A. Kemal KAŞKAR -
1 Ekim Salı günü öğleden sonra etkili olan şiddetli yağmur nedeniyle kent içinde bazı ev ve işyerlerinde su baskınları, cadde ve sokaklarda biriken sular yüzünden günlük yaşamda büyük olumsuzluklar yaşanmış olan ilçemizde, mazgallar başta olmak üzere yağmur sularının kanallar ve Balavca Deresi yoluyla sorunsuz bir şekilde aktarılmasının sağlanması için çare ve önlem çalışmaları sürdürülüyor... (Bu arada ‘altyapıya ilişkin çözüm adımları’ da atılıyor mu bilemiyorum..)
Yetkililer, bu çalışmaların büyük ölçüde, başta mazgal kapaklarındaki –yağışsız dönemde kötü kokuyu engellesin diye konulan- sacların kaldırılması olmak üzere temizleme çalışmaları olduğunu belirterek, "Bunun yanısıra kent içi ağaçlarımıza gerekli bakımları yapmaktayız. Bu kapsamda budama çalışmalarımızın yanısıra kaldırım üzeri bitkilendirmelerde zaman içinde kurumalarla meydana gelmiş boşluklara da yeni fidanlar dikilmektedir" diyor ve hemşehrilerimizi, mazgallardan su akışını engelleyen ambalaj atıkları konusunda duyarlılığa davet ediyorlar..
Bu vesileyle, ‘iğneyi kendimize batırma’ şeklinde ifade edilen ‘milli terbiyemiz’ icabı, bu konuda bir şeyler yazmak istiyorum.
Bu, aynı zamanda bir tür ‘kent eğitimi’ olarak da mana ve ehemmiyet taşımaktadır..
(Sevgili Belediyemiz elbette hizmet verecek. Hizmet eksiği varsa, hizmet boşluğu varsa bunu söylemek, istemek bizim hakkımız. Ancak bizim de yapabileceğimiz birçok şey var. Sevgili okuyucularımızın çok iyi bildikleri gibi, yıllardır, kendime göre bir tür ‘tersten bakış’la pekçok başka başka konularda ısrarla yaptığım ‘yurttaştan beklenen’ vurgusunu yine yapmak istiyorum..)
Şunu tartışmasız kabul etmemiz gerekiyor ki, şiddetli yağmurlarda taşkınların sebepleri arasında, mazgalların, sağa sola atıp geçtiğimiz ambalaj atıkları tarafından tıkanması geliyor.
Bu konuda en son örneği, gazetemiz bürosunun bulunduğu Çiçek Sokakta yaşadık 1 Ekim Salı günü..
Sokağın Cumhuriyet Caddesiyle buluştuğu bölümde suyun kaldırım seviyesini aşıp bazı işyerlerine girmeye başladığı sırada, ayakkabılarımı poşetle koruyup elime de şemsiyeyi alarak mazgalı kaldırmaya yöneldim. Elimle mazgalı ararken, suyun gidişine engel olan (pet şişeler, türlü çeşitli gıda ürünü paketleri gibi gibi) onlarca ambalaj atığı olduğunu farkettim. Onları olabildiğince toplayıp mazgalı kaldırdıktan kısa bir süre sonra Çiçek Sokak’taki sorun çözülüvermişti..
Bunu kent ölçeğinde düşünürseniz, durumun vehameti rahatlıkla ortaya çıkar.
Yağmur sularının aktarma kanallarına ulaşmasının önündeki bu gibi engelleri ortadan kaldırabildiğimiz, yani sevgili ambalaj atıklarını sağa sola atmaktan vazgeçtiğimiz oranda, bu sorunun bir bölümünün çözümüne önemli ölçüde katkıda bulunmuş olacağız.
Bunu böylece bilelim.
Ancak sorunun ‘tek nedeni’ bu değildir.
Elbette ‘altyapı sorunu’ başlığı, öne çıkardığım ‘ambalaj atıkları nedeni’nin tümüyle dışındadır.
Kentimizin altyapı yetersizliklerinin giderilmesi için teknik anlamda yapılması gerekenler, başta Belediye olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşların işidir. Buna da şüphe yok...
0 
0 
0 
0 
0 
0 
