LOZAN Barış Antlaşması

Cafer METE / Emekli Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Sevgili halkım, 24 Temmuz günü Atatürkçü Düşünce Derneği Milas Şube Başkanı Sn. Elif Kara’nın bir mesajı yayınlandı, mesaj şöyleydi; "24 Temmuz 2013 Çarşamba günü saat 17:30’da Atapark’ta Lozan Antlaşması’nın 90. yıldönümü kutlama ve basın açıklamasına onur vermenizi bekleriz." Ben de, acaba Lozan Barış Antlaşması anılacak mı diye, kendi kendime sorarken, aklıma aynı günün Basın Bayramı geldi. Hemen sayın Coşkun Efendioğlu’nu arayarak Milas’ta münteşir bütün basının bayramlarını kutladım. Kutlu olsun. Sayın Elif Kara’nın Lozan mesajı duygulandırdı beni. Saat 17:30’da Ataparkta buluştuk, basın toplantısına sayın Milletvekilimiz Tolga Çandar, Belediye Başkanımız sayın Muhammet Tokat ile Bafa Belediye Başkanımız sayın Zühra Dönmez ve kalabalık bir halk kitlesi katıldı. Ama ben burada devlet ricalini görmek isterdim. Yoksa Lozan Barış Antlaşması’nın yıldönümünün kutlanması da mı yasaklandı? Halbuki bu toplantıyı devletin organize etmesini beklerdim. Anıta çelenk sunma, saygı duruşu, İstiklal Marşı ve günün önemini belirten konuşmadan sonra sayın Elif Kara kürsüye davet edildi. Kara, katılanlara teşekkür ettikten sonra Lozan, Barış ve Diren adı verilen 3 çınar ağacı fidanını sayın Belediye Başkanımız Muhammet Tokat’a sundular. Bu ağaçların ilçemizde müsait bir yere dikilmesini isteyip ‘gelecek yıl Lozan Barış Antlaşmasını bu ağaçların bulunduğu yerde kutlayacağız’ diyerek başkan Tokat’a söz verdiler. Lozan, Barış ve Diren adı verilen üç çınar ağacının teslim tablosu çok muhteşemdi. Tabloda sayın Milletvekilimiz Tolga Çandar, Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Bafa Belediye Başkanı Zühra Dönmez, ADD Başkanı Elif Kara ve arkalarında Türk bayrakları ile Lozan, Barış ve Diren yazılı afiş ve ADD Gençlik Kolları... Gençlerimizin gözlerinden, o tabloyu gördükleri zaman ışıltılar parlıyordu. ‘Ve biz Atatürkçüler buradayız’.. halkımız bu tabloyu dakikalarca alkışladılar. Bize bunu yaşatan ve sevindiren ADD Milas Şubesi yönetim kuruluna teşekkür ederim. Sevgili halkım, basın açıklamasından sonra bir gazete bayisinde bütün olmasa da 6 veya 7 gazeteye göz attım, inanın bana hiçbir gazetede Lozan Barış Antlaşması’na dair bir satır bile göremedim. Yalnız yandaş bir yayın organı bir köşede şöyle söylüyordu: "Kemalistler Lozan’da  hakkımızı alamadı" diye bir yazı okudum, üzülmedim dersem yalan olur. Arkadaş, nedir bu düşmanlık? Atatürk ve İsmet İnönü bu memleketi sattı mı? Satmışsa, özgür olarak nasıl yaşıyoruz? Lütfen bunları açıklar mısın? Ben bunları bilmeyecek kadar cahil insan görmedim. Neymiş efendim, 12 adaları İsmet Paşa Yunanlılara bağışlamış, be kardeşim 12 adalar Yunanlılara sonradan verildi. 12 adalar 1912 yılında çıkan Balkan Savaşında İtalyanlar işgal etti. İmparatorluk ağzını dahi açamadı. Bunu bilmeyenler, İsmet Paşa Lozan’da topraklarımızı koruyamadı diye veryansın ediyorlar.  Ben de kendilerine ‘tarihi iyi okuyun’ diyorum. Ayrıca Kıbrıs 1571’den bu yana bizimdi. Padişah Abdülhamit İngilizlere vermedi mi? Arkadaş, 1919’da Yunanlılar İzmir’i, İtalyanlar Antalya Muğla’yı, Fransızlar Güney Doğuyu işgal etmediler mi? İstanbul İngiliz, İtalyan ve Fransızların emrinde değil miydi? Türklere neresi kalmıştı? Orta Anadolu’da bazı yerler. Lozan Barış Antlaşması ile misakı milli sınırlarımıza kavuşmadık mı? Hangi toprak verildi söyleyebilir misiniz? Bakınız: Lozan Antlaşması ile Türkiye neler kazandı. Türkiye bir karış toprağını düşmana vermedi. Esaret zincirini Lozan’da kırdı. Yeni Türk devletinin Lozan’da, dünya milletleri tarafından bağımsızlığı ve egemenliği kabul edildi. Yıllarca sırtımızda bir kambur olan bütün yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi, ülkelerine taşıyan ülkelerden kapitalisyon kaldırıldı. Antlaşma gereği düşman İstanbul ve bütün yurdumuzdan geri çekildi. Komşularımızla sınırlarımız belirlendi. Osmanlı’nın borçları tarafımızdan ödendi. Sevgili halkım, burada Lozan’da geçen bir olayı tarihten nakletmek isterim. İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Gürzon konferansta söz alarak İsmet Paşaya ithafen kapitilasyonların kaldırılmasının doğru olmadığını belirtip mevcut durumun devamını istiyor ve şöyle devam ediyor ; "Paşa! Paşa! Bugün sana kaşıkla verdiğimizi yarın senden kepçeyle alacağım. Bunu cebime koydum. Çünkü para bende Amerikada, Fransa’da var. Sen de bu paraya muhtaçsın" diyerek kapitilasyon devamını savunuyor. İsmet Paşa’nın yanında sayın Celal Bayar ve Hüseyin Cahit Yalçın bulunmaktadır. İsmet Paşa, Celal Bayar’a dönerek; "Celal ne diyor Lord hazretleri?" deyince Celal Bayar konuşmayı nakledince, İsmet Paşa hemen söz alır. "Lord Hazretleri, para sizde Amerika’da, Fransa’da var ama ben kendi halkıma şeker yerine bal yedireceğim. Ayakkabı yerine çarık giydireceğim. Seyri seferimi karada kağnılarla denizde kayıklarla yaptırıp halkıma çakşır giydireceğim; ama ne sana ne ona ne de buna yardım ve borç için  gelmeyeceğim" diyerek cevap verir. Bu konuşması üzerine Lord Gürzon, İsmet Paşa için "çok çetin ceviz çıktı" ifadesini kullanır. Sevgili okurlar, Sevr Antlaşması, Türk’ü ve Türkiye’yi tarihten silme antlaşmasıydı. Bunu hepimiz tarih kitaplarından okuduk ve bazı akademisyenler de tez olarak hazırladı. Ben Sevr Antlaşması’ndan birkaç örnek vermek istiyorum. Vahdettin hükümeti tarafından 10 Ağustos 1920 tarihinde imzalanan bu muhahade ile Osmanlı neler kaybediyordu. - Trakya Yunanistan’a verildi. - İzmir ve batı havalisi Yunanistan’ın sömürgesi olacaktı. - İstanbul uluslararası statüye girecekti. - ABD Başkanı Wilson’a göre, doğu anadoluda bir Ermeni, Güneydoğu’da da bağımsız bir Kürt devleti kurulacak. - Türk Ordusu sembolik bir güç haline gelecek ve yabancı subayların komutasına verilecek. - Osmanlı’nın savunması, maliyesi yabancıların kontrolünde olacak. Sayın halkım, Sevr’i gördük, Lozan’ı gördük; her ikisi arasındaki fark açık. Lozan Antlaşması için söylenen sözleri medyada takip ediyorsunuz, siz karar verin. Ben şunu ifade edeyim, Lozan’da direne direne hakkımızı aldık. Şu "iki ayyaş" neler neler yapmış da bazılarının haberi dahi yokmuş…