Image Slider
Fevzi Topuz
Mehmet Cayirli
Durmus Ozdemir
Ahmet Aras

“HERKES SİYASETİ ADAM GİBİ YAPSIN”

Demokrat Parti Milas Belediye Başkan Adayı Ali Doğan Serçek, basın mensuplarıyla bir araya gelerek, belediye başkanlığı yaptığı dönemdeki hizmetlerini anımsatarak, yeni dönemde yapacaklarını anlattı. Toplantıya katılan eski dönem Muğla Milletvekili İrfettin Akar ise iktidarın, milli irade diye diye milleti ortadan kaldırdığını, her şeyin ‘tek adamın’ iki dudağının arasından çıkacak söze bırakıldığını belirterek, akşamdan sabaha insanların parti değiştirmesini ise sert bir dille eleştirdi:

“HERKES SİYASETİ ADAM GİBİ YAPSIN”

Demokrat Parti Seçim Bürosu’nda gerçekleşen basın toplantısına; Milas Belediye Başkan Adayı Ali Doğan Serçek, İlçe Başkanı A. Barış Kisirlioğlu, eski dönem Muğla Milletvekili İrfettin Akar, bazı ilçe yönetim kurulu üyeleri ve 31 Mart’ta yapılacak olan seçimlerde belediye meclis üyeliğine aday olan isimler katıldı.

Başkan Adayı Ali Doğan Serçek, bugün ilçede hizmet veren belediyeye ait tüm kuruluşların, 1994-1999 yılları arasında yaptığı belediye başkanlığı döneminde yapıldığını ve aynı dönemde Milas’a yapılan birçok yatırımların da altında; Demokrat Parti veya Doğru Yol Partisi’nin imzası olduğunu anımsattı.

Başkan adaylığını en son açıklayan isim olduğunu belirten Serçek, son 20 günde ilçemize bağlı yaklaşık 100 mahalleye gittiğini ve vatandaşlarla görüştüğünü belirterek; “Gördüğümüz manzara gerçekten bizleri umutlandırıyor. Bu süreçte Milaslı hemşehrilerimizin Demokrat Parti’yi ve bizleri özlediğini gördük” dedi.

Seçilmesi halinde yeni döneme ait projelerine de değinen Demokrat Parti Milas Belediye Başkan Adayı Ali Doğan Serçek şunları söyledi:

“Milas halkı hizmete susamış durumda. Öncelikle altyapı ile ilgili eksiklikler söz konusu, bunları tamamlamamız lazım. Öte yandan Milas’ta ciddi bir işsizlik var. Elbetteki Milas Belediyesi olarak OSB’yi biz başlatmıştık. Bizden sonra 22 yıl geçti, henüz OSB’nin altyapısı bile tamamlanmadı. Eğer Milas’ta iktidara gelirsek OSB’yi tamamlayıp, Milas’ta fabrikaların kurulmasını sağlayacağız. Artık köylerde genç kalmadı. Eğer çiftçi üretmezse, Milas kazanamaz. Cumhuriyet Caddesi’ni geziyoruz, ölü bir yer görüntüsünde. Bu görüntüyü ortadan kaldıracak ve yeniden canlanmasını sağlayacak tedbirlerimiz var.

Köylümüzün içinde bulunduğu mağduriyeti ortadan kaldırmak, yeniden üretmesini ve ürettiğinden para kazanması için üretici birlikleri kuracağız. Tarımsal faaliyetlerdeki girdi maliyetlerini hafifletmemiz lazım. Bu anlamda üreticimize belediye olarak çeşitli destekleri ulaştırmamız gerek. Mutlaka ilçemizde bir meyve-sebze halini kurarak, üreticimizi başka yerlere gitme derdinden kurtaracağız.

Milas, zeytin ve zeytinyağı üretimi konusunda Türkiye’de çok önemli bir yer; ancak zeytinyağında da sıkıntılarımız var. Zeytinyağını kaliteli bir şekilde üretip, rafine edilmesi ve şişeleme yöntemiyle tüketiciye ulaştırmak gerek. Böylelikle, tekrar kırsalı kalkındırmayı hedefliyoruz. Hükümetin bu konuda yanlış politikaları var.

Köylü üretemez haline geldi.

“Milas olarak kendi çöplüğümüzü temizlemiyoruz”

Ülkemiz, bir kilo patates ve soğana muhtaç haline geldi. Milas olarak kendi çöplüğümüzü temizlemiyoruz. Milas’ta kültür turizmini teşvik etmeliyiz. Neden Milas bir Şirince ve Safranbolu gibi olmasın? Tescilli binaları, pansiyon turizmine kazandırmalıyız. Milas cazibe merkezi haline gelebilir. Milas’ta Atatürk Bulvarı’nda yapılan Büyükşehir düzenlemesi ile yollar daraldı. Kaldırımlar tabi ki geniş olmalı ama bu durum yolu tek şeride düşürdü ve olası kaza ya da araç arızalarında, trafik tıkanma noktasına geliyor.

Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri arasında büyük sıkıntılar var. Ama Büyükşehir’in ilçeleri kucaklaması ve koordine etmesi de şart. Eğer Mehmet Kocadon Büyükşehir Başkanı seçilirse, ilçe belediyelerine eski yetkisi verilecek. Kimseyi ötekileştirmeden, ayrım yapılmadan hizmet gelecek. Yetki devri söz konusu, Büyükşehir bunu yapabilir. Bodrum’da sel olunca ilçe başkanı suçlandı oysa yetki Büyükşehir Belediyesi’ndeydi. Kaynaklar, verimsizce kullanılıyor. Örneğin Çukur Mahallesi sakinleri Milas Belediyesi’ni göremiyoruz diyorlar. Büyükşehir Yasası tekrar gözden geçirilmelidir.

Daha önce 1994’te ne vaat ettiysem, hepsini hayata geçirdim. Belediye Başkanlığını devraldığımda, yaklaşık yüzde 70 bir cari açık vardı. Bu oran belediyeyi devrettiğimde, yüzde 25’e indi. Cari açığın az olması, hizmet yapılması anlamına gelir. Ben gelirleri artırdım ama benden sonra cari açık tekrar yüzde 30’ların üzerine çıktı. Hiçbir resmi kuruma borç bırakmadan belediyeyi devrettik. Şimdi daha tecrübeliyiz. Ustalık dönemindeyiz. Bu seçime sonradan katıldık ama diğer partilerden daha çok seçime hazırız. Milas’ın tüm sorunlarını çözmeye hazırız.

“MİLAS, HAVA KİRLİĞİ AÇISINDAN EN RİSKLİ İLÇELERDEN BİRİ”

Malumunuz doğalgaz, Muğla merkez ve bazı ilçelerde var. Hatta Yatağan’a kadar geldi. Doğalgaz firmasının ilçemizden istediği, 3 bin abone garantisidir. En azından teminat mektubuyla bu garanti verilebilir. Çünkü Milas, hava kirliliği açısından riskli yerdedir. Bana göre derhal yapılması gerekirdi. 2014 yılında seçimlere gidilirken, ben Muhammet Tokat başkana bu konuyla ilgili de belediyedeki bir yetkili aracılığıyla haber salmış, yol göstermiştim. Doğalgazın iktidarla alakası da yok. Tamamen ticari bir iştir. İnşallah göreve gelirsek ilk müracaatımız doğalgaz olacaktır. Bugüne kadar Milas’ın doğalgaz almamasını anlamış değilim.

ASBESTLİ BORU İLE İLGİLİ RESMİ RAPOR BELEDİYENİN ARŞİVİNDE VAR…

Belediye Başkanlığı döneminde ‘Asbestli Su Borusu’ döşettiği iddialarının sorulması üzerine ise DP Belediye Başkan Adayı Serçek şu yanıtı verdi:

“Belediye meclisimizde, o günlerde bu konu çok tartışılmıştı. Malumuz biz, Milas’ın içme suyu problemini İller Bankası vasıtasıyla çözdük. Sonuçta, İller Bankası’nın Türkiye genelinde uyguladığı bir proje var. Hangi çaptan sonra Asbestli boru veya normal yapılacak sorusu teknik olarak hesaplandı. Asbestli borunun kanserojen olup, olmadığını sorduk. Bu sorumuz üzerine rapor gönderildi. Raporda; asbestli borunun solunum yoluyla alınmadığı takdirde kanserojen etki yaratmadığı ifade edildi. Yani sindirim sistemi yoluyla, kesinlikle kanserojen etkisi yok. Ancak kesilip, biçilirse ve solunursa bu durumda kanserojen etkisi oluyor. Bu konu, resmi evrak olarak Milas Belediye Yazı İşleri Müdürlüğü’nde bulunuyor. Sonuçta biz bu işi devletle yapıyoruz. Kendi kafamıza göre ve kendi projemiz olarak yaptığımız bir iş değil, İller Bankası ile yaptığımız projedir. O zamanlar da bu konu çok tartışılmıştı. Ana boruların paslanmaması için İller Bankası bütün illerde, herhangi bir çürüme olmaması için belli çaplardaki yerlerde asbestli borularla yaptı.”

“BİZ İTTİFAKI MİLAS HALKI İLE YAPTIK”

Bazı partilerin ittifak yaparak seçimlere girmesi konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sorusuna ise DP Milas Belediye Başkan Adayı Ali Doğan Serçek; “Sonuçta bu bir yerel seçim ve ben bir yerel seçimde ittifak yapılmasını doğru bulmuyorum. İki parti bir araya geliyor, fermuar yöntemiyle meclis adaylarını belirliyor. Ancak adayın liyakati var mı, yok mu bakılmıyor. Oysa bir belediye başkanı meclisi ile bir şeyleri başarabilir. Zaten biz de bu nedenle ‘Mahkûm değilsin Milas, Demokrat Parti var’ diyoruz. Biz ittifakı Milas halkı ile yaptık. Çünkü fatura başkana ve onun partisine kesilecektir” şeklinde yanıt verdi.

“İKİ PARTİ ARASINDA SIKIŞAN BİR TÜRKİYE’DE YAŞIYORUZ”

DP Belediye Başkan Adayı Ali Doğan Serçek’in ardından toplantıda söz alarak bazı açıklamalarda bulunan eski dönem Muğla Milletvekili İrfettin Akar ise şunları söyledi:

“Bildiğiniz gibi Muğla’da bir yerel seçim var ama bu yerel seçim Demokrat Parti’ye göre çok ciddi bir seçim görünümünde. En azından bu dönemde bütün Muğla’yı dolaşarak, geçmişte yaptıklarımızı anlatma imkânı buluyoruz. Her şeyden önce bu yerel seçimlerin Türkiye’de birçok şeyi değiştireceğine dair işaretleri görüyoruz ve Demokrat Parti’nin, 1946’daki yakaladığı başarının işaretlerini, milletimizdeki o ruhun yeniden canlandığı izlenimlerini alıyoruz. 1946’da yüzde 80 oy alarak, 5 milletvekilinden 4’nü alan parti, daha sonraki dönemlerde de hep yüzde 50’nin üzerinde oy almıştır. Kaldı ki o dönem bugünkü gibi bir iletişim ağı da yoktu.

2002 yılından bu yana Türkiye’de yapılan ise iki parti dışındaki tüm partilere yaşama hakkı verilmeyen bir siyaset şekli uygulanıyor. Böyle bir demokrasiden halkımız neyi veya neleri algılayacak, hangi işin doğru olup olmadığını tespit edecek? Bugün vatandaş kırsalda bile bunu sorguluyor.

17 yıldır tek başına iktidarda olan bir partinin Türkiye’yi ne hale getirdiğine bir bakmak lazım, ancak bu gelinen noktada muhalefet partisinin de ne yaptığına bakmamız gerekiyor. Açıkçası iktidar partisi Türkiye’yi iyi idare edemiyor, muhalefet partisi de iktidar olmak istemiyor. Seçim dönemindeyiz, tüm televizyon kanallarında, gazetelerde, radyolarda Demokrat Parti ile ilgili söylenen tek bir cümle yok. İşte böyle bir demokrasi anlayışı ile bizler Muğla’da, Adnan Menderes ve arkadaşlarının yaptığını yapmaya çalışıyoruz. Şuna hepimiz inanıyoruz ki Demokrat Parti Muğla’da bir destan yazacak. Bizim paramız-pulumuz yok, inancımızla bunu başaracağız.

Siyaset, milletin ve ülkenin menfaatlerini ön plana koymaktır, ancak bugün baktığımızda siyaset adeta bir oyuncak haline gelmiş. Dün başka bir partide siyaset yapan, bir bakıyorsunuz başka bir partiye geçmiş. Milas’a baktığımızda ise daha da garip bir şey görüyoruz. 2002’den bu yana iktidarda olan bir partinin, kendi bünyesinden bir belediye başkanı adayı çıkaramaması hazin bir durumdur. Taşıma su ile değirmenin döndüğü nerede görülmüş? Herkes siyaseti adam gibi yapsın. Akşam oğlan evi, sabah kız evi gibi davranmakla siyaset yapılmaz. Bu ülke bizim, bu coğrafya bizim… Bu nedenle diyoruz ki; demokrasi, demokrasi, demokrasi…”

Editör: Adem KANKAYNAR
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık
siteacilis