistleri getiren Tur Operatörlerinin bölgemiz Turizmcileriyle yaptığı anlaşma ve sözleşmeler çerçevesinde bu faaliyet yürütülmektedir. Hakim ve güçlü olan maalesef yabancı Tur Operatörleridir. Çok küçük çapta istisnalar yaşansa da neticede üç aşağı beş yukarı Yabancı Tur Operatörünün şartlarına bir şekilde boyun eğmekte, anlaşmazlık halinde Tur Operatörünün merkezi olan Ülkenin Mahkemelerinin ve kanunlarının yetkili olduğunu maalesef kabul etmek durumunda kalmaktalar.
Bu durum turizmcileri ciddi manada üzmekte, asılsız tazminat taleplerine boyun eğmeye ve kabullenmeye mahkum etmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığının müdahalesiyle Yabancı Tur Operatörlerinin Ülkemiz Turizm Sektörü ve Konaklama Tesisi işletmeleriyle yapacakları anlaşmada “hiçbir şekilde yabancı ülkenin kanun ve şartlarının geçerli olacağı hükmü konulamaz, anlaşmazlıklarda Faaliyetin gerçekleştiği yerdeki Mahkemeler yetkilidir” şeklinde bir yönetmelik çıkartması veya hüküm yayınlaması da turizmcilerin öncelikli talepleri arasında.
0
0
0
0
0
0


