ÖNDER Haber -
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Milas Şube Başkanı Süleyman Girgin, Başbakan Erdoğan’ın, adı önce "Büyük Ortadoğu Projesi" (BOP) iken, daha sonra hedefi, kapsamı, amacı genişletilerek "Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi" olarak değiştirilen emperyalist saldırı projesinin eşbaşkanlarından ve dolayısıyla da ABD emperyalizminin en başta gelen işbirlikçilerinden biri olduğuna dikkat çekerek başladığı "Savaşa hayır, İnsanlar ölmesin" başlıklı açıklamasında daha sonra özetle şu görüşleri dile getirdi..
"Kimyasal silah bahane..
Yaşadığımız bu son süreçte bu projenin bir aşaması gerçekleştirilmek isteniyor. Nasıl mı? Suriye’ye savaş ilan edilerek. Gerekçe? "Kimyasal silah kullanıldı" ABD Irak’a da 2003 yılında: "Irakta kimyasal silah var. Müdahale etmeliyiz. Demokrasi getirmeliyiz" diyerek girmişti. Evet, Saddam da eli kanlı bir diktatördü. Halepçe şehrinde 5 binden fazla Kürdü kimyasal silahlarla katletmişti. Evet, Esad’ın babası da, kendisi de Suriye halkları için birer diktatördüler ve halklarına zulmetmekten hiç vazgeçmediler. Ama onlarca yıldır Afrika’dan Ortadoğu’ya, Latin Amerika’dan Uzak Asya’ya kadar halkların bir numaralı düşmanı, en büyük savaş gücü ve emperyalisti olan, bugüne değin milyonlarca kişiyi, kimyasal silah da dahil katleden, ülkelerin yeraltı yerüstü zenginliklerini ele geçiren ABD’den medet ummak, ABD’yi Suriye’de yardıma çağırmak tüm Müslüman, İslam dünyasının en büyük sahtekarlığı ve acizliğidir. Emperyalist ülkelerin tümünde miktarı bilinmeyecek kadar çok kimyasal silah olduğunu tüm dünya kamuoyu bilmektedir. Yani Suriye’ye "kimyasal silah var, kitle imha silahları var" gerekçesiyle savaş açmak sadece emperyalistlerin bir bahanesidir. "Suriye’ye de demokrasi, özgürlük getireceğiz", "Kimyasal silah kullanmanın bir bedeli olmalıdır" diyen Obama ve ABD’nin Irak’a da benzer gerekçelerle açtığı savaşın sonuçlarına bakarsak, Suriye’ye açılacak savaşın sonuçları da çok net şekilde görülecektir.
"Saldırılara karşı
çıkmalıyız..
Açıklamasının bu bölümünde, Irak’ta 9 yılın sonunda, 2,5 milyon evsiz barksız, 4 milyon yetim çocuk, 2,5 milyon ölen Iraklı, haber alınamayan 800 bin insan, hapislere doldurulan 300 bin kişi ve 4.5 milyon kişinin de göçmenlik zulmü yaşadığını, emperyalistlerin yeni yeni saldırı hamlelerine karşı durmanın önemini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü..
Suriye halkları, geleceğini belirlemesi için özgür bırakılmalı, kendilerinin demokratik yol ve yöntemlerle çözüm bulmalarına olanak sağlanmalıdır. Yani hem emperyalist savaş çığırtkanlarına, hem Esad rejimine ve hem de Suriye’de İslamiyet ve Müslümanlık adına işlenen katliamlara saldırılara karşı çıkmalıdır. Aleviler penceresinden baktığımızda da görülecektir ki, Alevi toplumu ve örgütlerinin, emperyalistlerin son yıllarda "ılımlı İslam" projesiyle gerici güçlere dayanarak ve/veya gerici güçleri yanına alarak başlattığı saldırılara karşı çıkması, sessiz ve tepkisiz kalmaması, mazlumlarla birlikte hareket etmesi her zamankinden daha gereklidir.
"Zafer direnen dünya
halklarının olacak …
Açıklamasının son bölümünde, Alevi toplumu ve Alevi örgütlerinin, varolan özgürlük mücadelelerine destek ve katkı sunup savaşa kararlı bir şekilde karşı çıkması gereğini dile getiren PSAKD Milas Şube Başkanı Süyelman Güler, sözlerini şöyle tamamladı..
Görülen o ki, bir yanda, ABD ve İngiltere ve bazı AB üyesi emperyalistlerinin başını çektiği, İsrail, Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın içinde olduğu koalisyon; diğer yandan Suriye, Rusya, İran ve hatta Çin’in de içinde olacağı güçlerin savaş senaryoları mazlum halklara acı, gözyaşı, fakirlik ve esaretten başka bir şey getirmeyecektir. Bu savaş senaryolarına mutlaka dur demek zorunluluğu vardır. Bugün hem ülkemizde yaşanan başta Kürt sorunu, Alevi sorunu ile diğer demokratik, sosyal, ekonomik ve kültürel sorunlar, hem de coğrafyamızda yaşanan uluslararası sorunlar karşısında özellikle devrimci, sol ve sosyalistlere her zamankinden daha fazla görev düşüyor. Ülkemiz devrimci hareketi ve uluslararası devrimci hareket, ABD ve diğer bazı emperyalistlerin hep birlikte "Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesini" gerçekleştirmeye yönelik Suriye saldırısına, işgaline ve dolayısıyla Ortadoğu’yu yeniden paylaşmasına şiddetle karşı çıkmalı, Suriye halkının hem emperyalistlere, hem de çetelere, destekçilerine karşı verdiği özgürlük mücadelesine desteğini ve dayanışmasını güçlendirmelidir. Tarihe bir kez not düşülecek, zafer direnen dünya halklarının olacak, yenilen, emperyalizm ve işbirlikçileri olacaktır.