AYDIN BEY, KİMİ KANDIRIYORSUNUZ?..
AKP Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Aydın Ayaydın, akşam saatlerinde bir açıklama yaparak, geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanlığı kararıyla Akbelen çevresindeki İkizköy ve Çamköy’deki 190 parsel tarım arazisi için alınan ‘acele kamulaştırma’ kararı ile ilgili olarak üzgün olduğunu ve sanki bu kararı geri aldırabilecekmiş gibi, Cumhurbaşkanlığı nezdinde girişimde bulunduğunu belirtiyor. Kararın gözden geçirilmesini talep ettiğini söylüyor.
Şöyle söylemiş: “Evet enerjiye ihtiyacımız var ve bunu ithal kaynaklar yerine yerli kaynaklarla sağlama konusundaki hassasiyeti de son derece makul buluyorum. Ancak Muğla için tarımın, doğaya saygılı sürdürülebilir turizmin de çok değerli olduğuna dikkat çekmek istiyorum.
Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak, 2 ayı aşkın süredir yaptığım saha çalışmalarında Muğla’nın denizine, yeşiline sahip çıkılması gerektiğini sürekli vurguladım ve vurgulamaya da devam edeceğim.. Nitekim, bu konudaki samimiyetimi Fethiye ve Marmaris körfezindeki deniz kirliliğine yönelik çabalarımı dikkate alarak test edebilirsiniz. Bu konuyu Cumhurbaşkanı’mıza ilettiğim anda gördüğüm ilgi ve hızlı reaksiyondan aldığım cesaretle, bu kamulaştırma konusunda da kendimi sorumlu hissederek Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan nezdinde girişimde bulundum ve kararın gözden geçirilmesini talep ettim” diyor.
Peşinden de “Umuyorum ki Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda kamulaştırmadan etkilenecek hemşehrilerimize yardımcı olacak ve desteklerini esirgemeyecektir” diyor.
Ne demek “yardımcı olacak ve desteklerini esirgemeyecek”?..
Kamulaştırma kararı iptal edilecek mi?
Yoksa bu destek, ‘biraz daha fazla kamulaştırma bedeli ödemek’ şeklinde mi olacak?
Ya da ne olacak?..
Bu bölgede artık kömürle enerji üretiminin sona erdirilmesini, bu ömrünü zaten tamamlamış santrallerin kapatılması gerektiğini söyleyebilir mi Sayın Ayaydın?
Tırnak içinde verdiğimiz Aydın Ayaydın’ın söylediklerinin doğal sonucu zaten böyle olmalıdır.
Orada kamulaştırma kararı alınan 190 parseldeki tarım arazilerinin ve üzerindeki 40.000 zeytin ağacının yok edilmesini engellemek kuşkusuz doğru olandır. Aksi taktirde Ören’e giderken artık Çamköy’den Ören’e kadar maden sahası içinden geçmek zorunda kalacağız. Ünlü Çamköy yeraltı sularımız tamamen bitecek. Tarımsal getiriden yoksun kalacak bölge halkı. Ve zehirlenmeye de devam edecek..
Sayın Ayaydın, YK Enerji’nin kömür ihtiyacı için o güzelim Akbelen Ormanı yok edildi. Ama biz zaten işin orada kalmayacağını biliyorduk. İkizköy’den sonra sıranın Karacahisar ve Çamköy olduğunu biliyorduk. Yapılmış maden sahası haritaları var. Orada da kalmayacak. Söğütcük bölgesine doğru oralardaki 6-7 köy arazileri de maden için sırada bekliyor!..
Şimdi siz, seçimlere 16 gün kalmışken, vatandaşın oyunu tavlamak için mi bunları söylüyorsunuz?
Herkesin de dikkatini çeken bir tavırla seçim kampanyası yürütüyorsunuz; belediyenin yetki alanındaki konulardan ziyade, iktidarın şimdiye kadar muhalif belediyeler olan Muğla Büyükşehir ve ilçe belediyelerine zorluk çıkarmak için yapmadığı yol, tünel, kavşak, doğal gaz, su temini ya da deniz temizliği yapmak vb. gibi merkezi bütçeden yapılacak işleri yapmayı vaad ediyorsunuz. Ve partinizin genel başkanı Cumhurbaşkanı da ‘bize oy vermezseniz yapmayız’ tehditlerinin arkasından, hep iktidarın olanaklarından faydalanmak üzere, ‘oy yoksa hizmet de yok’ ‘sopası’yla vaadlerde bulunuyorsunuz.
O nedenle Akbelen’deki ‘acele kamulaştırma’ kararları konusunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ters düşmeyi göze alamazsınız.
Bu konularda ne kadar ‘çaresiz’ olduğunuzu siz de, biz de biliyoruz. Siz, yukarıda tırnak içinde aktardığımız görüşlerinizde samimi olabilir misiniz? Bu kararı geri aldırmaya gücünüz yeter mi?
Hiç zannetmiyoruz. O nedenle de kimseyi kandırmayın Sayın Ayaydın..
Biz Muğlalılar, böyle ‘seçim manevralarına’ şerbetliyizdir!..
Ama yine de eklemeden geçmeyeyim..
Keşke yanılsam!..