KESK üyeleri, bir günlük iş bırakma eylemi başlattı
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) hükümetin toplu sözleşmede yaptıkları maaş teklifini kabul etmeyip ayrıca piyasadaki fiyat artışlarına tepki olarak bir günlük iş bırakma eylemi başlattı.
Hükümetin, devam eden toplu sözleşme görüşmelerinde memur ve memur emeklileri için 2024'te ilk 6 ay için yüzde 14, ikinci 6 ay için yüzde 9 zam teklif etmesi üzerine memurlar iş bıraktı. KESK ve bağlı sendikaların başlattığı eyleme bazı siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de destek verdi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) grev kararını Milas Belediyesi önünde yaptıkları basın açıklamayla ilan etti. Tüm Bel-Sen Muğla Şubesi İdari Sekreteri Özgür Esat Tan, yaşadıkları sorunları sıraladı, “Kamu emekçisi ve emeklisi ile toplamda 6 milyonu aşkın bir kitle kamu işverenin yani hükümetin zam teklifiyle bir kez daha mağdur oldu. Hükümet Kendi Enflasyon Hedefinin Bile Altında Kaldı!” dedi.
“20 MİLYONU AŞAN DEVASA BİR KİTLE İLE, AÇIKÇA DALGA GEÇİLMİŞTİR”
Tüm Bel-Sen Muğla Şubesi İdari Sekreteri Özgür Esat Tan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından açıklanan teklifle, aileleri ile birlikte 20 milyonu aşan devasa bir kitle ile, açıkça dalga geçilmiştir.
Çünkü hükümet kamu emekçilerine ve emeklilere altışar aylık dilimler halinde, 2024 yılı için %14+ %9 maaş artışı, 2025 yılı İçin İse %64 %5 maaş artışı teklif etmiştir.
Açıklanan teklifte, tüm kamu emekçilerinin ortak talebi olan; kira yardımı, ikramiye, kreş yardımı, seçim öncesi söz verilen 3600 ek gösterge ve mülakatın kaldırılması konularına İlişkin tek cümle dahi edilmemiştir.
Yine teklifte önceden vaat edilmiş onlarca konuya İlişkin "müzakereler devam ediyor" denilerek geçiştirilmiştir.
Kamu İşveren; tutarlılığı olmayan enflasyon hedeflerine, çocukların dahi inanmadığı TÜİK enflasyon rakamlarına dayalı bir maaş artışı teklifinde bulunduğu için, Kamu Emekçileri Konfederasyonuna bağlı sendikalar olarak alanlardayız ve grevdeyiz...
Hükümet açıkladığı teklifle, durduramadıkları, iğneden ipliğe gelen zamların faturasını açıkça bir kez daha, emekçilere, emeklilere, halkın omuzlarına yüklemiştir.
"ENFLASYONUN ALTINDA TEKLİFTE BULUNDULAR"
Bilindiği üzere bugüne kadar, 12 yıl içinde 6 kez yapılan toplu sözleşmelerde, hükümet teklif diye masaya hep kendi hedeflediği enflasyon rakamlarına dayalı, maaş artışlarını koymuştur. Ancak hükümetin orta vadeli planlarla, bütçelerle açıkladığı bu hedefler ile gerçekleşen enflasyon arasındaki uçurum her yıl daha fazla derinleşmiştir.
Gerçekleşen enflasyon rakamları; toplum nezdinde hiçbir karşılığı kalmayan, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonu en az yarı yarıya yutan, sahte TÜİK rakamlarıdır.
Yıllardır önümüze konulan bu tutmayan hedeflerle, suni TÜİK rakamlarına dayalı yüzdelik artışlarla, reel maaşlarımız adeta buharlaştırılmıştır.
Son bir ayda akaryakıt ve doğalgazda ÖTV artışı, hemen her şeyin KDV oranlarının artırılması, Türk Lirasının döviz karşısında değer yitirmesi ile hızlanan zam kasırgası, zincirleme bir şekilde tüm ürünlere yansımaya devam etmektedir.
Merkez Bankasının 2023 yılı için %22'den %58’e çıkardığı enflasyon hedefi bile, sadece son bir ayda yaşanan zam kasırgası karşısında, şimdiden kağıt üzerinde kalmıştır.
Tüm bunlara rağmen hükümet önümüzdeki iki yıl için açıkladığı rakamlar ile kamu emekçilerine çalışırken daha fazla yoksulluk ve güvencesizlik, emeklilere ise daha fazla sefalet teklif etmiştir.
Dolayısıyla hükümetin açıkladığı teklif bizim açımızdan, yok hükmündedir.
KESK bileşenleri olarak sorumluları bir kez daha uyarıyoruz; tüm kamu emekçilerini ve emeklileri sefalet-yoksulluk ve güvencesizlik teklifine zorlamaktan derhal vazgeçilmelidir:
Tarihte işçi sınıfının en büyük savunma aracı olan GREV ve işçi sınıfının, yaşam koşullarını iyileştirebilmek için kullandığı TOPLU SÖZLEŞME'nin ülkemizde anayasal bir hak olması için, KESK'e bağlı sendikalar olarak yıllardan beri kararlılıkla mücadele etmekteyiz.
Emekçileri, Hakem Kurulunun iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkûm eden bu sisteme karşı, yoksulluk sınırı üzerinde insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam ve demokratik bir çalışma yaşamı için omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz.
“İŞ, EKMEK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ GENİŞLETMEYE GAYRET EDECEĞİZ”
Maddi kaygıların eşiğinde saplanıp kalmak yerine, iş, ekmek ve özgürlük mücadelesini genişletmeye gayret edeceğiz
Aslında kelebek etkisi gibi her Şey birbiriyle bağlantılı durumda. Ormanı yok edilen yaban hayatı da suyu yok edilen vadi de bizim hayatımızın içinde... Hiçbir şey hiçbir kimsenin kar aracına dönüşmemeli... Fakat görüyoruz ki son ağaca kadar, suyun son damlasına kadar almaya, yok etmeye kararlılar.
İnsan dağa ve denize uyanmak istiyor ama olmuyor. Bir sabah uyanıyoruz ki tüp 500 lira olmuş, mazot İse 40 lira. Bir sabah uyanıyoruz ki simit 10 lira olmuş... Bir sabah uyanıyoruz ki ekmek pahalı dedik diye kanun hükmünde kararname ile ekmeğimizden olmuşuz... Bir sabah uyanıyoruz ki doktorumuzu dövmüşüz, öğretmenimizi yaralamışız, karımızı öldürmüşüz, açlıktan utanıp intihar etmişiz... Bir sabah, uyanamamışız, göçük altında kalmışız...”