Direği görürseniz mesele yok, ama göremezseniz!?..

Oktay ÇAYIRLI - İlçemizin enerji ve iletişim ihtiyaçlarını sağlayan Aydem ve Telekom, zaman zaman Milas’ın yeni yol-meydan-park-bahçe yatırımlarına yeterince ayak uyduramıyor… Bu durumda, bir yandan enerji ve iletişim hizmetlerindeki kusurlardan şikayetçi olan yurttaşlar sorunlarının çözülmesini beklerken, öte yandan ilçemizin birçok mahallesinde yol ortalarında kalan elektrik ve telefon direkleri tehlike arzetmeye devam ediyor… İşimiz gereği Milas’ın sokak ve caddelerinde dolandıkça, yol ortasında kalmış yeni yeni direkler keşfetmeye de devam ediyoruz. Daha önce birçok kez gazetemiz ve diğer yerel gazetelerde ilçemiz merkezi ve köylerdeki bu gibi ya da devrik direklerle ilgili, hizmet kesintileriyle ilgili haberler yaptık, yapıldı. Ne yazık ki yapılan tüm o haberlere rağmen sorunlar çözülmüş değil. Aydem ve Telekom’dan hizmet alan yurttaşlar zaman zaman bu hizmetlere dair şikayetlerini bizlere bildirmeye devam ediyorlar. Bizler de yurttaşlarımızın bu dertlerini yetkililere duyurup derman bulunsun diye haberleştirmeye devam ediyoruz. Yurttaşlarımızın dile getirdiği bu gibi sorunlar çözüm beklerken, bazı sorunlar da, yolda giderken karşımıza çıkıveriyor.. Fotoğrafta da görüldüğü gibi, yol ortasında kalmış direkler her an bir kazaya davetiye çıkaracak şekilde öylece duruyor. Yapılan yeni düzenlemelerle yolun geçtiği yerlerde, yol ortalarında kalan direkleri görenler şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar. Bu haberimize konu olan direk ise 19 Mayıs Bulvarı üzerinde bulunuyor. Tali yoldan ana yola çıkarken hemen karşınıza çıkan direği görürseniz fazla şaşırmayın…Görmezseniz zaten olan olmuştur ve biz de mutlaka o anda yanınızda oluruz…   Ve ‘Günün Fıkrası’ Direk! 3 yarasa çok acıkmıştır. Tepenin arkasında bir ev görürler. Birincisi gider geldiğinde ağzı kan içindedir. Diğerlerinin "Ne oldu?" sorusuna, ağzını şapırdatarak, "Evin ahırındaki ineğin kanını emdim" yanıtını verir yarasa. Bunun üzerine ikinci yarasa eve doğru uçar gider. Az sonra döndüğünde onun da ağzı-burnu kan içindedir. Bu kez ona sorarlar, ‘Ne haber?’ diye.. O da, "Haberler iyi" deyip şöyle sürdürür: "Şu evin içindeki iri kıyım, kanlı canlı insanın kanını emdim..." Bunun üzerine üçüncü yarasa uçar o eve doğru. Kısa bir süre sonra geldiğinde, onun sadece ağzı burnu değil yüzü gözü kan içindedir. Merakla sorarlar ona da ‘Ne oldu?’ diye ve daha sonra sorulu cevaplı şu diyalog yaşanır aralarında: - Şu tepeyi gördünüz mü? - Gördük. - Şu evi gördünüz mü? - Gördük. - Peki şu yandaki direği gördünüz mü? - Gördük. -          Hah, işte ben onu görmedim de ...