Akbelen Direnişçileri, Destek Çağrısı Yaptı

​​​​​​​Milas’taki Akbelen Ormanı için verdikleri mücadeleyle tanınan Akbelen Direnişçileri, yeni bir dava süreciyle karşı karşıya. İkizköy Muhtarı Nejla Işık ve direnişçi Ahmet Tatar, Akbelen Ormanı'nı işgal ettikleri ve buradan kişisel kazanç elde ettikleri iddiasıyla yargılanacakları bildirildi. Davanın 12 Kasım Salı günü Milas 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüleceğini belirten direnişçiler, destek için çağrıda bulundu.

Akbelen Direnişçileri, Destek Çağrısı Yaptı
  • 07 November 2024, Thursday 15:26

Nöbet alanına baskın ve müdahalenin 12 Eylül 2023 tarihinde gerçekleşmesi nedeniyle adını "Akbelen 12 Eylül Davası" koyduklarını söyleyen direnişçiler, yaptıkları açıklamada, “Üzerimizde her geçen gün uydurma gerekçelerle yeni soruşturmalar başlatılıyor, davalar açılıyor. Akbelen'in yok olmaması için nöbet tutuyoruz, ancak ormanı işgal ve faydalanma suçlamasıyla yargılanıyoruz” ifadelerini kullandı. “Ormanı işgal eden biz değil, şirketlerdir. Baskılar bizi yıldıramaz; Akbelen direnişi yargılanamaz!” sözleriyle mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladılar.

“Akbelen’in 12 Eylül davasına çağrımızdır” sloganıyla yazlı bir basın açıklaması gönderen Akbelen Direnişçileri, Akbelen ormanını işgal ettikleri ve faydalandıkları suçlamasıyla başlatılan soruşturma sonrasında açılan davaya konu olan olayları ele aldılar.

Açıklama şu şekilde;

“24 Temmuz 2023 tarihinde Akbelen Ormanımızın kesilmesiyle başlayan süreçte ormanı ve köyümüzü koruma mücadelemize saldırılar, madenci şirketin çıkarları doğrultusunda yenileriyle sürüyor.

12 Eylül 2023 sabahı önceden hiçbir ihtar yapılmadan, şirketin lojistik desteğiyle Jandarma’nın kuvvetiyle Milas Orman İşletme ekipleri, 17 Temmuz 2021 tarihinden bu yana kesintisiz nöbet tuttuğumuz alanımıza müdahale etmişlerdi. Müdahalede nöbet alanında bulunan yaşam savunucusu arkadaşımız Ahmet Tatar, fotoğraf makinesi ve özel eşyaları tahrip edilerek, vücut bütünlüğüne yönelik kötü muamele ve işkence suçu işlenerek etkisiz hale getirilmiş, alanda bulunan tüm eşyalar şirketin hazır ettiği araçlarla alandan taşınmıştır. O günden bu yana hukuka aykırı bu müdahale hakkında soruşturma açılması; köylülerimize ait römork, su tankeri ve dayanışma ile toplanan müşterek diğer eşyaların teslim edilmesi için avukatlarımız tarafından defalarca başvuru yapılmıştır.

Bizler, bu başvurularımız üzerine gayri insani muamele suçunu işleyen, görev ve yetkilerini kötüye kullanan kamu görevlileri hakkında soruşturma açılmasını beklerken, İkizköy muhtarı Nejla Işık ve alandan insanlık dışı muamele ile uzaklaştırılan Ahmet Tatar aleyhinde ormanı işgal ettikleri ve ormandan kişisel menfaat elde ettikleri suçlamasıyla dava açıldı.

Açılan bu dava, Akbelen Ormanına ve onu savunan bizlere karşı suçların üzerini örtme, mücadelemizi itibarsızlaştırma gayretidir.  

Bizler köylerimizde hayatta kalma mücadelesi veriyoruz. Akbelen Ormanının katledilmesinden sonra topraklarımızı ve yaşam alanlarımızı korumaya çalışıyoruz. Zeytinliklerimize göz diken şirket ile onun özel güvenliği ve taşeronu gibi hareket eden, görevlerini kötüye kullanan kamu görevlileri bizleri yıldırmak için yeni yollar deniyor.  

Akbelen’de üç seneyi aşkın süredir 7/24 çadırlı nöbet tutuyoruz. Büyük fedakarlıklarla bu nöbeti bugünlere kadar sürdürdük. Evimizi, hayvanımızı, çocuğumuzu, işimizi gücümüzü bıraktık; her gün birimiz ormanın kıyısındaki tarladaki çadırlarımıza, nöbete koştuk. Suların buz tuttuğu soğuklarda da, nefes kesici sıcaklarda da, büyük yangınlar olduğunda da nöbeti bir saniye bırakmadık. Kesime karşı, yangına karşı, nice tehlikelere karşı ormanımızı koruduk. Yine burada ormanı koruma nöbetimiz sürerken 24 Temmuz sabahı şafak vakti büyük bir baskın ile ormanımız işgal edildi. Her yeri askerler, jandarmalar, tomalar tutarken; şirket dört bir yanda hınçla kesim yaptı. Birliğimizin ve dayanışmamızın korkusundan, koskoca ormanı 6 günde yok etti. Bekledikleri, yılgınlığa teslim olup bu toprakları terk etmemizdi; fakat bizleri bu topraklardan koparmayı başaramadılar.   

Akbelen Ormanı’nı korumak için sürdürdüğümüz nöbet aynı zamanda bizim köyümüzü, topraklarımızı, çevremizi, doğamızı, geleceğimizi korumak ve yaşatmak için verilen mücadelemizdir. Ülkemizin doğal varlıklarından biri olan ormanımızı korumak bizim ödev ve görevimiz, hem de gelecek kuşaklara karşı sorumluluğumuzdur. Akbelen ormanını korumak kamu yararı gereğidir. İkizköy’ü korumak Milas’ın, Muğla’nın, Türkiye’nin geleceğidir. Bu görev ve sorumluluğu sonuna kadar sürdüreceğiz.  

Akbelen’de bir suçlu aranacaksa, doğal varlığımız olan ormanımızı kesenler, köylülerin başında dinamit patlatanlar, yoğun ve orantısız güç kullananlar, bunlara karar verenler ve göz yumanlara bakmak gerekir. Köyünü, ormanını, geleceğini, ülkesini koruyan biz köylülerin ve dostlarımızın kamu yararından başka bir çabası olmadığı herkesçe bilinmektedir.

“Hem suçlu hem güçlü”ler tarafından açılan bu tür davalarla mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.

Mücadeleyi kırmak, bizleri susturmak için kolları sıvayanlara; ormanı yok edenleri değil ormanı korumak için 7/24 nöbet tutanları yargılayanlara, köylüyü değil şirketleri koruyanlara sesleniyoruz;

"Baskılar bizi yıldıramaz. Akbelen direnişi yargılanamaz!” 

Doğadan, yaşamdan ve hukuk güvenliğinden yana olan herkesi, Akbelen Ormanının 12 Eylül Davasının 12 Kasım Salı günü saat 10.50’de Milas 4.Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılacak duruşmasına bekliyoruz.”

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık