“12 Eylül, AKP eliyle sürüyor”

ÖNDER Haber - Milas Emek ve Demokrasi Platformu, ülkemiz ve ilçemiz gündeminde yer alan konularla ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı… Açıklamada, 12 Eylül darbesinin üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen, AKP iktidarının, 12 Eylül cuntacıları gibi, toplumu tektipleştirdiği, gerçek anlamda demokrasi yerine ‘diktatörlük’ sevdaları üzerinden, başta işçi ve emekçiler olmak üzere geniş halk kesimlerine yönelik saldırılarını arttırarak sürdürdüğü ifade edildi… AKP iktidarının ülkemizi emperyalizmin taşeronu haline getirdiğine, ‘içeride savaş, dışarıda savaş’ anlayışıyla hareket ederek Türkiye’yi bölgesel bir savaşa sokmak için adeta can attığına dikkat çekilen açıklamada ayrıca, ilçemize bağlı Karacahisar Köyünde yapılması planlanan termik santral ve mevcut santrallerin özelleştirilmesi konusuna da değinilerek, "İktidarın rant ekonomisine dayalı, şehirleri ve doğayı hiçe sayan politikaları bitmek bilmiyor

“12 Eylül, AKP eliyle sürüyor”
  • 16 September 2013, Monday 9:53
ÖNDER Haber - Milas Emek ve Demokrasi Platformu, ülkemiz ve ilçemiz gündeminde yer alan konularla ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı… Açıklamada, 12 Eylül darbesinin üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen, AKP iktidarının, 12 Eylül cuntacıları gibi, toplumu tektipleştirdiği, gerçek anlamda demokrasi yerine ‘diktatörlük’ sevdaları üzerinden, başta işçi ve emekçiler olmak üzere geniş halk kesimlerine yönelik saldırılarını arttırarak sürdürdüğü ifade edildi… AKP iktidarının ülkemizi emperyalizmin taşeronu haline getirdiğine, ‘içeride savaş, dışarıda savaş’ anlayışıyla hareket ederek Türkiye’yi bölgesel bir savaşa sokmak için adeta can attığına dikkat çekilen açıklamada ayrıca, ilçemize bağlı Karacahisar Köyünde yapılması planlanan termik santral ve mevcut santrallerin özelleştirilmesi konusuna da değinilerek, "İktidarın rant ekonomisine dayalı, şehirleri ve doğayı hiçe sayan politikaları bitmek bilmiyor. Özelleştirilmeye can atılan mevcut termik santraller yetmezmiş gibi, Karacahisar’da bir yenisini yapma gayretindeler. Karacahisar’da bu oyunu da bozacağız" denildi… Milas Emek ve Demokrasi Platformu tarafından, geçtiğimiz Cuma günü saat 18 sıralarında Atatürk Anıtı önünde bir basın açıklaması düzenlendi. Eğitim Sen Milas İlçe Temsilcisi Nihat Erdoğan tarafından okunan açıklama şöyle.. "Yaşadığımız coğrafyaya acının ve ayrılıkların tohumları ekiliyor her gün. Gün geçmiyor ki acı bir haber almayalım. Gün geçmiyor ki tek tip insan olmayı reddeden insanları ayrıştırma, ötekileştirme söylem ve uygulamalarından uzak bir an yaşayalım. Hem çok uzun yıllardır süregelen; hem de yaz boyunca biriken ülke ve yerel sorunlarımızdan kaynaklı gündemimiz epeyce birikmiş durumda. Platform olarak özetle diyoruz ki; 12 Eylül faşist darbesinin üzerinden 33 yıl geçti. Geçen 33 yılda pek çok şey değişmesine rağmen, 12 Eylül`ün hedeflediği ‘tek tip’ insan ve toplum oluşturma girişimleri, bizzat AKP iktidarı eliyle, eğitimde Türk-İslam sentezini daha da ileriye götürmeyi hedefleyen eğitim politikaları üzerinden adım adım hayata geçiriliyor. İlköğretimin yapısı değiştirildi. Dersler ve içerikler değişti. Tüm okullar imam-hatipleştirilirken; yönetici atamalarında da sözde mülakatla yandaş sendikalara tanınan ayrıcalıklarla pervasızca kadrolaşmaya gidilmektedir. AKP iktidarı, tıpkı izinden gittiği 12 Eylül cuntacıları gibi, toplumu tektipleştirmeyi, Gezi eylemleri ve son bir haftadır yaşandığı gibi, en küçük demokratik tepkileri bile polis saldırılarıyla, halka karşı baskı, şiddet ve zorla sindirmeyi sürdürüyor. Darbecilerin karakollarda yaptıkları işkence ve devlet terörünü sokaklara, evlere kadar yaygınlaştırarak devam ettirenler, gerçek anlamda demokrasi yerine ‘diktatörlük’ sevdaları üzerinden, başta işçi ve emekçiler olmak üzere geniş halk kesimlerine yönelik saldırılarını arttırarak sürdürüyorlar. AKP hükümetinin en temel demokratik tepkiler ve barışçıl eylemler karşısında, devletin bütün baskı ve zor aygıtlarını devreye sokarak acımasızca saldırması, son birkaç ay içinde daha 20`li yaşlarda olan Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Mehmet Ayvalıtaş ve Ahmet Atakan gibi 6 gencimizin ‘devlet terörü’ ile yaşamdan koparılması, 12 insanımızın kör bırakılması, 8000 yaralı ve 4000 gözaltı ile aradan 33 yıl geçmiş olmasına rağmen katil ve işkenceci zihniyetin aynen sürdüğünü göstermektedir. Gençlerimiz sokaklarda öldürülürken, cezaevleri seçilmiş milletvekilleri, sendikacılar, siyasi tutuklular ve gazeteciler ile dolup taşarken, işçi ve emekçiler, köşe yazarları, bilim insanları, muhalif olan herkes iktidarın büyük baskısı altındayken, demokrasiden, barıştan ve adaletten bahsetmemiz mümkün değildir. 12 Eylül darbesi ile Türkiye’yi ABD emperyalizminin ‘ileri karakolu’ haline getirmek isteyenleri bile gölgede bırakarak, ülkeyi emperyalizmin taşeronu haline getiren mevcut siyasi iktidar, ‘içeride savaş, dışarıda savaş’ anlayışıyla hareket ederek, Türkiye’yi bölgesel bir savaşa sokmak için adeta can atmaktadır. Savaş için can atanlar şunu iyi bilmedir: Vatanını ve bağımsızlığını emperyalistlere karşı ‘Kurtuluş Savaşı’ vererek korumuş bir halktan, coğrafyasında emperyalizmin kılıcını sallayan askerler çıkaramazlar. ‘Cem evleri ibadethane değildir’ derken, Tuzluçayır mimarlığına kalkışanlar bilmelidir: etnik ve mezhep savaşlarıyla boğuşan ortadoğu batağında her türden provokasyona rağmen tarih boyunca bir arada yaşamaktan vazgeçmemiş bir toplumu, bu tarihi inatlarından vazgeçiremezsiniz. 12 Eylül, ekonomik boyutu ile Türkiye ekonomisini küresel sermayeye entegrasyonunun tamamlanma sürecidir. Kamu mallarının yağmalanması durumundaki özelleştirmelerin en çok hangi iktidar döneminde yapıldığı ortadadır. Gündemde Yatağan ve ilçemizdeki termik santrallerin özelleştirilmesi vardır. Tes - İş ve Maden – İş bileşenlerimizin yıllardır süren özelleştirmeye karşı haklı mücadelelerinde bugünden sonra da varız. İktidarın rant ekonomisine dayalı, şehirleri ve doğayı hiçe sayan politikaları bitmek bilmiyor. Özelleştirilmeye can atılan mevcut termik santraller yetmezmiş gibi, Karacahisar’da bir yenisini yapma gayretindeler. Karacahisar’da bu oyunu da bozacağız. 33. yılında Türkiye’nin en karanlık dönemini ifade eden bu dönemle hesaplaşmak, 12 Eylül düzeni karşısında bağımsız, gerçek anlamda eşitlikçi, özgür, demokratik ve halkların barış içinde bir arada yaşadığı bir Türkiye’yi savunmak, onun için mücadele etmek anlamına gelmektedir."
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık