“Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşıdır”

ÖNDER Haber Atatürkçü Düşünce Derneği Milas Şubesi, Lozan Barış Antlaşması’nın 90’ıncı yıldönümü dolayısıyla bir basın açıklaması düzenledi… Açıklamada, "Lozan, devletin kurtuluşunun tüm ulusun ortak ve kararlı mücadelesi sonucunda olabileceğini söylemektir

“Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşıdır”
ÖNDER Haber Atatürkçü Düşünce Derneği Milas Şubesi, Lozan Barış Antlaşması’nın 90’ıncı yıldönümü dolayısıyla bir basın açıklaması düzenledi… Açıklamada, "Lozan, devletin kurtuluşunun tüm ulusun ortak ve kararlı mücadelesi sonucunda olabileceğini söylemektir. Anadolu’da sayısız Kurtuluş ve Bağımsızlık ateşleri yakıldı" denildi… Lozan Barış Antlaşması’nın 90’ıncı yıldönümü dolayısıyla ADD Milas Şubesi tarafından dün saat 17.30’da Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması yapıldı. Atatürk Anıtı’na ADD Milas Şube Başkanı Elif Kara ile ADD Gençlik Kolları üyeleri tarafından çelenk sunulması, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başlayan etkinliğe, CHP Muğla Milletvekili Tolga Çandar, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Bafa Belediye Başkanı Zühra Dönmez, CHP Milas İlçe Başkanı Suat Özcan ve ilçe yönetim kurulu üyeleri ile vatandaşlar katıldı. Etkinlikte açıklama metni ADD Milas Şubesi Gençlik Kolları Üyesi Esra Bilge tarafından okundu. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşı niteliğindedir. Ay yıldızlı bayrağımız Lozan Antlaşması sayesinde tüm dünyaya bağımsızlığımız ve özgürlüğümüzü haykırarak dalgalanmaktadır. Sonsuza kadar da dalgalanacaktır. Lozan’da 18 Mart 1915 yılında Çanakkale Boğazına karadan ve denizden saldıranlar tarihin en ağır yenilgilerinden birini almışlardır. Birinci Dünya Savaşında yenilmediğimiz halde yenik sayılarak 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda bırakıldık. Bunun neticesinde boğazlarımız galip devletlere sonuna kadar açılmış oldu. Haberleşmemizi bile yabancılara emanet eden teslimiyetçi zihniyet iş başındaydı. Teslimiyetçi hükümete rağmen ülkenin elden gitmesini istemeyenler de vardı. Bunlardan bir tanesi de Mustafa Kemal Atatürk idi. Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsuna çıkıp bir güneş gibi doğmasının anlamını kavramak ile Lozan’ı anlamış oluyoruz. Ulusal Kurtuluş Savaşı için ilk meşale 22 Haziran 1919’da Amasya’da yakıldı. Amasya Tamiminin ‘Vatanın bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlike altındadır ve ulusun bağımsızlığı yine ulusun kararı ve direnişi ile sağlanacaktır’ maddesi çok önemlidir. Ve Lozan’a giden temel taşlardan biridir. Olağanüstü koşullarda 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi toplandı. Bu toplantıda Mondros Mütarekesinin kabul edilemeyeceği bildirildi. Daha sonra Ulusal Kurtuluşu sağlamak için 4 Eylül’de Sivas kongresi toplandı ve burada her tür manda kesin bir şekilde reddedildi. Lozan, devletin kurtuluşunun tüm ulusun ortak ve kararlı mücadelesi sonucunda olabileceğini söylemektir. Anadolu’da sayısız Kurtuluş ve Bağımsızlık ateşleri yakıldı. Bu arada kendi geleceklerini ulusun kurtuluşunun önüne koyan aymazlar, 10 Ağustos 1920’de Sevr Antlaşmasını imzalamışlardı. Ulusumuz bütün bu olumsuzluklara karşı bağımsızlık mücadelesini sürdürmüş ve 1. ve 2. İnönü Savaşlarında düşmana ilk darbeler vurulmuştu. Sakarya Meydan Savaşı ile düşman artık geri çekilmeye başlamıştı. Sonunda, Mustafa Kemal’in Büyük Taarruzu ile düşmanlar tam bir bozguna uğratılmışlardır. Ülke böylece tüm işgalcilerden kurtarılmıştır. Türk Milleti kendi geleceğine ve kendi kaderine el koyarak vatanın kurtuluşunu sağlamıştır. Lozan, ülkemizin bölünmesini önleyerek bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü tüm dünyaya haykırmıştır. Ne yazık ki günümüzde de emperyalist ülkeler boş durmamakta, değişik oyun ve senaryolarla ülkeleri bölmeye, parçalamaya, egemenlikleri altına almaya çalışmaktadırlar. Türk Milleti olarak bu sinsi emel ve planlara karşı çok uyanık olmak zorundayız. Birlik, beraberlik ve bütünlüğümüzü ne pahasına olursa olsun korumak zorundayız. Lozan Antlaşmasının önemi buradadır. Lozan Antlaşmasını tam olarak anlarsak, ancak o zaman ülkemizi emperyalist oyunlardan uzak tutabiliriz. Bu görev hepimizindir. Lozan Antlaşması, Türkiye’nin kapitülasyonlardan ve her türlü sömürü boyunduruğundan kurtulduğu bir tarihtir. 24 Temmuz 1923 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ve devrim sürecinin başladığı tarihtir. Lozan, 1. Dünya Savaşı'ndan bu yana, varlığı devam eden tek anlaşmadır. Lozan'ın bedel ödenerek elde edilmiş kazanımları, bugün Lozan’ı tartışmaya açan bir siyasi anlayış eliyle, kaybedilme aşamasındadır. Uluslararası sömürü düzeni ne yazık ki sona ermedi. Lozan’ın değerini, geçerliliğini, bugüne kadar özenle korumaya çalıştık. Ancak son dönemlerde Sevr'i diriltmeye Lozan’ı delmeye çalışan bir süreç yaşanıyor. İnsan ve hammadde kaynaklarımızı yabancıların buyruğuna vermek bizi Lozan’dan önceki döneme götürür. Topraklarımızı ve Türk Devriminin bize kazandırdıklarını tartışmaya açamayız. Hiçbir iktidar bunu yapmaya yetkili değildir. Herkes bilmelidir ki; Lozan Antlaşmasıyla verilmiş bir karış dahi toprak yoktur. İsmet İnönü başkanlığındaki heyet, o günkü koşullarda alınabilecek her şeyi almış, kapitülasyonlar kaldırılmış ve Türk Devleti dünya tarafından kabul edilmiştir. Ülkemiz bir süredir şirketli, mezhepli, medyalı ve akademik genel saldırının hedefleri içindedir. Devletimizin karar yerlerinde sözlerini dinleten ve kürsülerimize çağrılan sözcüleri, Atatürk’ü artık unutmamızı, bölgemiz sınırlarının artık değişeceğini, IMF reçetelerine bağlı kalmamızı ve özelleştirme ile küreselleşmeye karşı ve ulus-devlet konumunda direnen başka iktidarları devirmede yardımcı olmamızı önermektedirler. Oysa bizler Emeğin, üretimin, enerjinin, tüm doğal kaynaklarımızın, toprağımızın, ağacımızın, haklarımızın, ülke ve dünya barışının vazgeçilmezlerimiz olduğunu bilen; Atatürk devrimlerinin tüm kazanımlarını sonsuza dek yaşatacak ve tam bağımsızlığa, gerçek demokrasiye inanan bir milletiz. Bu ülkeye; Türkiye’yi uluslararası platformda diz çökmüş, ulusal onuru ayaklar altına alınmış, basiretsiz, tavizkar politikalarla milletine ihanet eden değil; Lozan’ı kahramanca savunacak ve yaşatacak kararlılıkta hükümetler gereklidir. Lozan Antlaşması'nın 90. yıldönümünde, her alanda Sevr koşullarının emperyalizmin ve işbirlikçilerince Türk Ulusu'na dayatılmaya çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. ADD Milas Şubesi olarak emperyalistler ve onların işbirlikçilerinin yeni Sevr dayatmalarına, en güçlü sesimizle meydan okuyarak yüreğimiz ve asla sindirilemeyecek mücadele kararlılığımızla ‘hayır’ diyoruz. Lozan’ın mimarı olan Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’yü, burada bir kez daha saygı ve rahmetle anıyoruz."   Lozan, Barış ve Diren… Bilge’nin okuduğu açıklamanın ardından söz alan ADD Milas Şube Başkanı Kara, "Biz bugünün anısına Üç Çınar ağacı edindik. Bunlara Lozan, Barış ve Diren adını koyduk. Lozan adını, bugünün özelliğinin, güzelliğinin, anlamının hiç kaybolmaması, sonsuza kadar yaşamasını istediğimiz için koyduk. Bu ağacımızı Belediye Başkanımıza uygun bulacakları bir yere dikmeleri suretiyle teslim edeceğiz. ADD olarak bundan sonraki Lozan Barış Antlaşması yıldönümü kutlamalarını da bu ağacın dikileceği yerde yapmaya söz veriyoruz. Barışa en çok ihtiyacımız olduğu bir süreçte olduğumuz için ağaçlarımızdan birine Barış adını verdik. Diğer ağacımıza ise Diren adını koyduk. Gençlerimizle, yaşlılarımızla, yüreğimizle direniyoruz. Biz halk olarak direniyoruz. Ne zaman tam demokrasiye, ne zaman gerçek hukuka, ne zaman gerçek kaliteli yaşama ererse bu millet, o zaman biz mutluyuz ve birlikteyiz" dedi. Kara, yaptığı konuşmanın ardından ağaçları etkinliğe katılan Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat’a teslim etti.
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık