PSAKD Milas Şube Başkanı Uyanıker: “Derneğinize üye olun, omuz verin”

ÖNDER Haber - 22 Aralık 2013 tarihinde yapılan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Milas Şubesi olağan genel kurulunun ardından, yeni yönetim kurulu ilk toplantısında görev dağılımı yaptı

PSAKD Milas Şube Başkanı Uyanıker: “Derneğinize üye olun, omuz verin”
ÖNDER Haber - 22 Aralık 2013 tarihinde yapılan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Milas Şubesi olağan genel kurulunun ardından, yeni yönetim kurulu ilk toplantısında görev dağılımı yaptı. Buna göre, Şube Başkanlığına Abdullah Uyanıker, Şube Sekreterliğine Akif Özbilge, Şube Saymanlığına ise Önder Babacan seçildi. Cem Kaya, Gürsel Doğan, Ahmet Çevikkol ve Ali Kahraman ise PSAKD Milas Şubesi yönetiminde üye olarak görev yapacaklar.   ‘Milas halkına çağrı’ PSAKD Milas Şubesi yönetim kurulunda görev dağılımının belirlenmesinin ardından, Şube Başkanı Abdullah Uyanıker tarafından ‘Milas halkına çağrı’ başlıklı bir de açıklama yapıldı. "Bu umutsuzluk ve örgütsüzlük ortamında Milas Pir Sultan Abdal Kültür Derneği daha da güçlenerek tüm Alevi ve yurtseverlerin örgütü olarak hizmetine can baş koyarak devam etmektedir" sözleriyle başlayan açıklamada PSAK’nin, "Eşitlikçi, özgürlükçü ve çoğulculuğu esas alan bir Anayasa, Diyanet İşleri’nin genel bütçeden çıkarılması, Çocuklarımıza zorunlu din derslerinin verilmemesi, Alevi köylerine zorla cami yapılmaması, Ayrımcılığın ve ötekileşmenin yapılmaması, Cem Evlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi ve güvence altına alınması, Temel hak ve özgürlüklerden tüm ulusun bireyleri gibi Alevi toplumunun da tam ve eksiksiz olarak faydalanması" talepleri yinelenip, halkımıza, "Milas’ın Alevi demokrat, yursever halkı ve bireyleri; Milas Pir Sultan Abdal Kültür Derneğinize sahip çıkın. Örgütlü toplumları, en gaddar yönetimler bile dize getiremez ve haklarını gaspedemez. Örgütlü toplumlarda, Ortaca, Kahramanmaraş, Çorum, Sivas, Gazi ve Roboski olayları olmaz. Hiç bir yönetim veya zorba gruplar, örgütlü topumlarda hedef aldıkları toplulukları baskı altına alamaz, almaya cesaret edemez" çağrısında bulunuldu.   Yıl 1966, Yer Ortaca Açıklamada daha sonra, "1938 Dersim, 1962 Ortaca, 1978 Kahramanmaraş, 1980 Çorum, 1993 Sivas, 1995 Gazi, 2011 Roboski, 2013 Gezi olay-katliamları" anımsatılıp Haziran 1966’da, Ortaca’da yaşanan ve pek bilinmeyen olaylar şöyle dile getirildi: "Demokrasiye ve Alevilere karşı işlenmiş bir ayıp olan Ortaca olayları, pek gün ışığına çıkartılmamış, daha doğrusu çıkartılmak istenmemiştir. Olay sadece bir Alevi Sünni çatışması değil, aslında demokrasiye atılmış bir kurşundur. İsterseniz olayı bütünüyle en başından olmak üzere anlatayım. İkinci Dünya Savaşı’nda vergisini ödemeyen azınlıkları çalıştırmak amacı ile Muğla Dalaman’da bir "Azınlık Kampı" kurulması planlanır ve yapımına başlanır. Bu bölge yerleşik durumda olan Tahtacıların (Türkmen Alevi) elinde bulunmaktaydı. Devlet, tahtacıları, yakında bulunan başka bir tahtacı köyüne, Fevziye’ye yerleştirir. Buradan da eski Oritanya mevkiine göç ettirir. O zamanlar bataklık olan bu yer tahtacılar tarafından kurutulur ve bayındır hale getirilir. İşte Ortaca da böylece kurulmuştur. 1960 yılında devlet Fevziye köyüne yakın olan bir bölgeyi Nurcu Sünnilerin bulunduğu Kızılyurt (günümüzde Güzelyurt) köyünün ağasına verir ve kargaşanın temeli atılır. 1962 yılında Fevziye köyünden bir adam ve karısı, odun toplamak amacı ile Kızılyurt’a verilen bu bölgenin yakınlarındaki ormanlık araziye girer. Bunu gören beş Sünni, şeyhlerine danışır ve "Alevilerin namusu olmaz" cevabı ile arkalarından giderler. Adamı tutup bir ağaca bağlar ve karısına da gözlerinin önünde tecavüz ederler. Daha sonra adamı bırakıp kaçarlar. Adam ve karısı, köye dönünce durumu anlatır ve adam toplarlar. Aleviler ağanın mekanını basar. Buna çok sinirlenen Sünniler, bir gün Dalaman çayı kenarında pamuk toplayan kadın ve çocukları hasıra sararak çaya atmak yolu ile katlederler. Sinirleri yatışmayan Sünniler, yeşil bayrak altında adam toplamaya başlarlar ve onaltı Sünni köyü birleşerek yaklaşık yedi yüz kişilik silahlı adam toplanır. "Bu topraklar bizimdir, tahtacılar dağınıza gidin", "Bir tahtacı öldüren cennetliktir" sözleriyle Ortaca merkezine yürümeye başlarlar. Önlerine hiç bir güvenlik kuvveti çıkmaz ve merkeze varırlar. İçinde Alevilerin bulunduğu bir sinemayı basar ve burada iki kadına tecavüz ederler. Kaçmayı başaran Aleviler kurtulur. Sinema, sahibi ile birlikte yakılır. O anın şahitlerinden biri olan M.A. olayı şöyle anlatıyor; ‘Uzakta yeşil bayrağı görünce durumun farkına vardım ve dayıma, hadi gidelim dedim. Gitmeye vaktimiz olmadığı için bir dükkana saklandık. Gelen dumanların ne olduğunu ancak olay bitince anladık.’ Bununla yetinmeyen yobazlar, belediye binasını basar. Ortaca’nın ilk belediye başkanı Ziya Çavuş’u makamında yakalar ve uzun olan saç ve sakalını keserler. Bir kağıda imza attırarak makamından indirir ve yerine kendi aralarından birini yerleştirirler. Demokrasiye bir saldırı olan bu olaydan sonra Ortaca, asla bir Alevi belediye başkanı seçmeye cesaret edemez. Büyük bir insanlık ayıbı olan bu olayın da içinde devlet desteği olup olmadığı halâ tartışılmaktadır. 700 kişinin nereden silah bulduğu, hiçbirinin okuma yazması yokken nasıl bir sözleşme hazırlayıp imzalattıkları, Kızılyurt’la Ortaca merkez arasındaki 10 km’lik yolda hiçbir askeri güvenlik kuvveti tarafından durdurulmamaları, belediye binasına yaya olarak 2 dakikalık uzaklıktaki jandarma karakolunun olaydan 2 saat sonra kuvvet göndermesi, birer soru işaretinden öte gidemedi..." (Kaynak: Webmasta)   Derneğinize üye olun, omuz verin Açıklamanın son bölümünde ise, şu çağrıya yer verildi: "Milaslı Tahtacı Alevi yurttaşlarımız, inancı ne olursa olsun yurtsever, demokrat, ilerici aydınları, demokrasinin ve evrensel hukuk normlarının ülkemizde uygulanmasını isteyenler, yukarıda saydığım insanlık dışı olayları kınayan, lanetleyen, bizim bölgemize, bizim köyümüze baskı ve fişleme olmaz diyenler, Milaslı Tahtacı canlar, hemen yanımızdaki Didim’de kapı işaretlemeleri oldu. Ortaca katliamını aklımızdan çıkarmayalım. Bize birşey olmasa da bütün insanlık bizim kardeşimizdir. Sizin temsilciniz olan Derneğinize üye olun. Milas’taysan o gün Derneğine uğra, orada bir çayını iç, üye ol ki büyüyelim. Hünkâr Hacı Bektaşi Veli’nin dediği gibi, ‘bir olalım, diri olalım, iri olalım’. Milas Pir Sultan Abdal Kültür Derneğinize omuz verin, güç verin ki güçlü olalım. Tüm ülkemize ve Milas halkına, emeğin sömürülmediği, eksiksiz demokrasi, evrensel hukukun üstün kılındığı yeni bir yıl dileriz."
Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

Site en altı
yukarı çık