Yapay zeka teknolojisi o kadar hızlı ilerliyor ki neredeyse her gün yeni bir gelişmeyle karşılaşılıyor. Artık pek çok alanda yapay zekânın kolaylaştırıcı ve yön gösterici özelliklerinden faydalanıyor, profesyonel hayattaki iş yapış şekilleri yapay zekâya göre yeniden düzenleniyor. Bu gelişmelerle beraber ortaya çıkan deep fake mevcut bir görüntü veya videoda yer alan bir kişinin, yapay sinir ağları kullanarak bir başka kişinin görüntüsü ile değiştirildiği bir medya türü olarak popülerleşti. Ancak bu teknoloji, yepyeni tehlikeleri de beraberinde getirdi.
Aşağıda Odatv’de yayınlanan bu konuyla ilgili bir paylaşımı aktaracağız. Ancak, sosyal medya araçlarını yaygın kullananlar, öyle şeylerle karşılaşıyor ki, biraz da konuya hakimiyeti varsa, karşılaştığı haber, fotoğraf ya da videonun gerçekliğinden kuşkuya kapılıyor. Bunların önemli bir kısmı yapay zeka teknolojisiyle üretilmiş ve gerçekle ilgisi olmayan şeyler.
Konu o kadar ileri boyutlara gelmiş ki, pek çok gazete ve internet haberlerinin yapay zekayla üretildiğini biliyoruz. Evet biliyoruz, ama bunu vatandaşlara anlatmak çok güç. Çünkü maalesef çok yaygınlar ve gerçekleri yazanlara göre de, özellikle sosyal medyada çığ gibi büyüyor bu istismarcılar.
Dezenformasyonla Mücadele Koordinatörü İdris Kardaş, yapay zeka ile geliştirilen videoların üretiminde gelinen noktaya işaret ederek, "Büyük bir gerçeklik krizi ile karşı karşıyayız" dedi.
Kardaş'ın X hesabı üzerinden yaptığı açıklama şöyle:
“Son günlerde yeni bir durum ile karşı karşıyayız. Durum değil de tehdit demek daha doğru olur kanımca.
Yapay zeka ile geliştirilen videoların üretimi artık çok kolaylaştı. Google yeni bir uygulama geliştirdi ve neredeyse son bir hafta gibi kısa bir süre içerisinde bile önümüze düşen herhangi bir videonun gerçek olup olmadığını anlamamız imkânsız hale gelmeye başladı.
Sokak röportajlarından kesitler, sempatik hayvan videoları, olağanüstü doğa videoları, aksanlı İngilizce konuşan yaşlı insanlar, köylerde Anadolu’nun farklı şiveleriyle sohbet eden amcalar teyzeler gibi aslında hiç var olmayan bir evrenden görüntüler çıkıyor karşımıza.
'GERÇEKÇİ DURAN GÖRÜNTÜLERE KARŞI SAVUNMASIZIZ'
Köpekbalığını seven yaşlı amca videosu gibilerini kolayca eleyebiliyoruz. Ama özellikle sokak röportajları ya da bizi öfkelendiren, üzen, kızdıran, güldüren ve gerçekten de çok gerçekçi duran görüntülere karşı çok savunmasızız.
Yapay zeka tarafından video üretimi konusu uzun zamandır gelişiyordu. Ancak son uygulamalar çok kolay, çok seri ve çok yaygın görüntülerin üretilmesine yol açtı. Yeni gelişmeler olduğu için konuyu bilenler çok değil kamuoyunda. Birçok insan muhtemelen bu videoları gerçek sanıyor şu an. Ama konuyu bilenler de izlediklerinden asla emin olamıyor. Dolayısıyla bir süre sonra herkes bilecek ama asla emin olamayacak.
'GERÇEĞİN ÖLDÜRÜLMEYE ÇALIŞILDIĞI BİR SÜREÇ'
Gerçeğin öldürülmeye çalışıldığı bir süreçle karşı karşıyayız. Gerçek öldürülüyor ve hepimize aslında hiç var olmayan insanların var olmayan diyaloglarından oluşan yeni bir gerçeklik inşa ediliyor. Hadi diyelim toplum olarak çok bilinçli bir noktaya geldik ve konuya hâkim olduk. Ama bu hız çağında izlediğimiz videonun gerçek olup olmadığını araştıracak kadar sabırlı olamayız. Gerçek olsa da olmasa da artık yeni gerçeklik bu deyip var olmayan evrenden yeni bir görüntüyü izleyecek, gülecek, ağlayacak, kızacak ya da üzüleceğiz, o kadar. Duygularımızı harekete geçiren etkenlerin artık gerçek olmaması gibi bir durum söz konusu yani. O zaman duygularımızın sahiciliğinden de emin olamayacağız.
Artık, olmayan insanlardan, olmayan hayvanlardan, olmayan doğadan ve olmayan şehirlerden kurulu yeni bir dünyanın kapıları açılıyor zihnimizde. Zihnimizde olan ile gerçekte olmayan arasında bağı nasıl kuracağız bilemiyoruz.
Tüm bunlarla birlikte bir de bizi taklit eden, bizim görüntümüzün olduğu ve bizim mimiklerimizi, ses tonumuzu, sözcük dağarcığımızı kullanan “deep fake” adında yeni teknolojiler de yaygınlaşmaya başlıyor. Tüm toplumsal ilişkilerimizi, iş ve aile hayatlarımızı ve siyaseti etkileyen büyük bir krizin bir ucu da bu tarafta var.
Yapay zekâ ile ilgili gelişmelerle sadece teknoloji uzmanları, yazılımcı ya da mühendislerin değil; psikologların, sosyologların, iletişimcilerin, siyasetçilerin, felsefecilerin ve toplumun tüm kesimlerinin ilgilenmesi gerekiyor.
Büyük bir gerçeklik krizi ile karşı karşıyayız. Orta ve uzak gelecekte değil; şu an bu krizin tam içindeyiz ve bu konu direkt insanlığın varlığını ilgilendiriyor.”





