​​​​​​​İasos'un Doğası ve Tarihi İçin Mücadele Sürüyor

İasos Mahalle Meclisi Derneği, Güllük Körfezi'nde Antik İasos Kenti'ne yapılması planlanan ikinci maden limanı projesine karşı hukuk mücadelesini sürdürüyor. ÇED olumlu kararının Danıştay tarafından tekrar aktif hale getirilmesinin ardından, bölge halkı ve çevre savunucuları, projenin doğaya ve tarihi değerlere vereceği geri dönülmez zararları engellemek için 2 Aralık 2024 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

​​​​​​​İasos'un Doğası ve Tarihi İçin Mücadele Sürüyor
  • 03 December 2024, Tuesday 14:57

Halkın oluşturduğu insan bariyerine rağmen sondaj çalışmalarını denizden başlatan firma faaliyetlerine karşı, hukuk mücadelesi Anayasa Mahkemesi’nde sürdürülüyor. Dayanışma ruhuyla üç dosyayı da AYM’ye taşıyan İasos Mahalle Meclisi, mücadelelerinin yalnızca bu bölge için değil, gelecek nesiller ve ülke ekonomisi için büyük bir anlam taşıdığını belirtiyor.

Turizm, balıkçılık ve zeytincilik gibi önemli geçim kaynaklarını tehdit ettiği söylenen proje, bölge halkı, çevre savunucuları ve yerel yönetimlerin ortak mücadelesiyle iptal ettirilmeye çalışılıyor. İasos Mahalle Meclisi Derneği Başkanı Hülya Canko Scobie’nin öncülüğünde sürdürülen girişimler, yalnızca bir bölgenin değil, ülke ekonomisi ve doğal mirası için büyük bir anlam taşıyor. “Dayanışma Yaşatır” sloganıyla yürütülen bu direnişte, İasos’un korunması için herkesin katkısına ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.

“Asla vazgeçmedik, Asla vazgeçmeyeceğiz!” diyerek, projenin yapılmaması için başından beri verilen mücadeleyi ve süreci detaylı şekilde anlatan İasos Mahalle Meclisi Derneği Başkanı Hulya Canko Scobie’nin açıklaması şu şekilde;

“Bilindiği gibi Güllük Körfezi’nin tamamını ilgilendiren, coğrafyanın yapısını geri dönülmez bir şekilde bozarak tahrip edecek, Antik Kent İasos’a yapılmak istenen körfezin 2. Maden Limanı davasında ÇED OLUMLU davasını kazanmıştık. Proje o kadar vahşi ki, draftı büyük gemiler yanaşabilsin diye liman çevresi 65 bin metre kare deniz alanı -14 metre kazılacak, çıkan hafriyat da Güllük Dökü denilen Türkbükü açıklarındaki yere dökülecek. Zaten can çekişen körfez denizi alabora edilecek. Turizm, balıkçılık ve zeytincilik direk etkilenecek.  Ancak karşı taraf Danıştaya gitmiş Danıştay aleyhimize hüküm karar vererek Muğla İdare Mahkemesinin kararını bozmuştu. ÇED OLUMLU kararı da tekrar aktif hale gelmişti. Danıştay tüm yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerini de üzerimize bırakmıştı. Gerekçeli karar daha yeni çıktı.  Karar henüz imzalanmadığından ödeme emri bize tahakkuk ettirilmedi. Ödeme emri gelir gelmez, icraya düşmeden, üzerimize bırakılan masrafları ödeyeceğiz.

Bu arada bildiğiniz gibi Danıştayın kararına itiraz ederek Anayasal haklarımızı aramak ve ÇED OLUMLU kararının İPTALİ için Anayasa mahkemesine gitmiştik. Bunu da yine aramızdaki dayanışma ile imece usulü topladığımız paralarla yapabilmiştik. Bu dosyamız hala AYM’de Diğer taraftan, karada (ofis binaları) ve denizde yapılacak (liman) inşaatları için Muğla Büyükşehir ve Milas Belediyelerimizin ilgili bölgede, imar olmadığı ve ayrıca alt yapı yetersizliği gibi çoklu nedenlerle vermediği inşaat ruhsatlarını, firma haksız hukuksuz olarak, koruyucu kanun ve yasalara rağmen Muğla Valiliği’nden almıştı. Kanun ve yasaları hiçe sayan bu duruma itiraz etmiş ve ruhsatların ayrı ayrı iptalleri için de davalar açmıştık.

ÇED olumlu kararının Muğla İdare Mahkemesinde iptaliyle, açmış olduğumuz ruhsat davaları da konusuz kalmıştı. Fakat kararın Danıştayda bozulmasıyla hem ÇED olumlu kararı hem de  ruhsatlar tekrar aktifleşmişti. Buna itiraz etmek için de Danıştaya gittik biliyorsunuz.

Ancak Danıştay itirazımızı reddetti. Bu haksız kararı henüz sindirememişken, limanı yapmak isteyen Ayıldız firması denizde sondaj yapmak üzere sondaj platformunu Kıyıkışlacık’tan denize indirmek istemişti. Halk bariyeri oluşturarak bunu engellemiştik. Firma (Ayıldız Ltd Şti) Kıyıkışlacık’ta, insan bariyerini aşarak karadan denize sondaj platformunu indiremeyeceğini anlayınca, bir kaç gün sonra, platformu denizden, Güllük tarafından liman yapılacak koya getirerek sondaj çalışmasını yapmıştı.

 

Hem Danıştayın haksız kararı, hem de şirketin insan bariyerine ve Güllük Körfezi halkının bu limanı istememesine rağmen sondaj yapması bizleri ziyadesiyle üzmüştü. Bunun üzerine çevre bileşenlerimiz olan bir çok  STK’nın , İstanbul’dan, Kaz Dağlarından, Denizli’den, Bodrum, Didim, Yatağan ilçelerinden gelen doğa savunucularının katılımı, Milas ve Muğla Belediyelerimizin  destekleriyle, Milas Belediye Başkanımız Sayın Fevzi Topuz’un, Milas ve Muğla Kadın ve Gençlik Kollarımızın, Muğla milletvekilimizin katılımıyla Eylül ayında büyük bir kitle hareketi yaratmış, Kıyıkışlacık’ta barışçıl olarak hak arayışımızı tüm yurda yeniden duyurmuş, halk toplantısında idare ve şirketin ısrarını, kabul etmediğimizi anlatarak, bir çok kanuna ve yasaya karşı verilen yargı kararlarını protesto etmiş, sonuna kadar mücadele edeceğimizi duyurmuştuk.

Halkın ve uzmanların yanında, hem belediyelerimiz hem de kurum ve kuruluşlar da bu vahşi projede çoklu olumsuz nedenler varolduğu için projeyi uygulanabilir ve sürdürülebilir bulmuyorlar. Kanun ve yasalara uymadığından, alt yapının ve bağlantı yollarının yetersiz olmasından, çoğu yerde kara yolunun ve deniz yolunun yoğun kamyon trafiğine ve deniz trafiğine geçit veremeyeceğinden,  mevcut doğal hayata, sosyal hayata, insanların sağlıklı ortamda yaşama anayasal hakkına, hali hazırdaki yerleşime, uygun olmadığından, tozuma faaliyetinin de Zeytincilik Kanunuyla korunan hektar hektar zeytinliklerle çevreli proje alanında yer alması sebebiyle ruhsat verilemeyeceğini ve bunun kanunen yasak olduğunu yine yeniden belirterek, yanlış yer seçimi olan bu projenin istenmediğini hep birlikte duyurmuştuk.

Danıştaya taşıdığımız ruhsatların iptalini istediğimiz davalarımızda, Danıştay sesimizi duymamayı, kanun ve yasaları da görmemeyi tercih ederek ruhsat davalarımızı reddetmiştir. Karara itiraz ettik ancak itirazımız da kabul görmeyince tüm hukuk yolları tükendiğinden bu konuda da Anayasa mahkemesine giderek hukuksal mücadeleye devam ediyoruz arkadaşlar. Kararın bize tebliğinden itibaren hummalı bir şekilde çalışarak bugüne gelmiş bulunmaktayız.

Davalarımız görülürken dayanışmamıza/bizlere maddi manevi destek veren tüm sponsorlarımıza sonsuz teşekkürlerimiz, saygı ve sevgilerimizle.

02.12.2024 tarihinde kara ve deniz inşaatları için düzenlenen ruhsatların iptali istemiyle haklarımızın ihlal edildiğini beyan ederek Anayasal haklarımızı aramak için AYM’ye taşımış bulunmaktayız.

Dayanışmamızın sonucu olarak 3 dosya da şimdi AYM’de. Birbirimize inanarak Dayanışmamız sayesinde bugünlere geldik, bu başarımız hepimize, coğrafyamıza, gelecek yaşamlara hayırlı uğurlu olsun.

Davalarımız görülürken dayanışmamıza/bizlere maddi manevi destek veren tüm sponsorlarımıza sonsuz teşekkürlerimiz, saygı ve sevgilerimizle.

Sonu ne olursa olsun bugüne kadar yaptığımız tertemiz, güçlü dayanışma örneği mücadelemizle övünüyoruz.

Asla vazgeçmedik,

Asla vazgeçmeyeceğiz!

Dayanışma Yaşatıyor dostlar!

Hem ÇED Olumlu kararının iptali, hem de ruhsatların iptali için ayrı ayrı gittiğimiz Yüce Anayasa Mahkemesinden haktan, halktan, kanun ve yasalardan yana karar çıkmasını bekliyoruz. Sadece biz beklemiyoruz, 5000 yıllık tarihe sahip bu kadim topraklar bekliyor, bu coğrafyada tarım ve turizmden ekmek yiyen küçük, büyük işletmeleriyle ülke ekonomisine milyonlarca dolar kazandıran koskoca bir endüstri bekliyor, habitat bekliyor, ekolojinin parçası olan kara ve deniz canlıları bekliyor, zeytin bekliyor, balık bekliyor, hava bekliyor, su bekliyor, gelecekteki nesiller bekliyor..”

HABERE AİT RESİMLER

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık