Yeni doğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan çete hakkındaki gelişmeler kan dondururken, Türkiye'nin günlerdir konuştuğu yenidoğan bebek çetesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı eski Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi Korkmaz Karaca'dan ezber bozan bir açıklama geldi.
Karaca, hastanelerin kamulaştırılması gerektiğini belirterek "Dünya'da pandemi ile bir kez daha anlaşıldı ki, kamucu ekonomi, dönem dönem kaçınılmazdır." dedi.
Bu noktada, önümüzdeki dönem iktidara da aday olan ana muhalefet partisi CHP’nin, sloganı ne olmalıdır?
Bu soru önemlidir. Yapılan açıklamalara bakınca, bu olaya adı karışan hastanelerin kamulaştırılması gerektiği söylenmekle birlikte, sorunun bununla sınırlı olmadığı, CHP’nin de bunu sadece bu düzlemde ele alamayacağı açıktır. Cumhurbaşkanlığı eski Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi Korkmaz Karaca bile bunu söylüyor zaten.
Oysa, özel hastane olayı, sadece bebek olayındaki kadar dar ve sığ değildir. Özel hastanelerde vatandaşların ‘parası kadar sağlık’ aldığı da bir gerçektir. Ve 12 bin TL alan emekli bir vatandaşın ya da 17 bin lira alan asgari ücretlinin ve benzer konumdaki toplumun en büyük kesimini oluşturan milyonlarca emekçinin özel hastanelerin kapısından bile giremediği açıkken, devlet hastanelerinin de durumu izlenen politikalar nedeniyle ortadayken, ana muhalefet partisinin sloganı, sadece bu olaya karışan özel hastanelerin değil, tüm sağlık hizmetlerinin kamulaştırılması olmalıdır.
Üstelik, bununla da sınırlı kalmamalı, en azından eğitim alanında da tam bir kamulaştırmayı savunması şarttır. Anayasamızda hala ‘eğitimde fırsat eşitliği’ ibaresi duruyorsa, tüm özel eğitim kurumlarının ve üniversitelerin de kamulaştırılması şarttır.
Oklarından biri devletçilik olan CHP’nin, bu iki alanda tam bir kararlılığa sahip olması ve bunu yüksek perdeden, hiç ‘sulandırmadan, sığlaştırılmadan’ dillendirmesi gerekiyor.
Ülkenin her açıdan tam bir çürümüşlük ve iflasa sürüklendiği günümüzde CHP, en temel sloganlarından biri bu olmalıdır. Aksi takdirde, ne ‘eğitimde fırsat eşitliği’nden, ne de sağlığın ticaret metaı olamayacağından bahsedilemez.
0 
0 
0 
0 
0 
0 
