Kurtuluş nitelikte..

Ö. Cahit SARIBEY / GETOB Müdürü Kendisini belli noktada aşmış olanlar dışındaki hangi turizm işletmecisine merhaba deseniz, hoş beşten sonra halk tabiriyle “kaliteli turistin” yokluğundan yakınmayla başlıyor söze. Tüm özlem, sanki 1985 - 2005 yılları arasındaki zaman dilimi içerisinde geçirilen Turizm Sezonlarına dayanıyor. Gerçekten dolu dolu geçiyordu sezon. Üstelik daha uzun süreci kapsıyordu. Arz talep dengesi bozulmadığı için; Konaklama, Gıda, Eğlence, Ulaşım ve bunlarla bağlantılı diğer iş kolları, kısacası tüm işyerleri güzel paralar kazanıyordu. Sonra tüm iş kollarında talepten daha fazla ürün arz edilmeye başlayınca olumsuzluğun sinyalleri yanmaya başladı. Ardından eksiye doğru döndü ibre. İş; kaliteden ödün verme noktasına gelinince tablo değişmeye başladı. Para kazanılamayınca, bazı konaklama tesisleri veda ettiler sektöre. Birçok restoran, kafe ve diğer işletmeler, aynı sondan kendilerini kurtaramadılar. Sıkıntı kısa zamanda anlaşıldı aslında. Turist, verdiği paranın karşılığını hakkıyla alabiliyorsa, kesinlikle hiçbir şeyden şikayet etmiyor. Bu durum otelde de geçerli, restoranda da, barda da, berberde de, hamamda da, alışverişte de, takside de, günlük tur teknesinde de.. Niteliğini kaybetmeye başlayan tüm işletmeler, kendini zor çevirmeye başladıklarının farkına vardılar. Bir kısmı, hemen yenileme çalışmasına girdi. Nitelikli yatak sunan oteller diğerlerinden ayrılmaya başladı. Şu anda nitelikli tesislerde yer bulmakta zorlanacağınızdan emin olabilirsiniz. Yan yana onlarca restaurant olan Yat limanında, hemen yanı başındaki işyeri sinek avlarken, bir kısmında neredeyse haftanın yedi günü boş sandalye bulunamaz oldu. Kafe, Bar ve Diskolar için de aynı durum söz konusu. Kapısı kapanmayan eski Tur araçlarının yerine, konforlu araçlarla hizmet vermeye başlayanlar, hallerinden pek de şikayetçi değiller yani. Herkes biliyor ki artık çuvalla para kazanma devri çoktan bitti. Niteliğini koruyan tesisler, nitelikli ürün satan işletmeler, nitelikli hizmet sunan işyerleri, varlığını sürdürmeye devam ederken, bu koşullara ayak uyduramayanlar sahneden çekilmek zorunda kalacaklarını anlamıyorlar mı acaba. “Zararın neresinden dönülürse kardır” deyişini de unutmasınlar yani.