‘Belediye Meydanı’nın altındaki TAHIL PAZARI

Hüseyin Avni KUNDURACIOĞLU - Milas Belediyesi'nce gerçekleştirilen  'Milas Tarihi Arasta ve Çevresi 1

‘Belediye Meydanı’nın altındaki TAHIL PAZARI
  • 04 December 2013, Wednesday 7:33
Hüseyin Avni KUNDURACIOĞLU - Milas Belediyesi'nce gerçekleştirilen  'Milas Tarihi Arasta ve Çevresi 1. Etap Restorasyon ve Sokak Sağlıklaştırma Projesi' kapsamındaki çalışmalar devam ediyor. Çöllüoğlu Hanı ile başlayan restorasyon çalışmalarına, Arasta da dahil edilmiş, ancak çalışma alanının genişliği göz önüne alınarak etaplara bölünmüştü. 1. Etabın, Çöllüoğlu Hanının çevresini kapsadığını söyleyebiliriz. Bu kapsamın içinde Çöllüoğlu Hanının etrafı ve Belediye Meydanı ile birlikte Kızılay Caddesi, Belediye Caddesi, Pazaryeri Sokak ve Şadırvan Sokak yer almakta. Arasta'da bir yılı aşkın süredir devam eden bu çalışmaların, Belediye Meydanında da başladığı görülüyor. Çöllüoğlu Hanı, Belen Cami ve Milas Belediyesi Ana Hizmet Binasının önündeki boşluk, günümüzde Belediye Meydanı olarak tanımlanıyor. Çalışmaların yoğunlaştığı bu meydana gittiğinizde, Zabıta Müdürlüğü'nün kullandığı binanın yıkıldığını ve zemini örten betonun kırıldığını görürsünüz. Meydanı örten betonun kırılmasıyla birlikte, geçmiş yıllarda kullanılan taş döşeme ortaya çıkıvermiş. Halk arasında 'Arnavut kaldırımı' olarak tanımlanan bu taş döşeme, meydanın geçmişine doğru yolculuk yapmamı sağlamakta gecikmiyor. Kasabanın tahıl alım-satım işleri bu meydanda gerçekleşirdi. Uzun yıllar boyunca meydanın bu amaç için kullanılıyor olması, beraberinde 'Tahıl Pazarı' olarak isimlendirilmesini sağlamış. Çöllüoğlu Hanının meydana bakan duvarına yapışık sıra sıra kiremit çatılı dükkanların hepsi 'zahire' dükkanı olarak işlev görürdü.  Yine bu dükkanların arasında bulunan 'Hela' hem Arastanın hem de Tahıl Pazarına gelenlerin kullanımı içindi. Sözlükler, zahire için 'gereğinde kullanılmak için  saklanan tahıl' yazdığına göre, bu işlevi gerçekleştiren kişi de 'zahireci' oluyor. Yeni kuşakların bilmekte zorlanacağı bu meslek, birlikte çıkacağımız yıllar için o kadar önemliydi ki. Aslına bakarsanız halâ önemlidir. Zira bu iş, 'ekmek'e giden yoldur. Yine de, geçmiş yıllardaki öneminin fazlalığını yadsıyamayız. Geçmiş yıllarda, bir tarım kenti olan Milas'ın kalbi bu alanda atardı. Meydan, büyük büyük buğday, darı, arpa yığınlarına ev sahipliği yapardı. Bu yığınların arasından yol bulmak bazen zorlaşırdı.  Yani yolunuzu bu yığınlar belirlerdi.  Bu tahıl yığınları ne kadar iç içe geçmiş olsa da, her yığının sahibi olan zahireci farklıdır. Zaten, zahireciyi her an bu yığınların başında görmeniz olasıdır. Ya elindeki kürekle yığını düzeltmektedir, ya da 'dolu' ile tahılı ölçüp çuvallara doldurmaktadır o sıra. Eşek ya da diğer binek hayvanları, iki yanına denk edilmiş harrarlar (büyük çuval) ile alanda sıkça görülmektedir. Ya köyden getirdiği tahıl inmekte, ya da köye götüreceği tahıl üzerine denk edilmektedir. Bu sıra köşelere konulmuş 'eşeklik'lerden de yararlanılmaktadır. Arastanın bir kaç yerinde olduğu gibi, Tahıl Pazarı'nın köşesinde de bulunurdu, eşeklik. Eşeklik dediğim, büyükçe bir taş parçası aslında. Binek hayvanlarına yük koyarken yararlanılan bu taşa ya da köşeye eşeklik denirdi. Buğday yığınlarının hemen yanında bulunan tahta sandalyeler, zahirecilerin dinlendiği anlara tanık olacaktır. Kahvehaneden gelen bol köpüklü kahve eşlik edecektir bu sürece. Zira yoğun bir iş günü geçmektedir o gün. Salt dışarıdaki tahıl ile uğraşmak değildir zahirecinin işi. Dükkanında bulgur vb ürünlerin makinada yarılması bir başka işidir. Mevsimine göre gelen ürünlerin çuvalları, bir başka yığını oluştururdu köşede. Akşam olunca zahireci dükkanının kepengini kapatıp giderdi. Kepenk dediğim, ahşaptan yapılma 'gramafon kepenk' elbette. Buğday yığınları, meydanda olduğu gibi kalırdı. Sadece üzerine bir-iki keten çuvalı örtülürdü, o kadar. Tahıl Pazarı, Arastanın çırakları için farklı bir dünya demekti. Bir nevi özgürlüktü onlar için. Ne de olsa, başlarında bekleyen kalfa ya da ustalardan kurtuldukları anı sağlıyordur. Kısa süreç için de olsa. Hem meydan olması, hem de Arastanın dışıymış gibi olan konumu sağlar, bu özgürlük duygusunu. Çırakların Tahıl Pazarına gelmesi yine çalıştıkları dükkan içindir aslında. İtfaiyenin havuzu bu alandadır çünkü. O yıllarda, itfaiye belediye binasının hemen yanındadır. Üzerinde bir kaç çeşmenin bulunduğu havuz, itfaiye aracının su alması için yapılmıştır. Çeşmeler de, Belen Cami'ye gelenlerin abdest alması içindir. Havuzun hemen yanında görülen itfaiye aracı, gelecek olan olası yangın haberini beklemektedir. Zaten küçük olan kasabaya bu tek araç yetmektedir. Sonraki yıllarda, bu emektar itfaiye aracı uzun bir süre sadece cadde sulamasında kullanılacaktır. Çırakların havuza gelmesi için iki gerekçe vardır. Birinci gerekçe bütün dükkanların çırakları için geçerlidir. Dükkanlarında kullanacakları suyu, bu havuzdan alacaklardır. İçme suyu içinse eğer bu işlev, ellerinde kilden yapılmış testi ya da bardak olacaktır. Çift kulplu olanlara testi, tek kulplu olanlara ise bardak derdi Milaslılar. Tıpkı kovaya bakır dedikleri gibi. İşte elindeki bakırla gelen çırak, suyu başka bir amaç için kullanacak demektir. Terzi çıraklarını, bu havuza getiren başka bir amaç vardır. Ellerindeki kumaşı (kaput), havuzun içinde iyice ıslatmaktır onların görevi.. İleride kumaşın çekip  sorun yaratmaması için yapılır bu ıslatma işi. Tahıl Pazarının taşıdığı canlılık, çocukları her daim mutlu etmiştir. Buradaki telaşlı koşuşturmaya, Belen Cami ya da Belediye binasına gidip-gelenlerin telaşı eklenirdi. Bütün bu olgular, her daim hareketli kılardı alanı. Eğer, o gün 'karga bayramı' ise sormayın siz o çocukların keyfini. Tahıl Pazarını oluşturan meydanın, tahıl ürünleri ile dolup taşmasına sevinen başkaları da vardır elbet, kuşlar.. Kumru, serçe, güvercin ya da siyah karga eksik olmazdı Tahıl Pazarından.. Zahirecilerin en büyük işlerinden biri de, ürünlerini bu kuşlardan korumak olmuştur her zaman. Kuşkusuz, onlar yine de bir şekilde yolunu bulacaktır tahıllara ulaşmanın. Kargalar da hiç eksik olmazdı Tahıl Pazarının üstünden. Belen Caminin ya da hanın çatıları bu kargaları konuk ederdi. Bazı zamanlar, yüzlerce karga gökyüzünü kapkara yapardı. Biz yüzlerce karganın hep bir ağızdan bağırarak toplanma sürecine 'karga bayramı' derdik. Her zamanki gibi, çocuk aklıyla elbet. Çok uzun yıllar, bu alan 'Tahıl Pazarı idi Milas için. Zaman aktıkça, alan değişikliklere tanık oldu. Önce, taş döşemeli meydan betonla tanıştı. Havuzun hemen yanına yapılan bina, uzun yıllar Milas Tanzim Satış Mağazası olarak, sonrasında ise Zabıta Müdürlüğü ve Basın-Halkla İlişkiler Müdürlüğü olarak hizmet verdi. İtfaiye, başka bir yerde mekan buldu kendisine. Doğal olarak havuz yıkıldı, caminin abdest alma yeri değişti. Zahireciler ise, zaman içinde ya taşındılar ya da kapattılar dükkanlarını. Önce devasa buğday, arpa, yulaf yığınları kayboldu meydandan. Sonrasında ise, üstünde uçuşan yüzlerce kargalar. Meydan, yavaş yavaş yeni kimliğine ve yeni ismine doğru yol aldı: Belediye Meydanı. Bugün, meydanda sadece Zahireci Şahap abinin dükkanı varlığını sürdürüyor. Meydanın Tahıl Pazarı olduğu yılları anımsatmak istercesine.
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık