Baraj İnşaatını İstemeyen Köylüler: “Bizim Karnımız Buradan Doyuyor”
Milas ile Bodrum ilçesi arasındaki Kemikler Mahallesi’nde DSİ tarafından yapılmak istenen Kemikler (Gökçeler) Barajı ve Sulama Projesi için “ÇED olumlu” kararı verilmişti. Ancak Halkın Katılımı Toplantısı sadece Kemikler Köyü’nde yapılmış, ancak esas etkilenecek olan köylerde ise bu bilgilendirmeler yapılmamıştı.
Bu kararın ardından Kemikler Köyü’nün dışında etkilenecek olan Gökçeler, Ağaçlıhöyük ve Çamovalı köylerinde yaşayan köylüler, MUÇEP öncülüğünde ÇED olumlu raporunun iptali için önümüzdeki günlerde dava açmaya hazırlanıyor. Toplantıda konuşan köylüler, “Baraj için kamulaştırılması düşünülen yerler, biz köylülerin en verimli arazilerinin bulunduğu alan. Bizim karnımızı doyuran yer burasıdır. Biz meyve ve sebzeyi buralarda gördük, geçimimizi buradan sağlıyoruz” dediler.
Gökçeler İlkokulu bahçesinde MUÇEP tarafından yapılan bilgilendirme toplantısına köylülerin ilgisi yoğun oldu. 9 Şubat 2023’te halkın katımı toplantısı yapılan ve 18 Aralık 2023’te “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararı verilen baraj projesinden haberdar olmayan Gökçeler, Ağaçlıhöyük ve Çamovalı köyleri ile ikinci kez bir araya gelen MUÇEP Milas Meclis Eş Sözcüsü Neşe Tuncer ile Muğla Barosu Avukatı Barış Aydın, proje hakkında ve dava süreci hakkında bilgiler verdi.
AMAÇ SADECE BARAJ KURMAK DEĞİL
Proje alanı ve sürecin nasıl ilerleyeceği konularında bilgiler veren MUÇEP Milas Meclis Eş Sözcüsü Neşe Tuncer, “Bu baraj yaklaşık 1 milyon 600 bin metrekare civarında. Sulama yapılacak alan 1300 hektara yakın. Daha çok Ağaçlıhöyük’ten Ekinanbarı tarafına doğru uzanan alan. Tam havalimanın karşı tarafı. Bu barajla ilgili olarak kaybedilecek alan yaklaşık 1200 hektar. Bunun yaklaşık 800-900 hektarı tarım ve orman arazisi. Üstelik çok verimli, 1. Sınıf tarım arazisi. Projeye göre barajı yapmadan önce bütün bu alanda 15 cm derinliğe kadar olan kısımdaki toprağı sıyıracaklar. Sözde bu toprak daha sonra kullanılmak üzere saklanacak. Siz köylüler toprağı hepimizden fazla biliyorsunuz. Toprak canlı olduğu için öyle 50-60 yıl toprağı bir yerde saklayıp, tekrar getirip, serelim tekrar canlansın. Böyle bir şey mümkün değil. ÇED dosyası içinde barajın yanı sıra barajın yapımında kullanılacak malzemelerin çıkarılacağı 2 kaya ocağı, 2 kil ocağı, 1 kum-çakıl ocağı da açmak istiyor. Kil ocaklarından birisinin alanı 6 hektar, diğeri 19,15 hektarken, kum-çakıl ocağı 5,13 hektar, birinci kaya ocağı 15 hektar, ikincisi ise 47,76 hektarlık alanı kapsayacak. Gökçeler Barajı altında kalacak alan tarım alanı, orman ve Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi iken, ocakların kurulacağı bölgede yine tarım ve orman alanının yanı sıra kırsal yerleşim bölgesi ve ocakların 25-30 metre yakınlarında konutlar bulunuyor” dedi.
Amacın sadece baraj kurmak olmadığını da söyleyen Tuncer, “Burada başka konular da var. Yok edilecek orman arazisinin değeri hesaplanmış. Biz biliyoruz ki bu tip projeler aslında taş ocağı işletmek, beton santrali kurmak, ayrıca kesilecek ormanların kerestelerini paraya dönüştürmek için yapılıyor. Türkiye’nin dört bir köşesinde balta girmemiş orman kalmadı. Her yer gençleştirme adı altında kesiliyor. Bu kesilen ve kereste olan ağaçların birçok kısmı Türkiye’de mobilya endüstrisinde kullanılırken, kalan kısmı da ihraç ediliyor“ diye konuştu.
KÖYLÜLER BU PROJEDEN HABERDAR DEĞİL
Burada bulunma nedenlerini açıklayan MUÇEP Milas Meclis Eş Sözcüsü Neşe Tuncer, “Barajın adı Gökçeler ve Kemikler Barajı ama Gökçeler Köyü’ne bunun duyurusu yapılmadı. Halkın katılımı toplantısına da zamanında davet edilmediler. Bunun için de oraya gidip fikirlerinizi söyleme imkanı bulamadınız. Bu projeden Ağaçlıhöyük ve Çamovalı köylülüleri de etkileniyor. Bu iki köyde de bunun duyurusu yapılmadı ve insanlar böyle bir projeden haberdar değiller. Onlarca, yüzlerce hafriyat kamyonu köylerinin içerisinden geçince ve tarlalarından ağaçlarından eski verimi alamadıklarında haberdar olacaklar. O zaman da iş işten geçmiş olacak” dedi.
9 Şubat’ta Kemikler Köyü’nde yapılan halkın katılım toplantısında paylaşılan bilgileri de köylüler ile paylaşan Tuncer, “Halkın katılımı toplantısında deniyor ki, sulama yapılacak alanda çiftçiler dekar başına 2 bin 900 TL ek para kazanacaklar. 900 hektar kamulaştırılacak alan için ise 78 Milyon TL bütçe ayrılmış. Bunun da nasıl paylaşılacağı, sizlere fırsat verilip, verilmeyeceği de muamma” dedi.
KİL OCAKLARI ZEYTİN KANUNUNA AYKIRI
ÇED raporundan da bahseden Tuncer, “Raporun birçok eksiklikleri var. Sadece böyle bir projeyi istemiyoruz dememizin de bir anlamı yok. Yalan yanlış raporlarla da bizim yaşam alanlarımızı yok etmelerini istemiyoruz. Dava dilekçemiz daha çok çevre etki değerleme (ÇED) raporunun eksiklerini ve neyi anlatmadığını ortaya koymak olacak.” diyerek, ayrıca buraların zeytinlik olduğunu da belirten Tuncer, zeytin kanununu hatırlatarak, “Bu kanuna göre zeytinlik alanlara 3 km yakında toz çıkartan bir faaliyet yapılması zaten yasak. Burada bu kil ocaklarının yapılması zaten zeytin kanununaa aykırı” şeklinde konuştu.
BARAJIN KAÇ SENEDE SU TOPLAYACAĞI SÖYLENMİYOR
Gökçeler bölgesinde kurulmak istenen bu baraj ile suların taşınarak Ekinanbarı Ovası’nın sulanması amaçlandığı ve ÇED dosyasına göre, Koca Dere üzerinde inşa edilmesi planlanan baraja Yardibi ve Kanlıgöl dereleri üzerine kurulan regülatörlerle su taşınarak barajın bu şekilde doldurulacağını açıklayan Tuncer, “ÇED raporunda barajın kaç senede su toplayacağı söylenmiyor. Sadece derelerden yılın 4 ayı hiç su akmadığı söyleniyor. Su akan aylar aslında siz de biliyorsunuz sadece 3 ay. Haziran-Temmuz-Ağustos- Eylül aylarında su bırakılacağı söyleniyor. Ama zaten bu bölgede artezyenlerle sulu tarım yapılıyor. Bu barajın muhtemelen Bodrum’a su sağlamak için yapıldığını düşünüyoruz. ÇED raporunda en büyük problem olarak gördükleri şey kamulaştırma. Burada kamulaştırılacak 918 hektar tarım arazisi, 392 hektar orman arazisi, 270 hektar hazine arazisi var. Sulayacakları alan da 1300 hektar civarı, bu kadar alanı sulamak için 1580 hektar alanı yok edecekler” dedi.
DAVAYA, DEŞTİN DAVASININ AVUKATI BAKACAK
Dava açmak için sürecin azaldığını söyleyen Deştin Çimonta Fabrikası’na ÇED İptal davasına bakan Muğla Barosu Avukatı Barış Aydın, “Süre ile ilgi çok ciddi bir sorunumuz yok ama önümüzdeki hafta dava açmakta fayda var.” derken, köylülere davanın nasıl açılacağı, sürecin nasıl ilerleyeceği, yapmaları gerekenler konusunda da ayrıntılı açıklamalarda bulundu.
BİZİM KARNIMIZ BURADAN DOYUYOR
471 nolu kil ocağının yapılacağı alanın Ağaçlıhöyük ve Çamovalı köyleri arasında kaldığını ve arazilerini kaybetmek istemediklerini söyleyen Köylü Necati Oruç, “Burası biz köylülerin en verimli arazilerinin bulunduğu alan. Bizim karnımızı doyuran yer burasıdır. Biz meyve ve sebzeyi buralarda gördük. Tamamen bizim köylülerimizin arazileri gidiyor. 3 köy olarak bize hiçbir yazı gelmedi, burada yapılacak olan çalışmaları yeni öğrendik.” Dediler.
Daha sonra köylüler Avukat Barış Aydın’a dava açması için vekalet vermek üzere, üç köyden köylülerin tapu ve nüfus cüzdanı örneklerini toplayarak avukata iletmek için bir komite oluşturdular ve dava açmak isteyen köylüler uzunca bir liste oluşturdular.