Gürsel İnce ve Mehmet Çayırlı’dan Siyasi Nezaketsizlik Eleştirisi..
Bugün saat 11:00’de İYİ Parti ilçe binasında bir basın toplantısı yapan İYİ Parti Milas İlçe Başkanı Gürsel İnce ve Milas Belediye Başkan Adayı Mehmet Çayırlı, yaşanan seçim çalışmaları sürecinde karşılaştıkları kimi davranışlarla ilgili ‘siyasi nezaketsizlik’ ve ‘otoriter davranış’ eleştirilerinde bulundu.
Gürsel İnce, seçim sürecinde AKP’lilerin adaylarının ismini bazı mahallelerde vatandaşın duvarlarına yazdıklarını, AKP ve CHP’li seçim çalışması yürütenlerin de İYİ Parti adayının afişlerini yırttıklarını ya da üzerine kendi afişlerini astıklarını gördüklerini, bunların hoş olmayan ve siyasi nezakete, yarışa uymayan davranışlar olduğunu belirtti ve konuyla ilgili yetkilileri nezdinde bunu dile getirdiklerini, ancak aynı hoyrat davranışın sürdüğünü gözlediklerini belirterek, bu davranışı sert bir dille kınadı ve “ülkede genel olarak AKP’nin, Milas’ta CHP’nin bu otoriter davranışından rahatsızız ve kınıyoruz” dedi.
Gürsel İnce, Fevzi Topuz ekibinin, sanki seçimi kazanmış gibi bir yaklaşımı sıkça dile getirdiğini belirterek, “gelince belediyede disiplin sağlayacağız diyorlar ama, bu şimdiden belediyede görev yapan insanları müthiş tedirgin etmiş durumdalar ve belediyenin elemanları da seçim çalışmalarına katılıyorlar, belediyenin tüm imkanlarını seçim çalışmalarında kullanıyorlar” diyerek, bundan rahatsız olduklarını vurguladı.
Benzer nezaketsiz davranışlara kendilerini de sürükleyen provakatif afiş sökme ve üzerlerini kapatma gibi bir hataya kendilerinin asla girmeyeceğini, ancak bunların önlenmesi gerektiğini tekraren belirtti.
Daha sonra konuşan İYİ Parti Milas Belediye Başkan Adayı Mehmet Çayırlı da, Gürsel İnce’nin dile getirdiği nezaketsiz ve otoriter davranışlara vurgu yaparak, kendisinin zengin, ya da iş adamı olmadığını, mütevazi bir mali müşavir olarak çalıştığını, düşüncelerini uygulayabilmek için partisinden Belediye Başkan Adayı olduğunu belirterek, mütevazi bir bütçeyle seçim kampanyasını başlattığını belirterek, diğer adaylar kadar yaygın bir seçim büroları oluşturmak, 10-15 araç giydirerek dolaştırmak, bütün caddelerdeki direklere asılan ve meblağları çok yüksek olan afiş ve pankartları asmak gibi göz boyayıcı çalışmalara gücünün yetmeyeceğinin açık olduğunu belirterek, rakiplerinin seçim sürecindeki çok yüksek meblağlı çalışmalarının, seçim yarışındaki bir aday adayı olarak kendisini rahatsız ettiğini anlatarak, “ben açıkçası sermaye ile yarışıyorum ve bu kadar büyük harcamaların beni olduğu gibi vatandaşları da rahatsız ettiğini düşünüyorum. Şu soruyu benim gibi, oy verecek yurttaşlar da düşünüyordur diye düşünüyorum. Bu süreç sonunda Belediye Başkanı olacak kişi, ayda 80 bin TL alsa yılda 960 bin TL eder. 5 yılda 4 milyon 800 bin TL. eder. Yani şu seçim sürecinde yaptıkları harcamayı 5 yılda alınacak maaşla karşılayamazlar bile. O zaman bu kadar büyük masraflar niçin yapılıyor? Vatandaş da bunu benim gibi düşünüyordur herhalde” dedi. Daha söylenecek çok şey olduğunu, ama şimdilik bunları söylemekle yetindiğini belirtti.