ÖNDER Haber -
Muğla Barosu’ndan, Silivri yargılamalarında tutuklu ya da hükümlü olanların serbest bırakılması ve adil yargılanma haklarıyla ilgili yazılı bir açıklama yapıldı.
Muğla Barosu Başkanı Av. Mustafa İlker Gürkan imzasıyla yapılan "Önce ve Acil olarak Özgürlük, Sonra Adil Yargılanma istiyoruz" başlıklı açıklama şöyle..
Sorunlar ve haklar
yarışarak ortaya çıkarlar.
Öyle "şeyler" görüyoruz, Öyle "süreçler" yaşıyoruz, Yaşamdaki "ilişkiler" öyle sarsıntılarla yıkılıyor ve yeniden yapılandırılıyor ki ... Bu büyük çelişkiler yumağını nasıl çözeceğiz?
Yanıt açıktır!.. Bütün yumaklar gibi... İpin ucunu tutacağız... "İpin ucu" nedir?
Biz hukukçular için ipin ucu "özgürlüktür". Türk Ceza Kanunu "Ceza Kanununun amacı kişi hak ve özgürlüklerini.... korumak.." diye başlar. "Özgürlük" denince akan sular durur. Geri kalan hepsinin güncel önemi sonra gelir.
Hukuk bakış açısından sorunlar genellikle "hakların telahuku (=yarışması)" biçiminde ortaya çıkar. Doğaldır ki, bir hakkın gündeme getirilmesi, diğerlerinin ne varlığını ortadan kaldırır ne de önemini azaltır.
Hukukçular için "özgürlük" başat ve önceliklidir.
Ve hukuk demek, bunları karşılıklı etkileşimleri içinde sıraya koymak, ağırlıklı/öncelikli olanını saptamak demektir. Hayat da böyledir. İşbölümü yapmak ve sıraya koymaktır. Büyük/Asıl düğümü çözmek, küçük bir düğümü çözmeyi zorunlu kılabilir. Özellikle sizin konumlanma noktanız ve sorunların güncelliği bakımından... Doğru biçimde "sıralama" yapamayanları "hayat hizaya getirir", "işbölümündeki görevine" ve "sıralamaya" uymak zorunda bırakır.
Hukukçunun diyalektik mantığı da, enerjisi de "özgürlük" söz konusu oldu mu, onun çözümüne öncelik tanır. Anayasa Mahkememizin salonunda yazar, "Haklar ve Özgürlükler İnsanlığın Onuru ve Erdemidir!" Önce hukukçuların...
Silivri "yargılamalarında" tutuklu ya da hükümlü olanlar; biçim ve içerik bakımından ağır ve açık hukuk ihlalleriyle mahkum edilmişlerdir.
Bugün ülkemiz hukukçularının güncel ve öncelikli görevinin; Önce; Onların özgür kılınmalarını... Sonra adil biçimde yargılanmalarını sağlamak olduğuna inanıyoruz.
Zaman, insanlığın önüne çözebileceği sorunları koyar.
Biz hukukçular; zamanın sunduğu olanakları değerlendirdik ve kendi konumlanma noktamızdan bize ait olan görevi yapıyoruz.
Ayrıca tartışılan iki hususta kısaca görüş bildirmek istiyoruz.
Birincisi: Tutukluların özgürlükleri konusundaki girişim ve önerilere yöneltilen eleştiriler tarafımızdan tek tek iredelenmiş ve sonuçta görülmüştür ki -bunlar doğru eleştiriler varsayılsa bile- tamamen tolere edilebilir niteliktedirler ve bunları öne çıkarmak, "hak'kın" karşısına engel çıkarmak, perdeleme yapmak anlamına gelir..
İkincisi; "Bu iktidar bunu yapmaz, bunlar boş çabalardır" iddiasının bizim tutumumuzla illiyeti yoktur.. Bizde bir söz vardır, "Su akar yolunu bulur, Gerçek yürür adalet yerini bulur." Hepimiz biliyoruz, enerjinin sakımı yasası var.. Hiç bir çaba boşa değildir. Kısa sürede sonuç almasak da, görevimiz; yapılması gerekeni yapmaktır, Birikime hizmet etmektir. Bugün taşar, yarın taşar.. O ayrı bir konudur. Tarihte hiçbir şey kaybolmaz. Bugün değilse yarın; haksız yere özgürlüklerinden mahrum kalan insanlar bir saat önce özgür kalırlarsa bu çabaların katkısı olacağı muhakkaktır.
Yolsuzluklar... HSYK’nın yeniden yapılandırılması yoluyla Kuvvetler Ayrılığının ortadan kaldırılması ve Anayasal rejim değişikliğine yönelmek, İnternet yasası diye bilinen yasa ile toplumun bütün bireylerinin en mahrem kişisel yaşamlarına kadar denetim altına alınması... Doğanın ve Çevrenin yağma ve talan edilmesi... Yabancı ülkelere yasadışı silah sevkiyatı.. Daha ötesi dinci-terörist canilere "sarin gazı temini" iddiaları.... Ve daha niceleri... Hepsi önemlidir. Ve bakın ne kadar çok sorun var... Bu sorunların hepsi içiçe geçmiş, karşılıklı etkileşim içindedirler. Bu toplumun sorunları varsa, yine bu toplumun, onların hepsiyle mücadele edecek ve bu sorunları çözebilecek güçleri de vardır.
Biz avukatlar ve barolar toplumun hak ve özgürlüklerinin "halaskarıyız" ...
İşte bu nedenle, tutuklu ve hükümlülerin özgürlüklerini mesele yaptık!...
"Bir insanın yaşamından bir gününü, bir ayını, hatta yıllarını almak için bin tane yol bulabilirsiniz. Ama bir dakikasını iade etmek için bir tane bile yol yoktur"... Hapistekiler için özgürlük ve adil bir yargılama istiyoruz... Hepsi budur...
Kamuoyunun saygıyla duyururuz. 14.01.2014