İASOS ANTİK KENTİ’NDE YEMEKLİ PARTİ!..
Bir yanda antik koyda maden yükleme limanı yapmak için deniz kazılıyor kepçelerle.. onun gürültüsü.. Bir yanda, ışıklara boğulmuş antik kentteki geceye yatlarla gelen konuklar.. pişirilen yemekler.. su gibi şampanya Ve…
3 Mayıs Cumartesi akşamı Kıyıkışlacık’taki İasos Antik Kenti’nde, ‘festival’ adlı, ama vatandaşlara kapalı, şampanyaların aktığı, ‘dünya şefleri’nin hazırladığı yemeklerin yenildiği, katılanların Bodrum’dan yatlarla geldiği bir parti organizasyonu yapıldı. Yapıldı diyoruz, ama içine girip görmedik, dışardan gördüklerimiz, konuyla ilgili hemen hepsi de İngilizce yazılmış materyallerden ve o gece antik kente giremeyen İasosluların dışardan gözlediklerinden ibaret anlattıklarımız.
Muhtemelen Kültür Bakanlığı’ndan izin almışlar ve Bodrum’daki bir otel, üç gün sürecek bir festivalin bir gününü de İasos Antik Kenti’nde yaptı. Antik Kentin içine yüzlerce, belki binlerce ampul döşenmiş, rengarenk ışıklarla, duvarlara yansıtılan yazılarla donanmış. Antik sütunların arasına yemeklerin pişirildiği, ‘dünyanın önde gelen aşçılarının’ yemek yapıp konuklara ikram ettiği, şampanyaların aktığı, konukların oturması için düzenlenmiş oturma gruplarının sütunlar ve kalıntılar arasına yerleştirildiği, çeşitli sahne düzenlemelerinin antik kent içinde boy gösterdiği bir hazırlık.. Konuklar Bodrum’dan yatlarla gelerek giriyorlar alana. Tabi, sadece konuklar.. Yüksek volümlü müzik, rengarenk ışık hüzmeleri arasında pişirilen yemekler, içkiler..
O müthiş mozaiklerin antik kenti İasos’un kalıntıları zarar görmesin diye, yaptıkları el işlerini gelen turistlere satmak isteyen yerel halka yasaklanan o müthiş tarihi alan, yüksek sosyetenin eğlencesine tahsis edilivermiş. Birkaç yıl önce, yine böyle özel bir gecenin yaşandığını, yine Bodrum’dan yatlarla gelen seçkin konukların ağırlandığı bir gece yapıldığını da biliyoruz.
Kültür Bakanlığı, İasos Antik Kenti’ni bu tür seçkinlerin partileri için bir mekan haline mi getirmek istiyor acaba..
Çok çeşitlendirmek ve uzatmak mümkün..
Ama, yıllardır İasos için mücadele veren bir İasoslu’nun konuyla ilgili yazdıklarına kulak verelim isterseniz.
İasos Mahalle Meclisi Derneği Yön Kr Bşk Hülya Scobie bütün bu olup biteni çok güzel özetlemiş yazısında..
Tarihin üzerinde yüksek ökçeler..
Bir Antik Kentte Çelişkiler Gecesi yaşandı. İasos’ta bir yanda denizi delen delicilerin sesi, diğer yanda patlayan Şampanya ve kahkaha sesleri, 5000 yıllık Sessizlik içinde yükseldi…
Antik Taşlarda Topuk Sesleri: Kültür mü Tüketim mi?
Antik Kentin Çığlığı maden tozu ve müzik sesiyle örtüldü, şampanyayla yıkandı, parfüm kokusuyla silindi.. Gece parıltılı ışıklarla parlarken, halk gölgeden İzledi..
Dün gece Kıyıkışlacık sıra dışı bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Antik kent İasos, büyük bir eğlenceye sahne oldu. Jet sosyetenin yatlarla deniz yoluyla ulaştığı bu etkinlikte, dünya şeflerinin hazırladığı özel menüler eşliğinde şampanya nehir gibi aktı. Fakat bu parıltının ardında, derin bir çelişki gizliydi.
Şovun Ardındaki Gerçek: Antik Kentte Sürdürül(e)meyen Yaşam
Bu tür organizasyonlar yerel halk için neredeyse görünmez; çünkü onlar için bu alanlar ya yasaktır ya da ulaşılmazdır. Aynı topraklarda yaşayan emekliler, öğrenciler, geçim derdindeki köylüler, antik taşlar üzerinde topuk sesleri yankılanırken izlemekle yetindiler..
Bir Gecelik Rüya, Bin Yıllık Sessizlik
İasos, zenginlikle yoksulluğun, gösterişle yok saymanın çarpıcı bir biçimde yan yana geldiği bir yer artık. Zeytinliklerin arasında yakılan mangallar, yükselen müzik sesi ve ağır makyajlı geceler… Peki ya yasaklar? Mangal ateşi burada nasıl serbest? Dumanın, isin, gürültünün ve topuklu ayakkabıların tarihi dokuya verdiği zararı kim düşünüyor?
Gece, müthiş bir ışıklandırmayla, bir peri masalına dönüştürülmüş. Katılanlar “Terribly Happy” yani “korkunç mutlu” konseptiyle eğlenirken, aynı anda köyün çocuklarına 23 Nisan’da yasaklanan alanlar bu kez parti mekânı haline gelmişti.
Koruma mı Gösteri mi? Akdeniz’in Vicdan Testi
Gelelim işin ironisine: Antik Kent’in kalbinde gerçekleşen bu etkinliğin destekçileri arasında Akdeniz Koruma Derneği de var. Aynı dernek, İasos’un hemen yanı başında yapılmak istenen maden limanı projesine, denizin akciğeri sökülürken sessiz kalırken, nasıl oluyor da böyle bir eğlencenin sürdürülebilirlik yüzü haline gelebiliyor?
Festival mi? Zümre Eğlencesi mi?
Bu organizasyon, Bakanlık onayıyla ama yerel halktan habersiz gerçekleştirildi. Kamu yararına hiçbir katkısı olmayan, köye ekonomik ya da kültürel bir değer sunmayan bu etkinlik, “festival” adıyla sunulsa da, aslında sadece seçilmiş bir zümre için düzenlenen özel bir eğlenceydi.
Anıtlar Kurulu, köylü kadınların evlerinde ürettiği ürünleri sergilemek için açılmak istenen pazara izin vermezken, arkeolojik alanın ortasına dev ekranlar kurulmasına, ışıklı gösterilere, yüksek desibelli müziklere ses çıkarmıyor. Ne garip değil mi?
Oysa İasos, ülkemizin eşsiz kültürel miraslarından biri. Doğru bir yaklaşımla gece müzeciliği kapsamında dünyaya tanıtılabilir, uzmanların hazırlayacağı projelerle tarihi doku korunarak turizme kazandırılabilir. Ama ne yazık ki bu güzellikler, rant uğruna harcanıyor.
Zeytincilik, balıkçılık ve turizmle geçinen halk, bir yanda geçim derdini, diğer yanda sanayileşmenin kıyısına itilişi yaşarken, şimdi de bu lüks organizasyonların dekoru haline gelmiş durumda. Köy halkı atalarının toprağından göçe zorlanırken, bazıları tarihin üzerinde dans ediyor.
İasos, sabah olduğunda yine yalnız… Dertleriyle baş başa… Keşke bu topraklardan geçenler sadece eğlence değil, sorumluluk da taşısalar yanlarında. Keşke doğayı, tarihi süs değil değer olarak görseler.”
haberin videosu için
https://www.instagram.com/p/DJOsToHNCq9/