Muğla Ticaret Borsası Y. Kurulu Başkanı Hurşit Özturk: ZEYTİNLİKLERİN KAMULAŞTIRILMASI TORBA YASADAN ÇIKARILSIN..

Muğla Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hurşit Öztürk, komisyondan geçerek TBMM gündemine gelen ve zeytinliklerin maden çıkarmak için kamulaştırılmasını öngören yasanın, torba yasadan çıkarılması için bir basın açıklaması yaptı.

Muğla Ticaret Borsası Y. Kurulu Başkanı Hurşit Özturk:  ZEYTİNLİKLERİN KAMULAŞTIRILMASI TORBA YASADAN ÇIKARILSIN..
  • 30 June 2025, Monday 20:40

Hurşit Öztürk’ün açıklaması şöyle:

“Ülkemiz coğrafya yapısıyla dünya insanının kıskandığı bir ülkedir. Tarımı, turizmi, sanayisi ve benzeri ile…

Geçmiş zamanlarda kendi kendine yetebilen ülke olarak anılırdı. Bu ilkeyi sürdürebilmek için hep birlikte dört elle sarılmamız gerekiyor.

Yaşamak ve yaşatmak için önce hava, su; bunun yanında her alanda üretmek gerekli.

Tam bu noktada yer altı ve yer üstü zenginlikleri bakımından oldukça şanslı 81 ilden biridir. Bu nedenle olmalıdır ki hemen aklımıza Muğla gelir. Fosil yakıt olarak adlandırılan düşük kalitedeki linyit havzaları mevcuttur.

Taa 1975 yılında Yatağan linyit havzası, ulusal enerji ihtiyacının karşılanması amacıyla yatırım programına alınmıştır.

1977 yılında inşaatına başlanmış, 1982’de I. Ünite, 1983’te II. Ünite, 1984’te III. Ünite devreye girmiştir.

2014 yılında özel sektöre özelleştirildi. Muğlamız 2 hava alanı 3 termik santrali olan nadir illerden biri. Bu termik santrallerinde mevcut yakıt olarak düşük kalitedeki linyit kömürü kullanılmaktadır. (Yatağan, Yeniköy, Kemerköy)

Elbette yer altındaki bu kömür kaynağı sınırlı ve tükenmesi söz konusu. Mesela Yatağan bölgesindeki havzalar gibi. Adı geçen 3 santral tam kapasite ile çalıştığında günlük 48 000 ton linyit yakması gerektiği bilinmekte. Bu miktarı karşılamak kolay bir şey değil. Yandığında geride bol miktarda duman, 1/3 oranında kül, çok miktarda gözle görülmeyen elle tutulmayan atıklar…

Bu santrallerde kullanılmak üzere önce 45 000 hektarlık alan kendilerine tahsis edildi. Bu alanlar sadece atıl alanlar olmayıp çok değerli tarım arazileri, 100 yıllık zeytinlikler ve zeytin ağaçları, meralar, tarihi kentler, (eskihisar gibi) doğal sit alanları, derelerimiz, yüzyıllık ormanlarımız, köyler, mahalleler, hayvanlarımız ve benzeri içermektedir.

Takriben Yatağan ve diğer santrallerin kurulmasıyla 30’a yakın köy, mahalle doğrudan, toplamda 60 adet mahalle etkisi altında kalmıştır. Bu köy ve mahallerde yaşayan insanlarımız evinden, yurdundan, okulundan, camisinden ve yerlerinden edilmişlerdir. Yeni mekanlara taşınmıştır.  Bununla kalmayıp kül yığınları, dağları, kükürt dioksit, azot oksit, toz bulutu, cıva ve benzeri atıklar radyasyon bırakarak atmosfere karışıp, direk insan sağlığını etkileyerek, binlerce insanda erken ölüme, solunum yolu hastalıklarına, kanserler ve buna bağlı binlerce ölüm…

Büyük baş, küçükbaş, kanatlı olmak üzere tüm hayvancılık sektöründe bölgesel kirlilik sonucu birçok zararlar vermiştir. Orman ve orman ürünlerinde kalıcı verimsizlik yaratmış, su havzalarının ve yeraltı sularının yok olmasına, kirlenmesine sebep olmuştur. Var olan suların, yeraltı sularının, soğutma ve yıkamada kullanılması, dönüşü olmayan zararlar vermektedir.

Sınırlı miktarda olan bu yeraltı madenlerimiz tükendikten sonra yerinde bıraktığı izler doğa ve çevreye verdikleri kirlilik ve ucube alanlar yaratıp kullanılamaz halde bırakılmaktadır.

Tükenen bu kömür kaynakları ile birlikte santrallerin çalışması için taşıma kara yoluyla Soma’dan ve bir kısmı Menteşe’den temin edilmesi de ekonomik yönden ayrı bir handikap.

Bütün bunların arkasından termik santrallerin enerji üretimi yerine, yerlerine daha verimli, daha temiz enerji üretim yöntemleri (güneş, rüzgâr) geliştirilmesi çözüm yöntemlerinden biri olmalı.

Meclisin kapanmasına ramak kala meclis sanayi, ticaret enerji tabi kaynaklar, bilgi ve teknoloji komisyonlarından geçerek TBMM genel kuruluna sunulan, 3573 sayılı zeytincilik yasası varken, torba yasa ile maden ve enerji şirketlerine açılırken, her yönden çok fazla etkilenecek olan köylünün tapuları kamulaştırma adıyla şirketlere devri istenmektedir.

Bu sayede köylülerimiz, mahallelerimiz, yerleşkelerimiz, zeytinliklerimiz, doğal olan her şey hayvancılığımız, bitki örtüsü, akarsularımız, yer altı sularımız, dereler, tepeler, yeşil alanlarımız, ormanlarımız yok olma durumunda kalacaktır.

Sunulan çözüm yolu da yüzyıllık zeytinliklerimiz, ağaçlarımız ve benzeri geçim kaynaklarımızın taşınması ve gider masraflarının karşılanması gibi basit öneriler; yılların tecrübesi ve yaşanmışlıkları bunu mümkün kılmamaktadır.

Ayrıca yüzyıllık kültürün ve anıların yok olmasına sebep olacaktır. Sınırlı olan madenlerden elde edilecek gelirin yer üstü ve yeraltı varlığının maddi manevi değerlerinin hesaplanıp karşılaştırıldıktan sonra karar verilmesi öngörülen yasanın torba yasadan çıkarılması ve ya değerlendirilmeye alınmaması…

Kısacası köylümüzün, mahallemizin, bölge halkının, insanlarımızın talebi olduğunu belirtmek isteriz.”

 

HABERE AİT RESİMLER

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık