Güllük Mahalle Meclisi (yeniden) kuruluyor, Gülçin ERŞEN Yazdı..

Milas Kent Konseyi himayesinde Güllük Mahalle Meclisi yaklaşık 9 yıl önce kurulmuş ve birkaç yıl epey etkin çalışmalar yürütüp dağılmıştı. Güllük’te yıllardır çözümlenmeyen sorunlarına yenilerinin eklenerek, sosyal medyada sıklıkla yer alması ve yeni yasal düzenlemelerle yine “belediye” kurulmasının gündeme gelmesi, Mahalle Meclisi kurulmasını gerekli kıldı. Bununla ilgili Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) üyesi Neşe Tuncer’in önderliğinde, 28 Haziran Cuma akşamı Güllük Orjan Kafe’de geniş katılımlı bir toplantı düzenlendi.

Güllük Mahalle Meclisi (yeniden) kuruluyor,  Gülçin ERŞEN Yazdı..

 

Neşe Tuncer, 1977’den beri geldiği ve yaklaşık son 10 yıldır yerleştiği Güllük’te artan sorunlar için bir araya gelip, bir şeyler yapmak istediklerini belirterek, Mahalle Meclisi’nin doğrudan yönetimin ilk nüvesi olduğunu söyledi. Güllük’ün sorunları arasında; rant iştahı, çevreye yapılmak istenen limanlar, özelleştirilen su ve kanalizasyon işletmesi, çarpık yapılaşma, çevre kirliliği, sivrisinekler, bozuk yollar gibi maddeleri sayan Tuncer, Mahalle Meclisi bünyesinde “Çevre, Turizm, Sosyal Yaşam, Balıkçılık, Yerel ve Kültürel Değerler, Sağlık, Engelliler, Gençlik” gibi çeşitli başlıkları altında çalışma grupları oluşturulabileceğini belirtti.

Yaklaşık 2 saat süren toplantıda belirlenen ilkeler doğrultusunda, isteyen herkese söz hakkı verildi. İlk söz alan Gazeteci Gülçin Erşen, toplantıya katılan Milas Kent Konseyi Başkanı Ümit Özbek’in, Güllük Mahalle Meclisi’nin kent konseyi ile entegrasyonu ve eşgüdümle çalışması konusunda önerilerde bulunabileceğini belirterek, Güllük’te belediyenin yeniden kurulması gündeme gelmişken, siyasetçilerin de görüş belirterek, Mahalle Meclisi’nin bu süreçteki katkılarının neler olabileceğine değinmesini istedi.  

Çevre, ulaşım ve eğitim meselesi

Daha sonra söz alanlardan birkaçı bu kadar önemli bir toplantıda belediyeden yetkililerin, basının ve Muhtar Ali Polat’ın bulunmamasını eleştirdi. Başka bir konuşmacı, “Toplantılara yıllardır hep aynı kişiler ve sayıları azalarak katılıyor. Konular konuşulduğuyla kalıyor. Ama, Güllük’te belediye olsa en az 25-30 aday çıkar. Burada rant, Milas’tan çok” dedi.

Sonraki konuşmacılar, ağırlıklı olarak, çarpık yapılaşmadan, çevre ve deniz kirliliğinden, yaban domuzlarından, plajlarda yeterli şezlong, genel tuvalet olmamasından, engellilerin denizlere girmesini kolaylaştıran düzenlemelerin bulunmamasından yakındı. (Oysa 8 yıl önce Güllük Etibank plajı ile Ören’e yapılmıştı. Son 3-4 yıldır yok.) Bunlara yanıt olarak, AYA Arama Kurtarma Derneği Başkanı Turgay Güngör, “Uluslararası standartlara göre ‘mavi bayraklı’ plajlarda yaşlı ve engellilerin denize girişini kolaylaştıran platformlar var. Ama, ne yazık ki, burası mavi bayraklı değil…” diye konuştu.

Yurtdışında uzun yıllar yaşamış, çevreci bir mimarın “Yapılı değil, doğal çevre önemli. Yaşadığı doğal çevrenin bozulmasını istemeyen çevreciler, yolların asfaltlanmasına bile karşı çıkar. Yaşam alanlarının işgal ettiğiniz domuzların varlığından şikayetçiyseniz, gerçekte çevreci değilsiniz…” şeklindeki sözleri de bazılarının tepkisini çekti.

Güllük’e pandemi döneminde yerleştiğini söyleyen emekli bir eğitimcinin şu sözleri de bolca alkış aldı: “Kışın Güllük boşalıyor, yaşam dengesi bozuluyor, dolmuşlar azalıyor. Hava kararmışken okula giden gelen çocuklar ellerinde sopalar taşıyor. Dolmuşlar ulaşım için yetersiz. Belediye otobüs koymalı. Ayrıca, Güllük gibi bir yerde lisenin olmaması hayret verici. (Ben de yıllardır; yüksekokul, fakülte yerine, öncelikle lise; hatta “Turizm Otelcilik”, “Balıkçılık ve Su ürünleri” gibi alanlarda meslek lisesi kurulmalı görüşündeyim. G.E.) Ayrıca, HZR Su ve Aydem’in altyapı hizmeti yetersiz.

Park yeri sıkıntısı ve araçların çokluğundan yakınanların yanı sıra, domuzların çöp konteynırlarını devirmemesi için yapılan demir korkulukların bazı yerlerde bulunmaması nedeniyle, ortalığa saçılan çöplerin hem görüntü kirliliğine hem de mikropların yaz sıcağında hızla üreyip yayılmasına neden olduğunu dile getiren de oldu.

“3-5 kişi dışında Güllüklü kimse yok”

Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (SÜRKOOP) Başkanı Ramazan Özkaya, Güllüklü olduğunu belirterek başladığı konuşmasında özetle şunları söyledi: “19 Haziran’da Belediye Yasası değişti. Ama, nerelerde belediye kurulacağı tartışmalı. Burada da kadın – erkek farketmez; ufku geniş, kültürlü, en az bir yabancı dil bilen, Güllük’ü seven biri başkan olmalı… Yıllardır mücadele verildiği halde, Kıyıkışlacık’ta tarihi kalenin dibine iskele yapılıyor. Güllük’te halkın bütçesine uygun bir çay bahçesi bile yok. Plajlarda duş, tuvalet yapılabilecek arka alan yok. Ve ne yazık ki bu toplantıda 3-5 kişi dışında Güllüklü kimse yok.”

Nuriddin Erdoğan, Güllük’te su ve kanalizasyon işletmesini özel şirkete devreden (Güllük Belediyesi ile TASK / Akfen arasında imzalanmış olan) sözleşmenin ve tüm resmi belgelerin kendisinde bulunduğunu, şirketlerin sözleşme hükümlerini yerine getirmediğini söyledi. Ayrıca, yıllardır Güllük’te sokak hayvanları için 5 gönüllü kadınla yaptıkları çalışmalardan söz ederek, “Burada yüzlerce kediyi, köpeği özveriyle besliyor, temizlikleri ve sağlıklarıyla ilgileniyoruz. Yıllardır kilolarca mama alarak yardım edenler var sağ olsunlar. Haftada iki gün ikinci el ürünlerin satışını yapıyoruz. Başka gönüllüleri de yardıma bekliyoruz. Yoksa burası sokak hayvanlarından geçilmez.”

Güllük Çevre Platformunun çalışmalarından söz eden Neşe Tuncer, Ağaoğlu’nun turistik tesislerinin, aslında bir kuş cenneti olan Bargilya Tuzlası’nı yok edeceğini, Flamingoların sayısı şimdiden azaldığını, liman yolu üzerindeki felspat depolama alanlarının, boksit atıklarının yağmurla denize, toprağa karışmasının çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığını sözlerine ekledi.

Yapılması yıllardır gündemde olan marinaya (yat limanına) karşı olduğunu vurgulayan iş insanı Nimetullah Polat, ”Güllük böyle bir yapıyı karşılayacak durumda değil. Ben bu kadar fazla alanın imara açılmasına da karşıyım. İmar alanını düşürmek için daha çok ağaç dikelim.”dedi. Onun bu sözleri, birçok kişide hem şaşkınlık uyandırdı hem de “Ama, burada birçok inşaatı da siz yapıyorsunuz. Önce siz var olan ağaçları kesmeyin, koruyun” şeklindeki sözlü tepkiyle karşılandı.

Emlak Vergisi ve Özbek’i kim niye kınadı?

Toplantının sonlarına doğru Milas Kent Konseyi Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi Dr. Ümit Özbek söz alarak şunları söyledi: “Milas Kent Konseyi olarak, Güllük’ün sorunlarını biliyoruz. Kurulacak Mahalle Meclisi’nin MUÇEP’in yanı sıra bizle beraber hareket etmesi, başarılı olacaktır. Hizmet, belediyenin parasıyla olur. Burada dile getirilen birçok sorun, özellikle altyapı sorunları, daha çok Muğla Büyükşehir Belediyesi ile ilgili. Yerleşik nüfus 3000 iken, yaşayan 10.000… Ama, hizmet merkezden yerleşik nüfus sayısına göre geliyor.”

Bir katılımcının, “Belediyenin topladığı onca emlak vergisi yetmiyor mu?” şeklindeki sorusu üzerine, Özbek, “2025 bütçesinde Milas Belediyesi’nin 150 küsür milyon lira emlak vergisi gelir beklentisi vardı. Yatan 50 milyon TL. Ayrıca, merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerinde baskısı büyük.” diyerek yanıt verdi.

Bunun üzerine Besalet Alkaya, “Kent Konseyi Başkanı, kentin sorunlarını çözmek için mi, belediyeyi temsilen mi burada? Kınıyorum!” diyerek tepki gösterdi.

Toplantı sonunda yine söz alan Erşen, 30 yıldır ailesinin yazlık evi olan Güllük’te yaşadığı 11 yıl boyunca gazeteci ve demokratik kitle örgütü yöneticisi olarak, yıllarca içinde yaşadığı, yazı ve haberlerine konu olan, mücadelesi verilen sorunların birçoğunun hâlâ gündemde bulunmasının “boşa kürek çekiliyor” hissi verdiğini belirtti. Yasa ve kural tanımayanların varlığına karşın gazeteci olarak kendisinin, yurttaş olarak kişilerin tek tek ve topluca verdiği hukuksal mücadelelerden de söz eden Erşen, şöyle konuştu: “Keşke bu kadar uğraştırmasalar… Peki neden böyle? Demek ki, bu toplantılara, mücadelelere katılan kişiler yeterince içten değiller. Yoksa, daha çok sorunun, çok daha önce çözümlenmesi gerekirdi. Ama, bunca engellemelere, olumsuzluklara karşın, Güllük’teki vahşi çöp toplama alanının, buradaki iğrenç kokular yayan sözde balık atığı işleme tesisinin kaldırılmasını sağladık. Feldspat madenlerinin üstü açık taşınmasına yasak geldi, depolama alanlarının üzeri kapatıldı…Yeter ki; insanların fikriyle zikri, söyledikleriyle yaptıkları örtüşsün… Bizler de sabırsızız, sorunlar hemen hallolsun istiyoruz. Ama, ne yazık ki öyle olmuyor. Bazen de doğruyu söyleyen dokuz köyden kovuluyor. Yine de doğru bildiğimiz yolda sabırla ve birlikte mücadele etmeliyiz.”

Neşe Tuncer de toplantıyı kapatırken, verimli ve çok yararlı bir toplantı olduğunu kaydederek, her ay toplanmak kaydıyla, komisyonlarda görev almak isteyenlerin Whatsapp topluluklarına yazmasını istedi.

 

HABERE AİT RESİMLER

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık