“Güllük Körfezi Ege Denizi’nin Çöplüğü Mü Olacak?”

Hülya Scobie'nin açıklaması şu şekilde; “Güllük Körfezi’ni turizm ve tarım alanından çıkaracak, endüstriyel faaliyetlerle yaşanmaz hale getirecek şahıslara ait projeler birbiri ardından geliyor. Hepsi de antik kent İasos’a odaklanmış durumda.

Şahısa ait, Yakamoz Yat Limanı ve Çekek Yeri Projesinin ardından, yine şahısa ait köy yaşam alanının tam ortasına yapılması planlanan Ayıldız Maden Yükleme projesini takiben, yine yaşam alanlarının hemen bitişiğinde Birol Bursa’ya ait Yat Limanı ve Çekek yeri projesiyle halk karşı karşıya kaldı ve yaşam alanlarını korumak için bu projeye de hukuksal yoldan mücadele başlatıldı. 28 Mayıs’ta Halkın Bilgilendirilmesi toplantısının yapılacağı yeni çekek yeri projesi ile karşı karşıyayız. Halkın karşı çıktığı bu proje de yine bir yaşam alanı olan Gülümkıyı Sitesine sadece 500 metre mesafede, insanların denize girdiği aynı koy için projelendirilmiş bir Çekek Yeri projesi.

Ülkemizde ne yazık ki kıyılara ait koruma kullanma dengesi içeren politikalar geliştirilmediği için kıyıya parseli olan şahıslar biraz da ceplerinde paraları varsa, akıllarına eseni yapmayı kendilerinde hak görüyorlar. 

Güllük Körfezin’de hali hazırdaki kirlilik seviyesi oldukça yüksek seviyede. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kayıtlarında körfez denizinin kirlilik göstergesi “Turuncu” renkte. İzmir Aliağa ise en kirli deniz olarak “Kırmızı” renkte. Aliağa’da deniz ölümü gerçekleşmiş durumda ve denizde hiçbir canlı yaşamıyor. Koruma Kullanma Dengesi planlanmadan yapılacak her proje Güllük Körfezi’ni ve ekosistemini hızla bozarak Aliağa gibi Kırmızı yani deniz ölümünün gerçekleştiği deniz haline getirebilir. Çevre yaşayanları ve denizel yaşam  için büyük tehlike yaratan bu durumu artırıcı her girişim, insan sağlığı ve doğa için tehdit oluşturacaktır. Turizme ve tarıma ayrılmış bu bölgede her türlü sanayiye dönük faaliyetler (Yükleme/boşaltma limanları, Çekek Yerleri, fabrikalar) turizm ve tarımı zamanla yok edecektir. Bu nedenledir ki, turizm ve tarıma dönük faaliyetlerle sanayiye dönük faaliyetler yan yana bulunamaz. Uzun vadedeki ülkemizin ekonomik çıkarları kişilerin rant beklentili çıkarlarından yüksek tutulmalıdır. Yükleme boşaltma limanlarının, Çekek yerlerinin doğa tahribatına ve çevre yaşayanlarının sağlığına vereceği zararlar göz önünde bulundurularak açık denizlerde, turizm ve tarım bölgesi olmayan, insanların sosyal yaşam alanları dışındaki yerlerde konumlandırılmalıdırlar. İç denizlerdeki her türlü sanayiye dönük projeler durdurulmalıdır. Aksi halde çevre yaşayanlarının Temiz sağlıklı bir ortamda Huzur içinde yaşama Anayasal hakları ihlal edilmiş olacaktır. Devletin birincil görevi vatandaşlarının Anayasal haklarını korumak ve sürdürmektir.

5000 yıllık tarihe sahip antik kentimiz İasos’u, eşsiz güzellikteki coğrafyamızı, denizel yaşamımızı, çevre insanların yaşamsal haklarını, sağlığını koruyabilmek için hukuksal düzeyde mücadelemize yılmadan devam ediyoruz.

Haklı mücadelemizde bizleri her zaman destekleyen doğa dostu Milas ve Muğla Büyükşehir belediyelerimize ve yeni belediye başkanlarımıza teşekkürü borç biliriz.”