“Coğrafi İşaret Yeterli Değil; Milas’ın Ürünleri Bulunabilir Olmalı”

Prof. Dr. Çukur, “Milas’ın coğrafi işaretli otlu böreği, çaykaması her yerde bulunmaz. AB tescilli zeytin ve zeytinyağımız da öyle. Bu değerleri öne çıkarmazsak, kaybederiz” dedi. Güney Kore örneğini veren Çukur, coğrafi işaret aldıktan sonra bir bölgedeki üretimin iki kat, turist sayısının ise üç kat arttığını ifade etti.

“Coğrafi İşaret Bir Kültürel Miras”

“Var olan ürünü geliştirmek istiyorsak yönümüz coğrafi işaret olmalı. Bu kaçınılmaz. Kırsal kalkınmanın temel taşı budur” diyen Çukur, Milas’ın zeytin, zeytinyağı, bal, halı ve daha sayısız değerli ürüne sahip olduğunu belirtti.

Gastronomi turizminin, sadece yerel ekonomiye değil, kentin markalaşmasına da katkı sunduğunu kaydeden Çukur, “Bugün dünyada bir ülke sadece ceviziyle bile turist çekebiliyor. İnsanlar sadece o ürünü tatmak için uçak bileti alıyor. Milas’ta ise misafirimizi götüreceğimiz yerel lezzetlerin sunulduğu mekanlar bulmakta zorlanıyoruz. Otlu börek, çaykaması, tepsi böreği sunan işletmeler kurulmalı. Örneğin, havalimanına yakın, Koru yolu üzerinde böyle bir yer olsa ne güzel olur" dedi.

“Turizmin Yönü Değişti, Biz Değerlendiremiyoruz”

Dünyada turizmin gastronomi eksenli geliştiğini vurgulayan Çukur, “Bu yılın ilk 5 ayında Milas-Bodrum Havalimanı'na 4 milyon turist geldi. Bu büyük potansiyeli neden değerlendiremiyoruz? Zayıf yönlerimizi güçlendirmeliyiz. Milas’ın en büyük avantajı deniz, kum, güneş değil; gastronomi” diye konuştu.

Zühra Dönmez: “Coğrafi İşaret Satışları Artırıyor”

Bafalı kadın girişimci Zühra Dönmez ise Bafa’da işlettiği 35 yıllık restoranında coğrafi işaretli ürünlerin satışa büyük katkı sağladığını belirtti. “Restoranımıza gelen misafirlere ilk olarak ekşi mayalı kendi ekmeğimizle birlikte coğrafi işaretli Milas memecik zeytinyağı ikram ederiz. Her tadan çok beğenir, sorar ve genellikle satın alır. Ürünün özelliklerini anlatıyor, coğrafi işaretli olduğunu söylüyoruz. Bu da satışlarımızı artırıyor” dedi.