‘Açılım, Sınav ve Dönüşüm’

A. Kemal KAŞKAR - CHP Milas İlçe Başkanlığı Eğitim Sekreterliği tarafından hazırlanıp sunulan Salı Sunumlarının 25’incisi, geçtiğimiz Salı günü ilçe binasında yapıldı.. Sunumda; ‘Açılımın Açılımı’, ‘Sınav Rezilliği’ ve ‘Sağlıkta-halk zararına- dönüşüm’ arabaşlıkları yeraldı. Açılımın Açılımı.. 11 Temmuz Perşembe günü, daha önce güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada ölen PKK’lının cenazesi Faraşin yaylasında defnedildi. Cenazeye BDP milletvekili, Belediye Başkanı, PKK’nın eyalet sorumlusu ile elinde uzun namlulu  silahlar bulunan PKK’lılar katıldı. 13 Temmuz Cumartesi günü AKP’li vekiller, görüştükleri BDP’lilere"çok iyi şeyler olacak" mesajı verdiler. 14 Temmuz Pazar günü, Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Yolçatı Köyü kırsalında, 250 mezar kapasiteli, 170  PKK’lının mezarının bulunduğu "PKK şehitleri mezarlığı", 5 bin kişinin katılımı ile açıldı. Törene BDP milletvekili ve il başkanı da katıldı. Silahlı PKK’lılar tören esnasında mezarlık çevresinde nöbet tuttu. Törende poşulu 15 PKK’lıdan biri basın açıklaması okudu. (bize ulaşmadı) CHP olarak biz, açılımın açılımını gazetelere düşen haberlerden anlamaya çalışıyor, açılımın yol haritasının daha nerelerden geçip nereye varacağını merak ediyoruz. Sınav rezillği.. Daha önceki yıllarda her türüne şahit olduğumuz sınav rezilliklerine bir yenisi daha eklendi. Milli Eğitim Bakanlığı SBS sınav sonuçlarının hesaplanmasında hata yapıldığı için özür diledi. "Hata"ya daha önce yeterliliklerini kanıtlamış 250 kişinin görevden alınarak yerlerine atanan yeni kadronun sebep olduğu gelişmeleri yakından izleyenlerce dile getirildi. Yeri gelmişken, sormadan edemeyeceğiz. Daha önceki yıllarda soru çalınması, şifre oluşturulması suçlarını işleyenler bulunup, haklarında işlem yapılabildi mi? Biz AKP’li kadrolarca yapılmış şaibesiz veya hatasız bir sınav görmek için daha ne kadar bekleyeceğiz? Sağlıkta (halk zararına) dönüşüm.. Bilindiğ gibi AKP iktidarı ile birlikte sağlık sisteminde yapılan değişiklikler, halk yararına büyük bir yenilik olarak tanıtıldı ve AKP bundan siyasi olarak büyük çıkar sağladı. Oysa yapılanların asıl amacı, sağlığın devletin sorumluluğundan çıkarılarak özel sektöre kazanç kapısı yapılmasından başka bir şey değildi. Bu amaca ulaşmak için devlet, kendi hastanelerinin hizmet kalitesini artırmak için harcamadığı paranın kat be kat fazlasını, esas amacını gizlemek için harcadı ve "halka parasız ve zahmetsiz sürekli hizmet verilecekmiş" imajı yarattı. AKP iktidarını girdiği yol ve gittiği yön o kadar maliyetliydi ki, bu maliyeti düşürmek için denemedik yol bırakmadılar. En son, Bağ-Kur emeklisi olan yaşlılara, "çok doktora gitmeyin, fazla ilaç kullanmayın" içerikli broşürler gönderdiler. Faydası olur mu bilinmez. Bilinen bir şey, AKP sağlıkta yarattığı sahte cennetin bedelini, yine halka ödetme çabası içinde çırpınmaktadır. Şöyle ki; Devlet 2005 yılından beriye özel hastanelere tedavi ücreti olarak ödediği tarifeyi hiç artırmamıştır. Vatandaş, 1990 yılından 2005 yılına kadar hastanelere hiç kendi tedavisi için fark ödememişti. AKP iktidarı, özel hastanelerin vatandaştan tedavisi için 2007 yılında % 30, 2009 yılında % 70, 2013 yılında ise % 90 fark ücreti almasını sağladı. Yapılanlara, söylenenlere kulak asmadan yakından bakıldığında, yapılmaya çalışılanın, devletin vatandaşı alıştırdığı özel hastanenin kapısında bırakıp kaçma çabasında olduğu anlaşılmaktadır. Halk, AKP tarafından aldatıldığının farkına varacaktır. Dileğimiz bunun çok zaman almamasıdır.