CHP Milas’tan Tutuklamalara Tepki: “Türkiye Başkanlarını Geri İstiyor”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milas İlçe Örgütü, tutuklanan belediye başkanları, başkan yardımcıları ve basın çalışanlarına yönelik bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

CHP Milas’tan Tutuklamalara Tepki: “Türkiye Başkanlarını Geri İstiyor”

Açıklama, dün akşam saat 20.00’de Milas Atapark Meydanı’nda yapıldı. Etkinliğe CHP İlçe Başkanı Tüze Çetinkaya, Milas Belediye Başkan Vekili Emrah Mergen, CHP İlçe Kadın Kolları Başkanı Nurhayat Topuz ve yönetim kurulu üyeleri, CHP İlçe Gençlik Kolları Başkanı Gülendam Cantimur ve üyeleri, geçmiş dönem milletvekilleri, partililer, bazı sol parti temsilcileri ve Tüm Emeklilerin Sendikası Milas Temsilciliği katıldı.

Basın açıklamasını okuyan CHP İlçe Başkanı Tüze Çetinkaya, yargıya yönelik baskılara dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye başkanlarını geri istiyor! Buradan tekrar sesleniyoruz: Yargının üzerindeki baskıyı kaldırın. Cumhuriyetin savcıları görevlerini yapsın. Unutmayın, savcının önünde ‘Cumhuriyet’ yazıyor. Atatürk’ün savcıları olun; belediye başkanlarımızı, cumhurbaşkanı adayımızı serbest bırakın. Sandığı önümüze getirin, bizimle sandıkta mertçe yarışın!”

Açıklama sırasında “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı.

Başkan Çetinkata tarafından okunan basın açıklaması şu şekilde;

“Pusulası vicdanı olan, kaderini kendi azim ve kararıyla yeniden yazan;  Yüce Milletimize!

Halkın iradesini tanımayan, seçim sandığında kazanamadığı belediyeleri cebren ve hileyle geri almak isteyen, karşısına çıkmaktan ve kaybetmekten korktuğu Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nu hapse attırarak rakipsiz olmak isteyen, bu büyük ve güzel ülkenin kurucusu, Türkiye’nin Birinci partisi Cumhuriyet Halk Partisi’ni, kesin YSK kararlarına rağmen kayyım şantajıyla teslim almak isteyenlere sesleniyoruz,

Geldiğiniz gibi gideceksiniz!

Yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü, kişi hak ve hürriyetleri başta olmak üzere, yediden yetmişe, çocuklardan kadınlara kadar; kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyetimizin tüm kazanımlarını içine sindiremeyen ve kendilerini iktidara getiren demokrasinin bugün en büyük tehdidi haline gelen sizleri, bu güzel ülkenin yarınları adına kesin bir dille uyarıyoruz:

Gaflet, Delalet ve Hıyanet içindesiniz!

Ekonomik bağımsızlığını yitirmiş, eğitimden tarıma, sağlıktan gıdaya kadar üretim gücünü kaybetmiş, çalışanından emeklisine, işçisinden çiftçisine halkına umut vermek şöyle dursun; doğmamış çocuğuna bile borç yükleyen, iflasın eşiğinde, uçurumun kenarında bir Türkiye inşa ettiniz.

İstiyorsunuz ki; rant, talan düzeni devam etsin, bu ülkede taş taş üstünde kalmasın.

Değerli Yurtseverler,

Hani kimliksiz, cibilliyetsiz, Yeliz kod adlı bir cumhuriyet düşmanı var. Ne diyor: “Kanlı 1923 darbesi”.

Bu küstah piyonun ve onun sahiplerinin kulağına küpe olsun diye söylüyoruz:

Cumhuriyet, emsalsiz bir güçle vatanın her karış toprağında acımasızca kan döken emperyalizme ve emperyalizmin uşaklarına karşı; kanla irfanla kurulmuştur, evet.

İşte o kan, saltanatından başka bir şey düşünmeyen haramilerin cepheden cepheye sürdüğü Anadolu köylüsünün biricik kınalı kuzularının kanıdır...

O kan, cepheye silah taşırken istiklal yolunda kucağında dokuz aylık bebeğiyle şehit düşen Şerife Bacı’nın kanıdır.

O kan, Yemen’e gidip de dönmeyenlerin,  o kan, Çanakkale’de yedi düvele eyvallah etmeyen Onbeşli’lerin, o kan Dumlupınar’da on bir yıl görmediği oğlu Mehmet Onbaşının kollarında son nefesini veren Çetmili Kara Ali Çavuş’un kanıdır.

Nazım’ın dediği gibi bir kez daha, ‘ateşi ve ihaneti gördük’ duygusunun dayanılmazlığı içinde;  

Kurtuluşun, adı bilinen bilinmeyen tüm kahramanlarını şükranla anıyor, adalete susamış, irfan sahibi milletimize sesleniyoruz,

Halkın iradesiyle iş başına gelen, seçilmiş belediye başkanlarına yönelik 19 Mart sivil darbesiyle başlayan anti demokratik, haksız ve hukuksuz sürdürülen bu süreç, salt bir kişinin tek adam iktidarını devam ettirmek gibi bir sanıyla geçiştirilecek ve bu çerçevede açıklanacak bir şey değildir.

Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir.

Bağımsızlığımıza göz dikmiş, Sevr’i yeniden hortlatmaya yemin etmiş emperyalizmin Büyük Ortadoğu Projesi ve onun savcısıyım deme cüretini göstermiş olanlar, bu projenin hayata geçmesinin önünde en büyük engel olan son demokratik ülke Türkiye Cumhuriyetini, geri dönülmez bir felakete sürüklemektedir.  

Bu tespitler ve düşücüler ışığında, Cumhuriyetin en büyük iftira kampanyasının mimarlarını, sözcülerini ve muhataplarını bir kez daha uyarıyoruz.

Etkin pişmanlık zırhıyla korunan sözde itirafçı özde iftiracı olan sizlerin etkin pişmanlığı da son pişmanlığı fayda etmeyecektir.

Bir kişinin değil bir milletin iktidarı için bırakın halkın başkanlarını!

Türkiye Başkanlarını Geri İstiyor!”

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık